Sabahattin Ali Dağlar şiirinin sözleri
Türkiye’nin yetiştirmiş olduğu en önemli yazarlardan biri olan Sabahattin Ali yazdığı eserleri ile birçok kişi tarafından sevilerek okunan yazarlardan biridir. Birçok kişinin defalarca okuduğu romanlarının yanı sıra, şiirleriyle de oldukça popüler olan Sabahattin Ali, özellikle Dağlar olarak bilinen şiiri ile tanınmaktadır. Peki Dağlar şiirinin sözleri nedir? Sabahattin Ali Dağlar şiirinin sözleri nedir?

Oluşturma Tarihi: 2022-01-11 02:35:58

Güncelleme Tarihi: 2022-01-11 02:35:58

Türkiye'nin yetiştirmiş olduğu en önemli yazarlardan biri olan Sabahattin Ali yazdığı eserleri ile birçok kişi tarafından sevilerek okunan yazarlardan biridir. Birçok kişinin defalarca okuduğu romanlarının yanı sıra, şiirleriyle de oldukça popüler olan Sabahattin Ali, özellikle Dağlar olarak bilinen şiiri ile tanınmaktadır. Peki Dağlar şiirinin sözleri nedir?

Sabahattin Ali Dağlar şiirinin sözleri

Başım dağ saçlarım kardır,
Deli rügarlarım vardır,
Ovalar bana çok dardır,
Benim meskenim dağlardır.

Şehirler bana bir tuzak,
İnsan sohbetleri yasak,
Uzak olun benden, uzak,
Benim meskenim dağlardır.

Kalbime benzer taşları,
Heybetli öter kuşları,
Göğe yakındır başları;
Benim meskenim dağlardır.

Yarimi ellere verin;
Sevdamı yellere verin;
Elleri bana gönderin:
Benim meskenim dağlardır.

Bir gün kadrim bilinirse,
İsmim ağza alınırsa,
Yerim soran bulunursa:
Benim meskenim dağlardır.

Sabahattin Ali'nin hayat hikayesi

Sabahattin Ali 25 Şubat 1907'de şu an Bulgaristan sınırlarında bulunan Eğridere'de dünyaya gözlerini açtı. 2 Nisan 1948 yılında henüz 41 yaşındayken Kırklareli'nde hayata gözlerini yumdu. Birçok kült esere sahip olan bir yazar ve şair olan Sabahattin Ali, yaşadığı dönemde Türk Edebiyatı'nın önemli figürlerinden biri olmuştur. Toplumcu gerçekçi bir anlayışla eserlerini ortaya koyan Sabahattin Ali, yaşamını kaynak olarak kullanmıştır. Özellikle öykü türünde eserler yazan Sabahattin Ali, daha çok romanları ile ön plana çıkmıştır. Romanlarında yapmış olduğu detaylı tasvirler ile aşk ve sevgi konularını işlemiştir. Bu vasıtayla, okuyucularının zihninde kavramların canlanmasını sağlamıştır. Ayrıca Sabahattin Ali, eserlerinde dönemin siyasi atmosferine de değinmiş ve toplumun içinde bulunduğu durumu eleştirmiştir.

Sabahattin Ali 1907 yılında Eğridere'de doğduktan sonra, hayatının belli bir dönemini burada geçirmiştir. Daha sonra Balıkesir'e taşınan Sabahattin Ali, şiir ve öykü yazımına burada başlamıştır. Daha sonra İstanbul'a taşınan Sabahattin Ali, yazdığı şiirlerini ilk kez o dönem öğretmeni olan Ali Canip Yöntem vasıtasıyla Akbaba ve Çağlayan dergilerinde yazmıştır.

Öğrenimini tamamladıktan sonra ilk olarak Anadolu'da öğretmenlik yapmaya başlayan Sabahattin Ali, daha sonra devlet tarafından Almanya'ya gönderilmiştir. Burada dil eğitimi alan Sabahattin Ali, Türkiye'ye dönerek Almanca öğretmenliği yapmaya başlamıştır. Öğretmenliği esnasında komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklanan Sabahattin Ali, daha sonra serbest bırakılmıştır. Fakat tekrardan devlet yöneticilerine yönelttiği eleştirilerden dolayı tutuklanmıştır.

Bu sebepten ötürü mesleğinden ihraç edilen ve işine dönmesi yasaklanan Sabahattin Ali, mesleğine geri dönebilmek için Atatürk hakkında bir şiir yazdı. Bu şiiri vasıtasıyla tekrardan devlet tarafından mesleğine geri iade edildi. Bunun yanı sıra kendisi hakkında ortaya çıkan sosyalist algısını yıkmak için o dönem Esirler adını verdiği bir oyun yazarak bu algıdan kurtulmaya çalıştı.

40'lı yaşlarına gelirken hayatı oldukça gerilim dolu olan Sabahattin Ali, özellikle Milliyetçi-Turancı kesim ile çeşitli problemler yaşadı. O dönem Turancı-Türkçü yazarlardan biri olan Nihal Atsız ile tartışmalar yaşamıştır. Bu tartışmalar özellikle Irkçılık-Turancılık nezdinde kendini göstermiştir.

Ayrıca hayatının son dönemlerinde Aziz Nesin ile birlikte çıkarmaya başladığı Markopaşa dergisinde Türk siyasilere yönelik ağır eleştirilerde bulunması sebebiyle hakkında birçok dava açılmıştır. Kendisine yönelik baskılar ve eleştiriler sebebiyle o dönem ülkeden ayrılmak isteyen Sabahattin Ali, Edirne üzerinden Bulgaristan'a geçmek istemiştir. Bulgaristan'a geçme esnasında kendisine rehberlik eden Ali Ertekin tarafından 2 Nisan 1948 yılında henüz 41 yaşındayken öldürülmüştür. Ali Ertekin'in Sabahattin Ali'yi öldürme sebebi milliyetçi temellidir.

Özellikle Amerikan ve İngiliz emperyalizmine karşı olan Sabahattin Ali, görüşlerini şöyle dile getirmiştir: “ Biz istiyoruz ki, bu memlekette yapılan her iş, üç beş kişinin çıkarına değil, bu toprakları dolduran milyonların yararına olsun. (...) Biz istiyoruz ki, bu topraklar ve onun üzerinde yaşayan insanlar, hiçbir yabancı devletin oyuncağı olmasın. (...) Dünya işlerinde politikamız, şunun bunun kölesi gibi peşinden gidilerek değil, bu milletin selametini en iyi sağlatacak yolları müstakil olarak seçmek şeklinde kendini göstersin”

Sabahattin Ali'nin eserleri

Öyküler

Değirmen, 1935

Kağnı, 1936

Ses, 1937

Yeni Dünya, 1943

Sırça Köşk, 1947

Romanlar

Kuyucaklı Yusuf, 1937

İçimizdeki Şeytan, 1940

Kürk Mantolu Madonna, 1943

Şiirler

Dağlar ve Rüzgar, 1934

Kurbağanın Serenadı, 1937

Öteki Şiirler, 1937

Oyun

Esirler, 1936