Dünya üzerindeki neredeyse her toplumda kökeni hakkında katı görüşlere sahip olan insanlar bir hayli fazladır ancak bu durumun bilimsel veriler süzgecinden geçirildiğinde pek doğru olmadığı ortaya çıkıyor.
Türkiye, ABD ve İngiltere'nin önde gelen üniversiteleri, Türk toplumun genleri üzerine bir çalışma yürüttü. Çalışmanın sonucunda, Türkiye toplumu ile Balkan, Kafkas ve Orta Doğu toplumları arasında ortak genetik bileşenler olduğu tespit edildi. Türk toplumunun Avrupa toplumlarında en çok benzediği milletler ise İtalyan ve İspanyollar olarak kaydedildi.
Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü'nün önderliğinde; Koç Üniversitesi Suna İnan Kıraç Vakfı, Sağlık Bilimleri, Rockefeller, Yale, Cardiff üniversiteleri ve Icahn School of Medicine at Mount Sinai'nin katılımı ile yürütülen araştırmaya, Türkiye'nin 81 ilinden yaklaşık 4 bin kişinin DNA'sı dâhil edildi.
Projenin yürütücüsü Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Özçelik, çalışma hakkında şu ifadeleri kullandı: "Çalışmamızın sonuçları, Türkiye'nin genetik açıdan bir bütünlük arz ettiğini ve yüksek düzeyde genetik çeşitlilik içerdiğini ortaya koydu."
"Temel bileşenler analizinde, Türk toplumunun genetik yapısının farklı bireyler arasında hayli değişken olduğunu, fakat bireylerin genetik açıdan birbirinden ayrı kümeler oluşturmadığını gözlemledik. Türk toplumu ile Balkan, Kafkas ve Orta Doğu toplumları arasında ortak genetik bileşenler vardır. Avrupa toplumları ile de beklenenden daha yüksek düzeyde bir benzerlik bulunmaktadır. Türkiye coğrafi konumu gibi genetik yapısı ile de Doğu ile Batı arasında bir köprü oluşturmaktadır. Anadolu eski Taş Çağı'ndan beri göç olayları için bir köprü görevi görmüştür. Bu coğrafyada, çok sayıda toplum yaşamış ve genetik miraslarını nesilden nesile aktarmıştır."
"Tarih öncesi dönemden itibaren Anadolu'da yaşayan toplumların arasında gerçekleşen göçler ve genetik aktarım, bu toprakların genetik homojenizasyonuna sebep olmuştur. Daha yakın dönemlerde gerçekleşen ülke içerisindeki göçler de büyük olasılıkla bu homojenizasyona katkı sağlamıştır. Sonuçlar, Anadolu coğrafyasında bugüne kadar gerçekleşmiş olan göç olaylarının genetik etkilerine işaret etmektedir."
Anadolu'nun Asya, Avrupa ve Afrika arasında tarihî bir köprü görevini gördüğüne dikkat çeken Özçelik, sözlerine şöyle devam etti: "Filogenetik yönden de Türk toplumu bu köprü vazifesinin etkilerini yansıtmakta. Türk toplumunun özellikle İtalya'nın Toskana bölgelerinde yaşayan insanlarla yakın bir ilişkiye sahip olduğu izlendi. Bu yakın ilişkinin ikinci sırasındaki ülke ise İspanya olarak tespit edildi. Bu bulgular, Anadolu'nun ilk çiftçilerinin Avrupa'ya Cilalı Taş Devri'nde gerçekleşen göçünün etkilerini yansıtıyor olabilir."
Bu çalışmayla Türk toplumu için bugüne kadarki en kapsamlı genetik veri tabanının da oluşturulduğunu belirten Özçelik, Türk toplumuna özgün genetik değişimlerinin bulunduğunu ifade etti. Veri tabanının, 10 büyük araştırma grubunun 10 yıl süreyle gerçekleştirdiği çalışmalarla oluşturulduğunu ve bilimsel iş birliğinin önemini vurguladığını söyleyen Özçelik, şunları söyledi: "Bulgular, daha önce tespit edilmemiş ama bir hastalıkla ilişkili olabilecek çok sayıda nadir genetik değişimi de ortaya çıkarmış bulunuyor."
"Bu tür genetik değişimlerin belirlenmesi, başta Türkiye olmak üzere, ileride gerçekleşecek insan genetiği konusundaki çalışmalar için güçlü bir temel oluşturmaktadır. Oluşturulan veri tabanı hem nadir görülen ve tek gen hastalıklarına sebep olan aday genlerdeki genetik değişimleri tespit etmek hem de obezite, diyabet gibi kompleks hastalıklara olan genetik yatkınlığı belirlemek için değerli bir referans kaynak olacaktır. Veri tabanı, araştırmacıların kullanımına sunulmuştur."
Tayfun Özçelik, Türk toplumunun genetik yapısı ile ilgili bilimsel bir makalenin bugün Amerikan Bilimler Akademisi'nin resmî yayın organı olan Proceedings of the National Academy of Sciences dergisi aracılığıyla bilim dünyasına duyurulduğunu belirtti.
Makalenin birinci yazarı, Bilkent Üniversitesi doktora öğrencisi Ece Kars ise çalışma hakkında şunları söyledi: "Araştırma sonucunda, Türkiye'deki akraba evliliklerinin bir sonucu olarak, Türk bireylerin akrabalık katsayısının da yüksek olduğu tespit edildi.
Akrabalık katsayısının yüksek seviyede olması, özellikle çekinik hastalıklar için risk oluşturmaktadır."
"Çekinik hastalıklar, hastalığa sebep olan genetik değişimlerin her iki kopyada da bulunması ile ortaya çıkar. Anne ve baba akraba olduğu zaman, bu olasılık hayli yüksek olur. Bu araştırmanın sonuçları, sebebi daha önceden bilinmeyen çekinik hastalıkların genetik değişimlerinin keşfinde yararlı olacaktır."
Kaynak: webtekno.com