Aldatılmak, yaşamda tek başına kalmak, sevgi görmemek. Fakat bundan sonrasında, bu acılar bana hangi dersleri öğretti diyerek yol almak, bir daha bu döngüleri yaşamamak adına ilişkilerdeki tehlike sinyallerinin farkına varmak ve böyle kişileri yaşamımıza almamak önemli. Yani geçmişte oluşturduğumuz tüm olumsuz döngülerin farkına varıp aynı şeyleri yaşatacak durumlardan uzak durabilmek, geçmişin karanlık izlerinden kurtulmanın en önemli anahtarıdır. Geçmişin etkisinden kurtulmak demek bile bazen bize çok korkutucu gelir. Çünkü orada yaşanan her ne kadar kötü olsa da, bildiğimiz bir alandır ve bundan dolayı güvende hissettirir. Geçmişi bırakmak her şeyi sıfırlamak sizin için çok korkutucu olsa bile, bu yaşamı sıfırlamak, ileriye doğru adım atmak ilk ve en kıymetli başlangıç anahtarıdır. Geçmişte ne yaşanmış olursa olsun, artık geride kaldı. Onlar bir kez daha yaşanmayacak. Geçmişim kötüydü, bundan sonrası da iyi olmaz diye düşünmek, anın tadına varmanızı ve oradaki acıları tekrar yaşamanızı sağlayan korkulardan başka bir şey değildir.
Geçmişe takılıp kalmış olabilirsiniz. Onu artık geride bırakmak gerek. Çünkü tam olarak şuanda yaşıyoruz. Ancak bu anda yaşayarak değişir ve gelişiriz. Hiç gelişememek ve mutlu olamamak aslında geçmişe saplanmaktan dolayı oluşur. Eğer ki, bu olumsuzluk seline kendinizi kaptırırsanız bir oraya, bir buraya çarpan sal gibi canınız kenarlara çarptıkça yanar. Bu durumdaki kendinize acıdıkça mutsuz bir kişiye dönüşüp mağdur rolünden bir türlü kurtulamazsınız. Seçim sizin... Ya geçmişte yaşadığınız anıların ya sizi ele geçirmesine izin verir, mağdur rolüne kendinizi teslim eder ve geçmişinizde size yaşatılanların aynısını yaşadığınız bir hayata kendinizi bırakırsınız, ya da gereken dersleri alıp sıfır noktasından başlayıp ileri gidebilirsiniz. Hayatınızın kontrolü belki çocukken sizde değildi ve buralara müdahale edemediniz ama artık bu yaşamı iyi hale dönüştürebilmek sizin elinizde ve bu fırsatı en yakın zamanda yakalamanız büyük dönüşümlerin habercisi olmaya devam edecek.
Sürekli olarak kendimizi yaşanan acıların kurbanı rolünde görmek, o duyguları devamlı olarak yaşatmak, geçmişe takılmak bugünü yaşamamıza da büyük engel haline gelir. Bu durum yaşayacak olduğunuz birçok güzelliğin, siz göremediğiniz için kaybolması demektir. Belki hiç sevgi görmediniz, kimse size sarılmadı ve yanınızda olduğunu hissettirmedi, belki hiç de hak etmediğiniz birçok duruma maruz kaldınız ama bu yaşantılar ne kadar zor ve acı olsa da yaşamda mutlaka bir şey öğretti. Alacağınız dersi aldıktan sonra ilerlemek kendinize aldığınız en güzel hediye olacaktır.
Geçmiş travmalarımızın sürmesi nelere yol açar dersek eğer bir düşünelim. Bir kadın, çocukken ailesi tarafından hiçbir şekilde güven, sıcaklık, yakınlık duygularını alamadı. İleriki yaşantısında karşısına çıkan eşi de aynı aile figürleri gibi sevgisiz, ilgisiz biriydi. Hatta belli bir süre sonra eşinin kendisini aldattığını öğrendiği için çocuğunu da alarak yalnız bir şekilde ayakta durmaya çalışırken hem çalıştı hem de çocuğuna bakmaya başladı. Hayat onun için böyle devam ederken hayatta hiç sevilmediğini, tüm kötü şeylerin onun başına geldiğini, hiçbir zaman iyi duygular yaşayamayacağını düşünüyordu. Tek başına kalmıştı, ki hep yalnızdı bu artık onun kötü, talihsiz şansıydı onun için. Bu durum hayatını öyle etkiliyordu ki, ne sağlıklı duygusal ilişkiler kurabiliyordu ne de sağlıklı arkadaşlıkları vardı. Şimdi bu travmaların en kötü etkisini kim yaşamakta sizce? Tabii ki bu durumun içinde olan kişi. Bu kadar zorlu yaşantı sonucunda bu akışa kapılmayı, kişi istemsiz bile olsa aslında kendi tercihleriyle seçiyor. Tabi ki yaşanılanlar çok zor ve acı...
Hadi şimdi geçmişinize bir teşekkür edin, öğrettiği tüm deneyimlere, sizi siz yapan her bir derse. Öğrendiğiniz bu dersleri hayat çantanıza koyun ve o çantadan acıları dışarı çıkartın. Deneyimlerinizin sizi mağdur bir kişiye değil de, çok güçlü bir insana dönüştürmesine izin verin. En çok kendinize ihtiyacınız olacak.