Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Biz, Kıbrıs Türk halkı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden, Kıbrıs Türk Devleti'nin egemenliğinden asla vazgeçmeyiz, vazgeçemeyiz." dedi.
Çeşitli ziyaretler kapsamında Kırşehir'e gelen Cumhurbaşkanı Tatar, bir otelde yerel basın kuruluşlarının sahipleri ve gazetecilerle bir araya geldi.
Türkiye'de ziyaretler yaparak Türk kamuoyu, gençler ve sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldiğini belirten Tatar, Kıbrıs'taki durumu anlatmayı ve Türk kamuoyunu aydınlatmayı bir görev olarak gördüğünü söyledi.
Kıbrıs Türk halkının, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Anadolu'nun kopmaz ve ayrılmaz parçası olduğunu, bunu bütün dünyanın bildiğini vurgulayan Tatar, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin tek taraflı olarak Avrupa Birliği'ne (AB) alınmasının esasında büyük bir hukuksuzluk olduğunu dile getirdi.
Bu haksızlığın Türkiye'ye de yapıldığına dikkati çeken Tatar, "Uluslararası antlaşmalar ve 1960 Antlaşması açık ve net diyor ki Türkiye ve Yunanistan'ın birlikte üye olmadıkları herhangi bir devlet topluluğuna ki bu da Avrupa Birliği'dir, Kıbrıs Cumhuriyeti kesinlikle üye olamaz. Buna rağmen AB tek taraflı olarak Annan Planı'na bizim 'evet', onların 'hayır' demesine rağmen, onları AB içine alıyorlar. Çünkü AB bir kulüptür, bir ailedir. Kendilerine göre Hristiyanların oluşturduğu bu kulüpte egemenliklerini, otoritelerini haksız yere Doğu Akdeniz'in bu noktasına kadar yaymaya çalışmışlardır. Bunu yapmış olabilirler. Fakat biz, Kıbrıs Türk halkı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden, Kıbrıs Türk Devleti'nin egemenliğinden asla vazgeçmeyiz, vazgeçemeyiz." diye konuştu.
Böyle bir tehlikeyi önlemek için bunları söyleyerek Cumhurbaşkanlığı seçiminde halkının onayını aldığını belirten Tatar, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin de tam desteği gelmiştir. Bu desteği bana sağlayan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a ve diğer tüm yetkililere teşekkür ederim. Bir kez daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti yönetiminin tam bir iş birliği içerisinde bütün bu süreçleri yönetmesi ulvi menfaatlerimiz, milli çıkarlarımız açısından önemlidir. Maraş açılımı da bu siyasetin bir parçasıdır. Çünkü iki devletlilik ve Maraş açılımı Kıbrıs'ta yeni bir dönüm noktasını getirmiştir. Bu da onurlu bir siyasetin ortaya konulabilmesi için tarihi bir adımdı."
Bir gazetecinin, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Omicron vakalarının durumu nedir, Türkiye'de yapılan dövize müdahale ile ilgili düşünceniz nedir?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Tatar, ülkelerinde iki Omicron vakası görüldüğünü, çoğalmamasını ümit ettiklerini dile getirdi. Salgınla ilgili sıkıntının devam etmesinin kendilerini üzdüğünü anlatan Tatar, şöyle konuştu:
"Çünkü Kıbrıs'ın ekonomisi turizme, öğrencinin geriye dönmesine bağlıdır. Dolayısıyla sağlık sisteminiz, sağlık çalışanlarımız, doktorlarımız en iyi şekilde bu işi yönetmeye çalışıyor. Şu ana kadar Kıbrıs'ın koşullarında başarılıyız. Hatta Güney Kıbrıs'tan daha da başarılıyız. Bu süreci de en iyi şekilde yönetmeye çalışacağız. Aşılanma bizde de şu anda yüzde 70-75 civarında. Üçüncü, dördüncü dozu var. Gençlerimizden ve bazı aşı karşıtlarından ricamız ve temennimiz, toplumsal fayda, halkın geleceği için aşıyı ihmal etmemeleri."
Aşıyı teşvik etmeye çalıştıklarını aktaran Tatar, "O bağlamda TURKOVAC'ın başarısı ve piyasaya çıkmasıyla orada da bir rahatlama olacak. Çünkü aşıları bulmak o kadar kolay olmadı. Çok süreçlerden geçti. Aşı olmak isteyenler bile aşıyı bulamadı zaman zaman. Bizim aşımızın büyük bir kısmını 590 bin doz olarak Türkiye Cumhuriyeti verdi. 120 bin doz da Avrupa Birliği'nden alabildik. Bu şekilde bu sıkıntıyı aşmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Türkiye'de spekülatif hareketlerin içine girenlerin, Türkiye'nin para birimiyle ilgili büyük yanlış yaptığına işaret eden Tatar, şunları kaydetti:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik yapısına, temel parametrelere, bütçe açığına, kamu borç stokunun gayri safi milli hasılaya oranına, memleketin üretim kapasitesine, ihracat performansına baktığınızda, bütün bu kriterler ekonominin iyiye gitmekte olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla ekonomide büyük bir sorun yokken nasıl olur da o ülkenin para birimi bu şekilde bir spekülatif saldırı ile bu şekilde değer kaybeder. Bu, gerçekten ekonomik akılla izah edilemez. Bu işin içinde başka mesele, dıştan yapılan bir saldırı vardır. Bu açık ve nettir. Alınan tedbir büyük bir başarı idi. Zamanlaması da çok iyi olmuştur. İnşallah bu istikrar devam eder, Türkiye'nin kendi dengesi içerisinde ekonomik yapısını güçlendirir. Kıbrıs'tan bakıldığında Türk lirasının istikrarı önemlidir. Çünkü biz de Türk lirası kullanıyoruz. Türkiye ekonomisinin daha da güçlenmesi siyasi anlamda bize güç verir. Güçlü Türkiye ve ekonomisinin Kıbrıs'a yansımalarını hemen görürüz. Çok güçlü bir yapı içerisinde Kıbrıs'a daha fazla turist, yatırımcı ve öğrenci gelir."