İstanbul'da meydana gelen büyük depremler, İstanbulluları depreme dayanıklı binaların inşası konusunda araştırmaya yönlendirdi. YTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Koçak, depreme dayanıklı bir yapının, tasarımdan imalat sürecine kadar modern teknolojilerin kullanıldığı, risklerin ortadan kaldırıldığı ve yaşam alanlarının kaliteli olduğu bina olduğunu belirtti. Koçak, bir yapının dayanıklı olabilmesinin ilk ölçütünün projelendirme aşaması olduğunu vurgulayarak, fizibilite çalışmalarının ve projenin kaliteli hale getirilmesinin önemine dikkat çekti.
Zemin araştırmalarının ardından hazırlanacak projenin de iyi bir mimari ve mühendislik tasarımla yapılması gerektiğini vurgulayan Koçak, projenin kalitesiz olması durumunda şüphelenilmesi gerektiğini bildirdi. İyi bir proje tasarımının ardından, sismik enerjinin etkisini azaltmak için modern teknolojilerin kullanılabileceğine dikkat çeken Koçak, bunların depremi rahat geçirmenin yanı sıra binayı güçlendireceğini ifade etti.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde izolatörlerin kalıcı yer değiştirmeler yaptığını belirten Koçak, izolatörlerin doğru yerleştirilmesi gerektiğini vurguladı. İzolatörlerin belirli kurallar çerçevesinde kullanılması gerektiğini belirten Koçak, yüksek yapılar, köprüler, hastaneler ve müzeler gibi yerlerde izolatör kullanılmasını önerdi.
Güçlendirme yaparken karbon elyaf kullanabilmenin ön şartının binanın depreme dayanıklı olması olduğunu belirten Koçak, düşük dayanımlı bir binanın karbon elyaf kullanımıyla güçlendirilemeyeceğini vurguladı. Özellikle beton kalitesinin yüksek olması ve kolonların ile kirişlerin yeterli olması gerektiğini söyleyen Koçak, karbon elyafın tek başına bir binayı güçlendiremeyeceğini belirtti.