Sahurda ezan okunurken su içilir mi? Sahur ezanı okunurken yemek yenir mi?
Sahurda ezan okunurken su içilir mi? Sahur ezanı okunurken yemek yenir mi? gibi sorular Ramazan ayının gelmesiyle pek çok vatandaş tarafından soruluyor. Ramazan ayında oruç tutmak için sahura kalkan vatandaşlar bazen zamanı iyi ayarlayamıyor ve yemek yiyip içtikleri anda ezan okunuyor. Peki imsak ezanı okunurken su içilirse oruç kabul olur mu? Sahurda ezan bitene kadar yemek yiyip su içilir mi? Diyanet bu sorulara şöyle yanıt verdi...

Oluşturma Tarihi: 2022-04-04 08:59:59

Güncelleme Tarihi: 2022-04-04 08:59:59

Sahurda ezan okunurken su içilir mi? Sahur ezanı okunurken yemek yenir mi? gibi sorular Ramazan ayının gelmesiyle pek çok vatandaş tarafından soruluyor. Ramazan ayında oruç tutmak için sahura kalkan vatandaşlar bazen zamanı iyi ayarlayamıyor ve yemek yiyip içtikleri anda ezan okunuyor. Peki imsak ezanı okunurken su içilirse oruç kabul olur mu? Sahurda ezan bitene kadar yemek yiyip su içilir mi? Diyanet bu sorulara şöyle yanıt verdi...

Milyonlarca kişi yeryüzünde Ramazan ayının gelmesiyle oruç ibadetlerini yerini getirmeye başladı. Ramazan ayı ile birlikte sahura kalkan vatandaşlar bazen vakti iyiayarlayamadıkları için bazen de vakitin geldiğini unuttukları için birşey yiyip içerken ezana yakalanıyor. Bu durumu yaşayanlar ezan okunurken yemek yenir mi, su içilir mi diye araştırmaya başlıyor.

Sahurda ezan okunurken su içilir mi?

Sahur ezanı orucun başladığını gösterir. Sahurda ezan okunurken yemek yemeyi ve içmeyi bırakmak gerekiyor. Ezan okunuduğu andan itibaren oruç başlar ve orucu bozacak faaliyetlerden uzak durulmalıdır.

Sahur ezanı okunurken yemek yenir mi?

Oruca ne zaman başlanıp ne zaman bitirileceği Kur'an-ı Kerim'de şu şekilde açıklanmıştır: “(Ramazan gecelerinde) şafağın aydınlığını gecenin karanlığından ayırt edinceye (tan yeri ağarıncaya/fecr-i sâdığa) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar (yiyip içmeden, cinsel ilişkide bulunmadan) orucu tamamlayın.” (Bakara, 2/187)

Sabah namazı imsak vaktinin girmesiyle kılınabilir mi?

Sabah namazının vakti, tan yerinin ağarması demek olan ikinci fecrin doğmasından başlayarak güneşin doğmasına kadar devam eder. Buna göre imsak vakti, başka bir deyişle oruç yasaklarının başlama vakti, fecr-i sâdıkın oluşması, yani tan yerinin ağarmasıdır. Kur'an-ı Kerim'de, “Artık (Ramazan gecelerinde) eşlerinize yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Şafağın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın.” (Bakara, 2/187) buyrulmaktadır. İmsak ile birlikte sabah namazının vakti girdiğine göre bu vakitte sabah namazı kılınabilir. Bununla birlikte, konuyla ilgili bazı rivayetlere dayanan Hanefîler, biraz geciktirilerek (isfar vaktinde) kılınmasını daha uygun (müstehab) bulmuşlardır (İbnü'l-Hümâm, Feth, I, 227; İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 29-30; Zeylaî, Tebyîn, I, 82) Nitekim Peygamber Efendimiz de bunu tavsiye etmiştir (Tirmizî, Salât, 5).

Sabah namazının vakti, güneşin doğmasına kadar devam eder. Zira Cebrail'in Hz. Peygambere (s.a.s.) imamlık ettiğine ilişkin hadise göre Cebrail sabah namazını birinci günde tan yeri ağardığında, ikinci günde de ortalık aydınlanıp güneş doğmasına yakın bir vakitte kıldırmış ve “Bu iki vaktin arası, senin ve senin ümmetin için sabah namazının vaktidir.” (Tirmizî, Salât, 1; Nesâî, Mevâkit, 5,9; Muvatta, Vükût, 3) demiştir.

Ramazan'da oruçlu iken gündüzü uyuyarak geçirmenin oruca zararı var mıdır?

Orucun sahih/geçerli olması için, “oruç tutmaya niyet etmiş ve orucu bozacak şeylerden kaçınmış olmak” şarttır. Gündüzleri az veya çok uyumak, orucun sıhhatine zarar vermez. Bununla birlikte orucun vereceği sıkıntılardan uzak kalmak ve onları hissetmemek kastıyla, gerekli olmadığı hâlde Ramazan günlerinde uzun süreli uyumanın, orucun hikmetiyle bağdaşmayacağı da unutulmamalıdır.

Uzman bir doktorun oruç tutmamasını önerdiği kimse ne yapmalıdır?

Uzman bir doktorun, oruç tutmasının sağlık açısından zararlı olacağı teşhisini koyduğu bir hasta, Ramazan'da oruç tutmayabilir (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III, 404). Şayet hastalığı geçici ise tutmadığı oruçlarını iyileşince kaza eder. Hastalığı kalıcı ise tutamadığı oruçlar için fidye verir. Konuyla ilgili âyet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: “Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse), o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” (Bakara, 2/184). Fidye verecek gücü olmayanlar ise bu imkânı buluncaya kadar dinen sorumlu olmazlar (İbn Kudâme, el-Muğnî, IV, 396).