Nasreddin Hoca'nın mezarı nerede?
Türk mizahının en önemli isimlerinden olan ve günümüzden yüzlerce yıl önce yaşayan Nasreddin Hoca'nın merak edilen mezarıyla ilgili flaş bir gelişme yaşandı. Masallara, hikayelere konu olan Nasreddin Hoca'ya ait olan sanduka bulundu. Nasreddin Hoca’nın oğluna ait olduğu sanılan 738 yıllık, 147 santim uzunluğunda, yaklaşık 1 ton ağırlığındaki mermer sandukanın aslında Nasreddiin Hoca’nın mezarına ait olduğu ortaya çıktı. Son gelişme Anadolu kültürünün efsane isminin mezarına dair sırların da aydınlanmasına neden olabilir.

Oluşturma Tarihi: 2022-12-06 17:13:44

Güncelleme Tarihi: 2022-12-06 17:13:44

Türk mizahının en önemli isimlerinden olan ve günümüzden yüzlerce yıl önce yaşayan Nasreddin Hoca'nın merak edilen mezarıyla ilgili flaş bir gelişme yaşandı. Masallara, hikayelere konu olan Nasreddin Hoca'ya ait olan sanduka bulundu. Nasreddin Hoca'nın oğluna ait olduğu sanılan 738 yıllık, 147 santim uzunluğunda, yaklaşık 1 ton ağırlığındaki mermer sandukanın aslında Nasreddiin Hoca'nın mezarına ait olduğu ortaya çıktı. Son gelişme Anadolu kültürünün efsane isminin mezarına dair sırların da aydınlanmasına neden olabilir.

Prof. Dr. Mehmet Mahur Tulum yaptığı açıklamada tesptitin son derece önemli olduğuna değindi. Türk kültürünün önemli mizah karakterlerinden olan Nasreddin Hoca 1208 yılında dünyaya gelerek 1284 yılında Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinde eski adıyla Hortu köyünde hayata gözlerini yummuştu. Nasrettin Hoca'nın mezarının bulunmasına dair çalışmalar tüm hızıyla devam ederken yaşanan son gelişme herkesi sevindirdi.

Nasreddin Hoca'nın mezarı nerede?

Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinde bulunan Ulu Camii'nin 2014 yılındaki restorasyonu sırasında bahçede yapılan kazıda mermer sanduka bulundu. Türk mizahının usta ismi ve halk filozofu Nasreddin Hoca'nın oğluna ait olduğu sanılan yaklaşık 1 ton ağırlığındaki mermer sanduka Anadolu Üniversitesi'nde incelemeye alındı. Sandukanın üzerinde, Selçuklu döneminde kullanılan Arapça yazı stiliyle Nasreddin ve babası Şemseddin isimlerinin yazılı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mehmet Mahur Tulum, “Bu taşın üzerinde yaptığımız filolojik araştırmalar neticesinde bu taşın Nasreddin Hocamıza ait olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz” dedi. Nasreddin Hoca, 1284'te yine Akşehir'de ölerek günümüzdeki Nasreddin Hoca Türbesi'ne gömülmüştür.

Nasreddin Hoca'nın mezar sandukası bulundu mu?

Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Mahur Tulum, mermer sanduka üzerinde Selçuklu döneminde kullanılan tarzda Arapça yazılar olduğunu ifade ederek, “Selçuki tarzda yontulmuş bir taş lahit ile karşı karşıyayız. Nasreddin Hoca'nın ölüm tarihinin 1284 olduğunu bildiğimize göre, elimizdeki taş 738 yıllık bir taş. Bu taşın üzerinde yaptığımız filolojik araştırmalar neticesinde bu taşın Nasreddin Hocamıza ait olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz. Selçuki tarzdaki taşlarda kullanılan lisan Arapça'dır. Taşın üzerinde bir yüzünde şu yazmaktadır; ‘Sahib-ül hazel kabrü el muhtaç ila rahmetillah'. Diğer yüzünde ise, ‘Nasrüddin hace nusrat ibn-i Şemsüddin baba' yazmaktadır. Bu taş aynı zamanda Nasreddin Hoca'nın babasının ismini de bize veriyor. Şemseddin baba olduğunu bu taş dolayısı ile anlamış bulunuyoruz. Tabii bu sonuca varırken bize en çok yardımı olan da Nasreddin Hoca'nın kızının mezar şahidesiydi.

Nasreddin Hoca kimdir?

Nasreddin Hoca Anadolu Selçuklu Devleti döneminde, Hortu ile Akşehir çevresinde yaşamış olan efsanevi kişi ve mizah kahramanıdır.

Çoğunlukla hazırcevap ve mizah anlayışını elinde bulunduran bir bilge olarak yansıtılan hikâyelerle tanınan Nasreddin Hoca'nın gerçekte yaşayıp yaşamadığına, yaşadıysa da gerçek kişiliğinin ne olduğuna dair tartışmalar olmakla birlikte, gerçek bir tarihî kişilik olduğuna dair bazı belgeler de bulunmaktadır. Bu belgelerden edinilen bilgilere göre, 1208 yılında Akşehir'in Hortu köyünde doğan Nasreddin Hoca burada temel eğitimini aldıktan sonra Sivrihisar'da medresede eğitim görmüş ve babasının ölümü üzerine döndüğü memleketinde köy imamlığı görevini üstlenmiştir. Nasreddin Hoca, bir süre sonra dönemin tasavvufi düşünce merkezlerinden olan Akşehir'e göç ile Mahmûd-ı Hayrânî'nin dervişi olarak Mevlevîlik, Yesevîlik veya Rufâilik yoluna mensup olmuştur. Akşehir'de mülki görevler üstlenen ve aynı zamanda Akşehir çevresindeki yörelerde de kısa süreli bulunduğu düşünülen Nasreddin Hoca, 1284'te hayata gözlerini yummuştur.