Yaz meyveleri içinde en çok sevilen meyve olan kiraz doğru miktarda ve düzenli olarak tüketilirse hastalıklara karşı doğal bir koruyucudur. Mümkün olduğunca kirazın her gün 150 - 200 gram arası tüketilmesi önerilmektedir.

Düzenli olarak tüketilen kiraz özellikle sindirim sistemi organlarını, kalp, böbrek ve karaciğeri korur. Saçı ve cildi güzelleştirdiği bilenen kiraz kansere ve felç durumuna karşıda vücudu korumaktadır.

Sindirim sonrunu ve hazımsızlık çeken kişiler için tavsiye edilen kiraz; mide içindeki ph oranını düzenleyerek mide ve sindirim sorunlarını gidermede yardımcı olur.

Kiraz, içinde bulunan güçlü bir antioksidan sayesinde kansere yakalanma riskini azaltarak kalp ve karaciğerde detoks etkisi gösterir. Antosiyaninler adı verilen kirazda bulunan antioksidanlar, kötü kolesterol seviyelerini azaltmaya yardımcı olur, kan basıncını düzenler, iltihaplanmaya neden olabilecek serbest radikallerle savaşır. Böylece kalp hastalığı ve felç riskini azaltır.

Kirazın sapı ve çekirdeğide kendi başına kullanılabilmektedir. Kirazın sapından çay yapılıp içilebilir. Ödem atıcı etkileri ile bilinen kiraz sapı çayı, vücuttan toksin yani toksik maddelerin atılmasına yardımcı oluyor. Çekirdekleride güzel bir ısı tutucu olup kış günlerinde faydalanılabilmektedir. Bir çorap içine bir avuç kiraz çekirdeği doldurup, vücudu yakmayacak kadar ısıtarak küçük çocuğunuzun ayağına giydirirseniz, uzun bir müddet çocuğunuzun ayağı sıcak kalacaktır.

 Ayrıca kanı sulandırıcı bir etkisi bulunan kiraz, böbreklere de fayda sağlıyor. Uzamanlar tarafından günlük 150 gram kiraz tüketilmesi tavsiye edilirken, kiraz vücut için gerekli olan C vitamini ihtiyacının yüzde 18'ini, potasyumun yüzde 10'unu, bakırın yüzde 5'ini, manganezin yüzde 5'ini karşılamaktadır.

Uzmanlar kirazı fazla tüketmenin yarardan çok zararının dokunacağını belirterek, içeriğindeki şeker miktarına bağlı olarak kilo alımı, karaciğer yağlanması ve insülin direncine neden olabildiğini belirtiyorlar.