İki kolunu kaybeden Haluk'un örnek alınacak başarı hikayesi
30 yaşındayken geçirdiği bir kaza sonucu iki kolunu kaybeden Haluk Tokat’ın yaşam mücadelesi hayranlık uyandırıyor.

Oluşturma Tarihi: 2022-11-24 10:06:01

Güncelleme Tarihi: 2022-11-24 10:06:01

Tarayıcınız video oynatma özelliğini desteklemiyor.

İstanbul Başakşehir'de yaşayan 43 yaşındaki Haluk Tokat'ın, 2009 yılında geçirdiği kaza sonucu bütün hayatı değişti.

Yüksek gerilim hattında çalışarak hayatını idame ettiren Tokat, 2009'un Şubat ayında kaza sonucu elektrik akımına kapılarak ağır yaralandı.

Kaza sonrası iki kolunun kesileceğini öğrenen Tokat, doktora yalvararak “Doktor Bey lütfen, ben nişanlımı çok seviyorum ve iki ay sonra evleneceğiz. Ne olursunuz kesmeyin kollarımı.” diyor ancak iki kolunu da kaybediyor.

70 gün boyunca hastanede kalan Tokat, artık hiçbir ihtiyacını karşılamamaya başlıyor. Ameliyat sonrası kardeşlerinin yanında kaldığını söyleyen Tokat, kardeşinden duyduğu bir cümle sonrası bütün hayatının değiştiğini ifade ediyor:

“Hastaneden çıktıktan sonra kardeşlerimde kaldım. İnsanlara bazen ağır gelebiliyorsunuz. Kız kardeşimin tek bir lafı üzerine kendimi dışarı attım. Onu çok seviyorum, iyi ki o lafı duydum. Çocukluk arkadaşımın desteğiyle kalem satmaya başladım. Bir süre sonra İstanbul'a geldim.”

Sürekli birilerinin yardımına ihtiyaç duymaktan rahatsız olduğunu söyleyen Tokat, “Sürekli birilerinin yardımıyla kıyafetlerimi giyiyor ve birilerinin desteğiyle yemek yiyordum. Bıkmıştım artık. Pansiyonda arkadaşımla birlikte kalıyordum. Bir sabah arkadaşım gelmedi. Pantolonumu ilk kez kendim giydim. Duvardaki elbise askısını belimin hizasına monte ettirdim. Ayaklarımla düğmeleri bağladım, fermuarı çektim. O sevincimin tarifi yoktu, gözlerimden yaşlar gelmişti” ifadelerini kullandı.

Pantolonu giydikten sonra işe gittiğini söyleyen Tokat, ilk kez kendi başına nasıl yemek yediğini de anlatıyor:

“Lokantaya gittim. Karnıyarık, pilav ve cacık söyledim. Garson ben yedireyim dedi ama reddettim. Artık kendim yemek yemeyi öğrenmem gerektiğini düşündüm. Ağzımla kaşığı tuttum yemek doldurdum. Sonra kolumla kaşığın sap kısmına bastırınca dolu kısmı yukarı kalktı ve ilk kez yemek yedim. O anki mutluluk paha biçilemez.”