En çocuksu ibadet: Oruç

Oluşturma Tarihi: 2015-06-20 15:31:14

Güncelleme Tarihi: 2015-06-20 15:31:14

TİMETURK BLOG| Uzm. Psikolog Esan Gül

 “Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutun!

Bu ayda yapılan harcama,

Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.”

(İbn-i Ebi'd Dünya)

 

Belki de ibadetler içinde en çocuksu olanı oruçtur. Her çocuk için ayrı bir mutluluk kaynağı olan ramazanın çocuksu yönü daha coşkuludur aslında... Büyümüş olmanın, ailesiyle birlikte bir şeyler yapmanın mutluluğunu yaşar ramazan ayında çocuk…

İftarı, sahuru ve teravihiyle çocuklar orucu daha çok severler... Onun, insanları mutlu eden havasını doya doya yaşar, zihin dünyasında en namütenahi yere yerleştirirler oruç hatıralarını… İftar sofralarında, önünde mis gibi kokan ve insana gülen yemekleri, tatlıları iftar saatinde beklemenin anlık tadını, hiçbir dış baskı olmadan, açlığa rağmen sabretmenin büyüklüğünü, göremediğimiz ama bize her türlü güzellikleri bahşeden Allah'ı öğrenir, yaşar çocuklar. İftarla beraber yemek yemenin zevkiyle, yiyemeyenlerin acısını da hatırlar ve hatırlatırlar.

Çocukluğun ilk yıllarında aktarılan-kazandırılan tutum ve davranışlar ömür boyu kalıcıdır. Sonradan karşılaşılan farklı sosyal ve kültürel etkiler kişileri değişime zorlasa da kişi direnebilmekte veya sonraki etkilenmeler onun özüne pek dokunamamaktadır. Bir arının diyar diyar, çiçek çiçek dolaşıp, eninde sonunda bal kovanına döndüğü gibi, insanoğlu da hayatının ilk yıllarında edindiği değerlerine bağlı kalmakta ya da bu değerlere tekrar geri dönebilmektedirler. Tabi bu temel değerler çocuğa “bal” gibi sunulur ve “bal kovanı” gibi bir ortamda verilirse…

Hemen belirtmem gerekir ki burada çocuklara farz olmadığı halde oruç tutturmaktan değil, oruç ibadetini kavratabilmek, sevdirmek ve alıştırmaktan söz ediyorum. Yani içinde bulunduğumuz rahmet iklimini acı bir ilaç gibi değil, bal gibi sunmaktan söz ediyorum.

Çocuklar Hangi Yaşta Oruç Tutmaya Alıştırılmalıdır?

Çocukların fiziksel, bilişsel, duygusal ve psikomotor gelişim dönemlerini bilmek, onları daha iyi anlamamız, en güzel şekilde yetiştirmemiz, kaldıramayacakları yükleri yüklemememiz ve onlara zulmetmeden yardımcı olmamız için son derece önemlidir. Hiç şüphe yok ki, bu konuda farklı yaş gruplarındaki çocuklar için farklı izahlar ve uygulamalar gereklidir.

 3–6 yaş: Okul öncesi yaşlardaki çocuklara oruç tutturmak uygun değildir. Bir kaç defa sahura kaldırılabilir ve sadece kalkmış olması bile yeterli görülebilir. Aferim oğlum-kızım da oruç tutuyor demek yeterlidir.

7–11 yaş: Bu yaşlarındaki çocukların sağlık durumları müsaitse, yarım gün veya biraz daha fazla, hiç olmazsa hafta sonları veya bir-kaç gün oruç tutturulabilir. Bu dönemler ibadetlerde zorlama değil, kolaylaştırma, nefret ettirme değil sevdirme hassasiyetinin daha yoğun olduğu zaman dilimleridir.

12–14 yaş: Bu dönemlerde oruç ibadeti daha ciddiye alınmalıdır. Çünkü bu yaşlar ergenliğin başlangıcıdır ve artık ibadet sorumluluğu da başlamaktadır. Ergenlik dönemleri ibadetlerin sevdirilme ve alıştırılma zamanlarıdır. Özellikle kimlik kazandırmada uygulanan yöntemler, kullanılan diller ve iletişim biçimleri dine karşı algısını olumlu ya da olumsuz anlamda etkileyecektir. Onun için çok hassas davranılmalı, oruç genel anlamda tutulmalı ve bazen ara verilse de bir aylık süre zarfında çoğunlukla oruçlu geçirilmelidir. 

14 yaş ve üzeri: Lise çağındaki çocukların yaşları uygun olduğu için oruç tutmaları gerekir. Ne var ki dersler veya farklı şeyler bahane edilerek bazen çocuklar yanlış yönlendirilebilmektedir. Oysa oruç tutmanın zekâ veya başarı azalmasıyla hiçbir ilgisi yoktur. Sadece evde ders çalışma saatleri yeniden düzenlenebilir.

