Ülkü Zeynep Babacan kimdir? Ali Babacan'ın eşi Zeynep Babacan ne iş yapıyor? AK Parti'de 13 yıl Türkiye Dışişleri ve Ekonomi Bakanı olarak görev yapan Ali Babacan, AK Parti'den istifa ederek siyasi hayatına kurduğu DEVA Partisi ile devam ediyor. Aile hayatının önemine sık sık dikkat çeken Ali Babacan, eşi Ülkü Zeynep Babacan ve çocuklarına zaman ayırmaya çalışıyor.
Deva Partisi Lideri Ali Babacan'ın eşi Zeynep Ülkü Babacan'ın kim olduğu merak ediliyor.
Ülkü Zeynep Babacan kimdir?
DEVA Partisi lideri Ali Babacan Ülkü Zeynep Babacan ile evlidir. Babacan çiftinin 3 çocuğu var.
Zeynep Babacan Hacettepe Üniversitesi tercümanlık bölümü mezunudur. Öğrencilik yıllarında ileride eşi olacak Ali Babacan'ın üç kız kardeşi Betül, Tuğba ve Merve ile yakın arkadaştı.
İkilinin tanışmaları da bu şekilde oldu.
Babacan'ın babası Hilmi Babacan, oğlu Ali'nin evliliğini şöyle anlatmıştı: 'Amerika'dan dönünce Ali'nin kız kardeşleri, kendi arkadaşlarının arasından birini belirledi ve 'Ağabeyciğim, şu kız (Zeynep Yurter) senin için uygundur' dediler. Biz de Allah'ın emriyle istedik. İstediğimiz gün de kabul edildi. Kız kardeşleri, Ali'nin kendi karakterini ve nasıl birini istediğini bildikleri için mevcutların içinde sana bu uygun dediler. Biz de görücü usulüyle gittik, baktık ve beğendik."
Ali Babacan'ın eşi Zeynep Babacan ne iş yapar?
Zeynep Babacan tercümanlık bölümünden mezundur. Zeynep Babacan çeviri konusunda çalışmalar yapmıştır. Pakistanlı yazar Muhammed Hamidullah'ın bir kitabını “Hz. Muhammed'in Hayatı” ismiyle İngilizce'den Türkçe'ye çeviren Babacan araştırmalarına devam ediyor.
Tesettüre girme süreci
Zeynep Babacan eşi Ali Babacan ile evlenene kadar başı açıktı. Evlendikten sonra örtündü. Ülkü Zeynep Babacan tesettüre girmesini şöyle anlatıyor: "Ben Atatürkçü bir okulda yetişmiş, kendi dini inançlarını yaşamaya çalışan Müslüman bir Türk kızıyım. Örtünmeye kendi irade ve isteğimle lise sonda karar verdim ama, elbette bunu orada uygulayamazdım. Ankara Koleji'nden sonra Hacettepe Üniversitesi İngilizce Mütercim Tercümanlık Bölümü'nü örtülü olarak bitirdim. Ailemde benden başka örtülü yoktu, belki de onun için bu konuda beni desteklemedi. O zamanlar iki arada kalmıştım, bir yanda kolej ortamı, öbür tarafta okuduğum kitaplar, Allah'ın emri. Kendi kendime; 'Örtünürsem isteğim gibi yaşayacağım, iç huzurum olacak, aksi halde hayatım çok farklı bir yöne de gidebilir' deyip kararımı verdim.Başımdaki türban siyasi bir simge değil. Ayrıca bu amaçla örtünen bir kişiye de bugüne kadar hiç rastlamadım. Bazıları yobaz görünüşlü, bağnaz olabilir ama, bunu bütün başını kapatanlara mal etmemek lazım."