İstanbul'da bir anaokulunda küçük öğrenciye annesi doğum günü sürprizi olarak pasta getirmiş, pastayı ve annesini bir anda karşısında gören küçük çocuğun o görüntüsü sosyal medyada gündem olmuştu. Milyona yakın izlenmeye ulaşan videoda İbrahim adındaki çocuğun annesinin gelişinden habersiz olduğu ve heyecanla annesinin elini öpüşü izleyenleri duygulandırdı.
Küçük öğrencisinin yaşadığı anları kaydeden ve kendi sosyal medya hesabından paylaşan öğretmenin gönderisi kısa sürede milyonlara ulaştı. Küçük çocuğun minnet dolu bakışlarını ve samimiyetini hissettiklerini dile getiren kullanıcılar, “Sen bu yaşta ne yaşadın çocuk?”, “Videoyu izlediğimde boğazım düğümlendi” şeklinde yorumlar yaptı.
''BUNU PARA İÇİN YAPMADIM''
Öte yandan geçtiğimiz haftalarda gündeme oturan video sonrası Dilara öğretmen, Instagram'dan dikkat çeken bir paylaşım yaptı. Öğretmen, okulla ilişiğinin kesildiğini uzun bir açıklama yaparak anlattı. Dilara öğretmen, ''Bilerek sizlere son 6 aylık maaş bardromu da attım. Bunu para için yapmadığımı da görmenizi isterim. Bugün asgari ücret olmuş 4 bin 250, ben alıyorum 2 bin 500. Amacım kimseyi hedef göstermek falan da değil inanın dün o faslı kapattım ben. Dediğim gibi bu olay beni çok hırslandırdı bekle beni MEB. Bu ülkenin evlatlarına ışık olmak için tekrardan ve daha güçlü döneceğim'' ifadelerine yer verdi.
''ÜLKENİN GÜNDEMİNE OTURACAĞINI TAHMİN ETMEDİM''
Bu yazının ardından uzun da bir açıklama yayınlayan öğretmen, "Video 5 Kasım 2021 tarihinde çekildi ama yayınlanma tarihi 9 Ocak 2022 tarihidir. Velinin onayı ve izni dahilinde paylaşılan bir görüntüydü ki bunu zaten sizlere kanıtlı olarak sundum. Ben video öncesinde 1000 takipçisi olan küçük bir sayfaydım. Amacım burayı gelecek yıllarda arşiv olarak kullanmak ve belki diğer öğretmen arkadaşlarım da faydalanmak ister düşüncesiydi. Ben videonun bu kadar ses getireceğini, ülkenin gündemine oturacağını tahmin etmedim, kimse de tahmin etmezdi.
''MESLEĞİMİ KÖTÜ KULLANMADIM''
Video benim kontrolünden çıktıktan sonra asla önüne geçemedim. Ben bu durumu okulda gerekli üstlerime söyledim. Müdür yardımcısı ve müdüre ilettim. Kendileri bu videoyu sayfamdan derhal silmemi söyledi. Ben silmedim. Silmeyeceğimi de kendilerine uygun dille söyledim. Çünkü videoda herhangi kötü bir şey söz konusu değildi. Unuttuğumuz duyguları İbrahim ile gün yüzüne çıkardım. Dışarıdan bir müdahaleyi kabul etmedim etmeyeceğim de. Beni ilk takip edenler bilir. Ben ücretli bir öğretmenim daha doğrusu öğretmendim, ona rağmen elimden gelenin en iyisini yaptım. Mesleğimi kötü kullanmadım. Çocukları istismar etmedim, kötü söz ve şiddet göstermedim. Ben işimi layığı ile yaptım ama layığı ile bitirmek nasip olmadı'' dedi.
"TELEFONDA OKULLA İLİŞİĞİMİN KESİLDİĞİNİ SÖYLEDİLER"
Açıklamalarına devam eden Dilara öğretmen, ''Görev yaptığım okuldan, benim okulla ilişiğimin kesildiği dün telefonumu arayarak söylediler. Garip olan şu ki ayın 1'inde aranıyorum ama e-devlete baktığımda 31 Ocakta zaten ilişiğim kesilmiş. Bu arada imza atmaya henüz gitmedim. Ve telefonda, imza atsanız da atmasanız da ilişiğiniz kesilecek dedi. Ben ikinci dönem deli gibi projeler hazırlarken okulla alakamın kalmadığı söyleniyor. Şu kısma tekrar dikkat çekmek istiyorum; "Hocam müdürünüz izin vermedi ama siz nasıl yayına çıktınız" diyebilirsiniz. İnanın il müdürü Levent Yazıcı'nın ve İl Şube Müdürü Hakkı beyin tüm süreçten haberi vardı. Ve bu noktada bana çok destek oldular. Gerekli tüm yasal belgeleri ilçeye ve okuluma gönderdiler. Kimsenin ekmeği ile oynayacak kadar da düşmedim çok şükür. Ama her şeyin bir olur yolu vardır. Bunun da vardı. Ama sırf ben dik durdum diye başıma bunun geldiğine inanmak istemiyorum'' ifadelerine yer verdi.
"YAZMADIĞIM DAHA ÇOK ŞEY, SUSAN ÇOK KİŞİ VAR"
Öğretmen son olarak ise, ''Kısacası e-devlete göre 31.01.2022 tarihi itibari ile okulum ile herhangi bir ilişiğim kalmamıştır. Bu noktadan sonra sıradan bir vatandaş olarak sessiz kalmak istemedim. İnanın daha yazmadığım ama yaşadığım çok fazla şey var. Ben bunları anlatmak istemiyorum. Olayın genel hatları ile bilmenizi istedim. Aslında bunu yaşayan inanın tek ben değilim ama susan çok var. Ben susmak istemiyorum. Şu anki tek düşüncem çocuklarımın hayal kırıklığı ve içimde tamamlanmamış yarım kalan şeyler. Anladım ki kimse kimseye acımıyor. İşimizi kimsenin vicdanına, merhametine bırakmamalıyız. Oturup nazlanma sırası değil. O zaman ne diyoruz bekle beni MEB."