Sülün Osman'ı, Güney Zobu'su, Jet Fadıl'ı. Sayıları saymakla bitmiyor. Ortak noktaları ise, şaşkına çeviren dolandırıcılık yöntemleri.
Türkiye'de dolandırıcılık tarihine adını altın harflerle yazdıran ilk isim Sülün Osman'dı. Satmadığı yer kalmadı, Hayatı Yeşilçam filmlerinde bile konu oldu.
İlk kez kendi ev sahibini dolandırdı. Ardından kısa yoldan zengin olmak isteyen saf kişileri hedef aldı. Asıl ismi Osman Ziya Sülün olan Sülün Osman, öylesine başarılıydı ki dolandırıcılar kralı olarak anıldı.
Galata Kulesi'ni, İstanbul tramvaylarını, Kız Kulesi'ni, Eminönü ve Dolmabahçe saat kulelerini, şehir hatları vapurlarını sayısız kez sattı. Hatta bu işte o kadar başarılıydı ki; satın almaya parası yetmeyenlere bu yerleri kiraladı.
Taksim'de yola halı serdi gelen geçenden para istedi. Saatini Dolmabahçe Saat Kulesi'ne göre ayarlayandan bile para talep etti. En sonunda Galata Kulesi'ni satmak için pazarlık yaparken yakayı ele verdi. Girdiği cezaevinde de “Alınteri ile yaşamak” konulu konferanslar verdi.
Türkiye'de dolandırıcılık denince akla gelen ikinci isimse Raki lakaplı Güney Zobu. "Çift kapılı dolandırıcılık" yönteminin mucidi olan Zobu'nun hedefinde döviz alıp satmanın yasak olduğu dönemde kaçak yollardan döviz almak isteyen milyonerler vardı.
Ucuza döviz satma bahanesiyle çift kapısı olan lüks otellerde buluştuğu mağdurlarından aldığı paralarla arka kapıdan çıkıp izini kaybettiriyordu.
ABD'nin 6. Filosu'nun İstanbul'a geldiği dönemde bulduğu bir ABD subayı üniformasıyla lüks otelleri mesken tuttuğu anlatılan Zobu, bir otelde karşılaştığı ünlü siyasetçi Süleyman Demirel ile de bir ABD subayı gibi sohbet etti. Bu olay günlerce gazetelerin manşetlerini süsledi. Mizah dergilerinin vazgeçilmezi konularından oldu. Güney Zobu İstanbul'da hayatını kaybettiğinde 82 yaşındaydı.
Binlerce kişinin hayalleri ile oynayan diğer isim de ‘Banker Kastelli olarak bilinen Cevher Özden'di. Türkiye'de 80'li, yıllarda herkes onu tanırdı. Para denince akla gelen kişiydi. Reklamlarında ünlüler oynadı. Yüksek faiz vaadiyle dile kolay; tam 550 bin kişinin parasını topladı.
Banker Kastelli'nin sistemi 1982 yılında çöktü. Mağdurlar sokaklara döküldü. Kaybolan paranın miktarı ise yaklaşık 2 buçuk milyar liraydı. Cevher Özden Cenevre'ye kaçsa da, çok geçmeden yakalandı.
Selçuk parsadan, Dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i dolandırmasıyla aylarca adı manşetlerde kaldı. "Alo dolandırıcılık" olarak da bilinenen telefon dolandırıcılığını yaptı. Zengin kişilerin çocuklarıyla arkadaşlık kurdu, aileleri hakkında bilgi aldı. Ardından o aileleri de arayıp dolandırdı. Sahne ve sinema sanatçıları ile siyasileri de birbiri ardına kandırdı.
Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i sinema oyuncusu Perihan Savaş adına aradığını söyleyerek para istedi. 2 Kasım 1995 günü emekli Orgeneral Necdet Öztorun'un sesini taklit eden Parsadan, Tansu Çiller'i telefonla arayarak, “Kemalistler Derneği” için 5 buçuk milyar lira talep etti. İstediği para, ertesi gün Başbakanlık Örtülü Ödeneği'nden Parsadan'ın hesabına yattı. Ancak durum ortaya çıkınca yakayı ele verdi.
Titan Kenan olarak bilinen Kenan Şeranoğlu, sözde saadet zinciri kurmuş 16 bin kişiyi dolandırıp paralarını almıştı. Katılımcı zinciri kurup mark ödeyenlere prim verilecekti. Ancak işler istenildiği gibi gitmedi. Öte yandan Kenan Şeranoğlu'nun gösterişli yaşamı da medyanın gündeminde dolaşıyordu.
Titan grubundaki para yurt dışına çıkarılırken yakalandı. Davalar açıldı. Üyeler şikayetçi oldu. Kenan Şeranoğlu 17 sayfalık savunma yazsa da 16 bin kişiyi dolandırıdığı için 10 yıl hapis yattı.
Fadıl Akgündüz; ya da bilinen adıyla "Jet Fadıl" hakkında da, devre mülk dolandırıcılığı nedeniyle dava açıldı. Öz dayısını bile bile dolandırdığı iddia edildi. Kimi dairesini sattı, kimi ise bütün birikmişlerini verdi. Kimi şirketini dahi bu projeye yatırdı. Ancak Akgündüz'ün dönemin tüm medya kuruluşları vasıtasıyla aylarca reklamlarını yaptığı devremülk vaadi gerçekleşmedi.
Banka kredisi çekmeden konut vermeyi iddia eden iki proje ile ilgili 8 bin 400 kişi hala hakkını arıyor.
Kaynak: Milliyet