Çocukların oruç ibadetini yerine getirmesinde tedricîliğe dikkat etmek gerekir. Başlangıçta çocuklar tam gün oruç tutmaya zorlanmamalıdır. Dinî tutum ve davranışın gelişimine paralel olarak ibadetin ciddi bir iş olduğu vurgulanmalı, çocukların tam gün oruç tutması gelişim dönemleri göz önünde bulundurularak teşvik edilmelidir. Hatta oruç tutmaya veya orucu tamamlamaya teşvik için bazı hediyeler dahi verilebilir.  

 Çocuklara Orucu Sevdirin!

Ramazan ayının güzelliklerinden bahsetmek, iftar vakitlerini ailemizle birlikte geçirmek, orucun aile ortamına getirdiği güzellikleri yaşamak, manevi atmosferi en güzel şekilde çocuklarımızla birlikte teneffüs etmek ve onlarla ramazan ayının rahmet ve bereketini paylaşmak hayatımızın her döneminde unutulmayacak bir güzelliğe kaynaklık teşkil edecektir.

Ramazan ayının en güzel şekilde geçirmek, kendimizi ve ailemizi özellikle de çocuklarımızı orucun manevi iklime hazırlamak son derece önemlidir.

Orucun öneminden bahsedin: Ramazan ayı geldiğinde aileyi oruca hazırlamak, orucun önemi ve faziletlerinden bahsetmek ve her türlü hazırlıkları yapmak son derece önemlidir. Bununla ilgili aile toplantısı tertip edilip ramazan ayında neler yapılabileceği konuşulabilir ve aile üyelerinden oruç hakkındaki düşüncelerini paylaşmaları istenebilir.

Çocuğunuzla teravih namazına gidin: Çocuğunuzla, eğer mümkünse aileyle birlikte teravihe gitmek, yolda teravih namazından ve faziletlerinden bahsetmek önemlidir. Namazdan sonra, önce çocuğunuza küçük; ama onun hoşuna gidecek bir hediye verin veya dondurma ısmarlayın... Ayrıca yanınıza aldığınız çikolata ya da şekerleri teravihe gelen diğer çocuklara dağıtarak onlara Ramazan'ın rahmet yüzünü bir kere daha gösterin. Ekonomik durumunuz iyiyse bunu sık sık yaparak camiye gelen çocukları sevindirin…

Çocukları camiden kovmayın: Aileyle birlikte namaz kılmak çocukların en çok hoşuna giden olgulardan biridir. Çocuklar uzun süreli şeylerden çabuk sıkıldıkları için dikkatleri dağılabilir, başka şeyler yapmak isteyebilir veya cami de koşabilirler. Bunun için çocuklara karşı hoşgörülü olmak, onlara bağırmamak, camiden soğumasına neden olacak davranışlarda bulunmamak gerekir. Onları azarlamak yerine şefkat ve merhamet göstermek, dua etmek ve kendilerinden hoşnut olduğunuzu belli etmek, namazdan sonra da karşılaştığınız çocuğun başını okşayıp onu tebrik ederek “Allah ibadetinizi kabul etsin” demek onlar için sevgi ve mutluluk kaynağı olacaktır. Ramazan ayında rahmet kapılarının açılması gibi bizim de kalbimizin rahmet ve merhamet kapıları açılmalıdır. Unutmayalım ki “oruç tutmak kötü söz söylemeye ve bağırıp çağırmaya engeldir.” (Buhari, Müslim)

Çocukların dini eğitiminde bu ay bir fırsattır: Çocuklara dini eğitimin verilmesinin en müsait zaman dilimlerinden biri de Ramazan ayıdır. Bu ayda konuşmalarınız, tutum ve davranışlarınızla ramazan ayının güzelliklerinden, rahmet ve bereketinden bahsedilebilir, insanlarla yardımlaşma, iftar davetleri ve muhabbetlerle örneklik teşkil edilebilir.

Kur'an-ı Kerim okumak: Ramazan ayı Kur'an ayıdır. Çocuklarınızla birlikte Kur'an okumak, onun okumasına ve kendisini geliştirmesine yardımcı olmak, Kur'an'dan kıssalar anlatmak, Kur'an'ın öneminden ve faziletlerinden bahsetmek için ramazan ayını değerlendirmek gerekir.

Çocuklar sizi namaz kılarken görsün: Anne-babalar çocuklar için en güzel örnektir. Çocukların zihin dünyası anne-babanın hayatını bir kamera hassasiyetiyle kaydeder. Her ayrıntı dikkatle takip edilir ve hayatına uygulanmaya çalışılır. Çocuklarınızla birlikte namaz kılmak veya onların bulunduğu ortamlarda namaz kılmak son derece önemlidir. Onlar sizin önlerinizden geçebilir, sırtınıza çıkabilir veya sizin dikkatinizi çekmek için çeşitli yaramazlıklar yapabilirler… Onlara müdahale etmeyin. Onlara dua edin, rahmet ve bereket dileyin…