Konya'da, telefon açıp bir suç örgütü operasyonunda adlarının geçtiğini belirterek kendilerini kandıran dolandırıcılara tüm birikimlerini kaptıran Hidayet-Emine Pekşen çiftinin başına gelenler ders niteliği taşıyor.
Yalıhüyük ilçesinde 65 yaşındaki eşi Emine ile birlikte yaşayan 69 yaşındaki Hidayet Pekşen'i, 1 Ocak'ta telefon dolandırıcıları aradı.
Hem cep telefonu hem de evdeki sabit telefondan arayan dolandırıcılar, çifte, adlarının bir suç örgütü operasyonunda geçtiğini belirterek, olayın çözülmesi için paraya ihtiyaçları olduğunu söyledi.
Kendilerini ikna eden dolandırıcılara hacca gitmek için biriktirdikleri tüm birikimini veren, yönlendirmeyle sattıkları traktörün parasını dahi kaptıran çift, başlarına gelen olayı unutamazken, soruşturma kapsamında yakalanan 3 şüpheliden 2'si tutuklandı. - Sürekli kontrol altında tuttular, 2 gün boyunca izinleri olmadan dışarıya çıkartmadılar
"Elimizle teslim ettik ona yanıyorum, gitti." diyerek gözyaşı döken çiftten Hidayet Pekşen, herkese ders olması için başından geçenleri AA muhabiriyle paylaştı.
Olayla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunan Pekşen, AA muhabirine, telefonda kendilerini Cumhuriyet başsavcısı olarak tanıtan şüphelilere inandığı için çok pişman olduklarını söyledi.
Eşiyle kendisinin kimlik bilgilerinin suç örgütlerinin eline geçtiği yalanına inandıklarını aktaran Pekşen, dolandırıcıların bu süreçte kendilerine psikolojik baskı kurduğunu, telefonda sürekli, "Sivil polis izliyor, sakın dışarıya çıkma" gibi uyarılarda bulunulduğunu dile getirdi.
Pekşen, olayın aydınlatılabilmesi ve aklanabilmeleri için dolandırıcılar ne isterse onu yaptıklarını belirterek, "Bu süreçte telefon sürekli açık olduğu için kimseyle görüşmedik. Bana 4 ekmek aldırdılar, iki gün evden dışarıya çıkmama izin vermediler. Evdeki sabit telefon sürekli açıktı. Bu şekilde kontrol ediyorlardı. Bankaya yönlendirildiğim gün evdeki 12 bilezik, 2 Cumhuriyet altını ve 14 bin 500 lira eşim tarafından bu kişilere elden teslim edildi. 50 bin liraya sattığım traktörün parasını da bankaya giderek verilen hesaba yatırdım." ifadelerini kullandı. - "Peşin para veren olsaydı ev de gitmişti"
Dolandırıcıların ikinci gün de kendileriyle iletişimi kesmediğini vurgulayan Pekşen, şöyle konuştu:
"Dolandırıcılar, traktörü de satıp parasını verilen hesaba yatırmamı, parayı çekecek olan şüpheliyi de yakalayacaklarını anlattı. Seydişehir'de traktörü sattım. O gün kızım ziyarete geldiğinde durumu anlattım. 'Baba seni dolandırmışlar' deyince inanmadım. Çareyi karakola gitmekte bulduk. Karakoldaki polis, 'Amca sizi dolandırmışlar.' deyince şok geçirdim, dona kaldım. Evimi bile sattırmaya çalıştılar. Peşin para veren olsaydı ev de gitmişti."
Pekşen, olayın ardından dolandırıldığı duyulunca yakınları ve hayırseverler tarafından toplanan 50 bin lirayla traktörü sattığı yerden aldığını söyledi.
Başından geçenleri herkesi duyurmak istediğini aktaran Pekşen, "Perişan oldum. Ben yandım, başkaları yanmasın. Hanımla hacca gitme hayalimiz vardı. Yaklaşık 10 senede bu parayı biriktirdim. Hac kurasının çıkmasını bekliyorduk. Hacca gitmek için ineklerim vardı, otomobilim vardı sattım. Bu sene tarlalarımı ekmiştim. Traktörü hayırseverlerin yardımlarıyla geri alamasaydım onu da hasat edemeyecektim. Hiç olmazsa ekmek teknemizi evimizin önüne getirdik." - Telefonla hipnoza karşın mesajlaşma önerisi
Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Barbaros Yalçın, dolandırıcılıkta kullanılan anahtar ifadelere karşın farkındalığın artırılması gerektiğini bildirdi.
Yalçın, "hakim, savcı ve polis" ifadesi geçen telefon görüşmelerine karşın ilgili kamu görevlilerinin kesinlikle para talebinde bulunmayacağına dikkati çekerek, şu uyarılarda bulundu:
"Rehberde kayıtlı olmayan ve özellikle '0 850' kodlu numaralara bakmamak gerekir. Şüphelenilen numaraya mesaj atılarak, bu merakın da önüne geçilebilir. Dolandırıcılar, mesaj üzerinden kişiye psikolojik baskı kuramaz. Merak ettik, telefonu açtık. 'Hakim, savcı ve polis' sözcüklerini duyduğumuzda görüşmeyi hemen sonlandırmamız, emniyete durumu bildirmek ve destek almaktan da çekinmememiz gerekir."
Tüketici Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Aziz Koçal ise bilinmeyen numaralardan gelen aramalara itibar edilmemesini, bu numaraların konuşma esnasında ekran görüntüsü alınarak kaydedilmesi ve emniyete bildirilmesi gerektiğini aktardı.
Dolandırıcıların, para biriktirdiği anlaşılan vatandaşları, 'oltalama' yöntemiyle tuzağa düşürerek bütün birikimini almaya çalıştığını ifade eden Koçal, "Vatandaşların, kim olursa olsun telefonla arayan kişilere, evlerindeki değerli eşya veya para ile ilgili bilgi vermemesi gerekiyor. Vatandaşlarımız, tanımadığı kişilere, para biriktirdiğini, evde altın gibi değerli eşyaları olduğunu, hacca gideceklerini söylememeli. Telefonla gelen çağrılara karşı uyanık olunmalı." ifadelerini kullandı.