Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu Antalya Diplomasi Forumu için Türkiye'ye gelen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
"Türkiye, çok değerli bir müttefik. Türkiye NATO'nun toplu savunmasına çok farklı şekillerde katkı sağlamaktadır." diyen Stoltenberg, Türkiye'nin aynı zamanda terörle mücadelede kilit rol oynadığını, Suriye ve Irak ile sınırı bulunduğunu, stratejik bir konumda yer aldığını belirtti.
Stoltenberg, Türkiye'nin Kosova ve Irak'takiler gibi NATO misyonlarına çok önemli katkılar yaptığını, başka birçok bölgeye uçaklar ve gemiler göndererek, NATO misyonlarına katıldığını hatırlatarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da arayarak Türkiye'nin NATO'ya üye oluşunun 70. yılı dolayısıyla tebriklerini ilettiğini bildirdi.
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısını haksız ve gerekçesiz bir savaş olarak nitelendiren Stoltenberg, Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan beri görülmemiş bir gaddarlık sergilendiğini vurguladı.
Stoltenberg, "Rusya Devlet Başkanı Putin'e savaşı sonlandırması ve kuvvetlerini çekmesi, diplomatik çabalara girişmesi çağrısında bulunuyoruz." dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba'nın dün Antalya Diplomatik Forumu kapsamında bir araya gelmesine atıfta bulunan Stoltenberg, "Türkiye'yi de barışçıl bir çözüme gidebilecek diplomatik ve siyasi süreçleri kolaylaştırma çabaları nedeniyle takdirle karşılıyorum." diye konuştu. Ukrayna'ya destek sürecek
NATO'nun Rusya'ya karşı birliktelik sergilediğini, birçok NATO ülkesinin Rusya'ya ağır yaptırımlar uyguladığını hatırlatan Stoltenberg, Ukrayna'ya desteklerinin de devam edeceğini aktardı.
Stoltenberg, NATO müttefiklerinin 2014'ten bu yana Ukrayna ordusunu eğittiğini, son dönemde bunun hızlandırıldığını bildirdi.
NATO'nun aynı zamanda kendi müttefiklerini koruma ve savunma gibi ana bir sorumluluk taşıdığını vurgulayan Stoltenberg, 30 üyeli, 1 milyon nüfuslu ittifakın doğusundaki varlığını güçlendirdiklerini hatırlattı.
Rusya'nın 2014'te Kırım'ı ilhakı ve Donbas'a girmesi sonrasında NATO'nun Doğu Avrupa'da varlığını artırmaya başladığını hatırlatan Stoltenberg, "Ukrayna'yı işgalden sonra NATO bu bölgede karada, havada ve denizde askeri varlığını ciddi şekilde artırarak daha da güçlendirdi." diye konuştu.
Stoltenberg, Doğu Avrupa'ya daha fazla asker ve uçak gönderdiklerini ifade ederek "Aynı zamanda NATO'da Arktik bölgesinden Akdeniz'e kadar daha uzun vadeli konumlanmanın sonuçları hakkında değerlendirme başlatıyoruz." dedi.
Ukrayna'da sivillere yönelik saldırılar yapıldığını, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bu savaşı bitirmesi gerektiğini vurgulayan Stoltenberg, Ukrayna'ya askeri, mali ve insani yardımları sürdürdüklerini belirtti. Stoltenberg, şöyle devam etti:
"Aynı zamanda bu savaşın genişlemesine değil, bitirilmesine yardım etmek gibi bir sorumluluğumuz var. Bu nedenle bu savaşın daha kötüye gitmemesine, Ukrayna'nın sınırlarının ötesine geçmemesine odaklanıyoruz. Çünkü bu daha fazla acı, daha fazla sivil kaybı, daha çok ölüm ve yıkım anlamına gelecektir. Bu nedenle NATO askerlerini sahaya, uçaklarını hava sahasına göndermiyoruz. Ukrayna'daki hayal kırıklığını anlıyorum. Ancak aynı zamanda Ukrayna sınırlarının ötesine geçecek bir tırmanmanın daha fazla acı, daha fazla ölüme yol açacağını düşünüyorum. Bu nedenle savaşa doğrudan müdahil olmayacağız."
Stoltenberg, Ukrayna'da neden uçuşa yasak bölge ilan etmediklerini açıklarken daha önce Bosna Hersek'te ve Libya'da uçuşa yasak bölge ilan edildiğini ancak Ukrayna'da durumun farklı olduğunu ifade etti. Stoltenberg sözlerini şöyle bitirdi:
"Bir uçuşa yasak bölge uygulaması yapmak sadece bunu ilan etmek değildir. Bu, uçuşa yasak bölgeyi uygulamak için askeri güç kullanmaktır. Bu durumda (Ukrayna'da) NATO'nun Rus hava savunma sistemlerine karşı büyük hava saldırıları düzenlemesi anlamına gelecektir. Üstelik sadece Ukrayna'da değil. Belarus ve Rusya içinde de bu durum geçerli. Ayrıca bu Rus uçaklarıyla doğrudan karşı karşıya gelme anlamı taşımaktadır. Bu da büyük ihtimalle NATO ile Rusya arasında tam kapsamlı bir savaş anlamına gelecektir. Bunun sonucu da sivil kayıpları, şu anda Ukrayna'da gördüğümüzden çok daha büyük yıkım olacaktır."