Vefa, Gül’e kadar mı?
Arzu Erdoğral, 'Fakat AK Parti’nin kurucularından olan ve Davutoğlu’nu AK Parti’ye kazandıran 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, onu dinleyenler arasında yoktu,' dedi...

Oluşturma Tarihi: 2015-08-15 00:19:28

Güncelleme Tarihi: 2015-08-15 00:19:28

AK Parti'nin bugün 14. Doğum günü…

İçinden kim ne dilek tuttu bilinmez ama tüm engellemelere rağmen bugünlere kolay gelinmedi.

Yürekten yapılan dualar kalplerinde taşlaşmış dileklerle yürüyenlere siper oldu hep!

14 Ağustos 2001'den bu yana girilen dört genel seçimden de birinci çıkıp en uzun süre (yaklaşık 13 yıl)  iktidarda kalan parti olan AK Parti, bilindiği üzere “erdemliler hareketi” misyonuyla yola çıkmıştı.

Henüz 15 aylık bir partiyken 3 Kasım 2002'de seçimlere girerek oyların yüzde 34,3'ünü alan ve 363 milletvekili çıkaran AK Parti tarafından ilk olarak  ise Abdullah Gül başkanlığında 58. hükümet kurulmuştu.

O dönem partinin Genel Başkanlığı koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan, kabine ve TBMM'de ilkel siyaset yasağı nedeniyle yer alamamıştı.

Erdoğan'ın yasağının, anayasa değişikliği ile kaldırılmasıyla kendisi muhtarlık! yapamasa da 8 Mart 2003 tarihinde Siirt'teki yenileme seçimlerinde milletvekili olarak Meclis'e girmişti.

Bunun üzerine Abdullah Gül başkanlığındaki 58. hükümet, 11 Mart 2003 tarihinde istifa etmiş hükümeti kurma görevini alan Erdoğan ise, 15 Mart 2003 tarihinde 59. hükümeti kurmuştu.

Çok badireler atlatıldı. Onlardan biri de Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun mucidi olduğu 367 kriziydi.  AK Parti'nin şimdilerde kıl payı yanlıştan döndüğü, koalisyona zorlandığı parti olan CHP ise 2007 yılında da sahnedeydi.

Bu tarihte cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olarak Abdullah Gül gösterilmiş CHP ise, ilk oturumda 367 milletvekili bulunmasına rağmen, toplam oy sayısı 367'nin altında kalınca cumhurbaşkanlığı seçimi oturumlarının iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu.

Mahkeme seçimi iptal edince de erken seçime gidilmesi kararı alınmış, AK Parti ise 22 Temmuz 2007 seçiminden yüzde 46,6'lık oranla oylarını artırarak çıkmıştı. (Mecliste seçim kararı alınmasının yanında ise, anayasada bazı değişikliklere gidilmesi ile de Cumhurbaşkanının meclis tarafından değil, halk tarafından seçilmesi sağlanmıştı.)

Genel seçimlerin ardından yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde ise yeniden aday gösterilen (dönemin) Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. Cumhurbaşkanlığı görevine geldi.

Gül'ün görev süresinin dolmasıyla da AK Parti'nin aday gösterdiği Erdoğan, halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu.

Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasıyla AK Parti kongresinde genel başkan seçilen Ahmet Davutoğlu tarafından 62. hükümet kuruldu.

7 Haziran 2015'te yapılan genel seçimde de AK Parti, yüzde 40,87 oy oranıyla dördüncü kez ve yine birinci parti olarak parlamentoya girme hakkını kazandı. Seçimden sonra ise yeni hükümet kurma çalışmaları yapılırken Başbakanlık görevine devam eden  Davutoğlu, CHP ile koalisyon şartlarının oluşmaması sonucu MHP ile görüşecek.

Görüşmeler sürerken bir yandan PKK ile yapılan mücadele ve vatan için canını veren şehitlerimizin bulunması sebebiyle AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, yıl dönümü etkinliklerinin, kutlamadan ziyade "bir araya geliş ve anma toplantısı" şeklinde olacağını söyledi.

Anlamlı bir karardı.

Davutoğlu, AK Parti kuruluşunun 14. yıldönümünde yaptığı konuşmasında ise vesayet çabaları, provokasyonlar ile parti kapatma eylemlerinin kendilerini yıldırmadığını söylerken her zaman erdemin, irfanın, adaletin peşinde olduklarını ve kibire kapılmadıklarını vurguladı.

Fakat AK Parti'nin kurucularından olan ve Davutoğlu'nu AK Parti'ye kazandıran 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, onu dinleyenler arasında yoktu. Çünkü her ne hikmet ise davet edilmemişti.

Erdoğan ve Davutoğlu ile hiçbir sorunu olmayan ve şahsına yönelik yapılan asılsız ithamlara karşı partisi ve ülkesi zarar görmesin diye hiç konuşmayıp istikrarın devamı için susan bir isim ile artık helalleşilmesi beklenirken yapılan AK Parti'nin varoluş amacına aykırı bir tutum şeklinde vuku buldu.

İyi de niye?

Sayın Davutoğlu'na sormak istiyorum!

Bu vefasızlığın gerekçesi ne?

AK Parti milletin ta kendisi ise AK parti olarak soruyorum o zaman, niye!

Her an imtihana hazır niyazda beklediğinizi ve bu muhasebeyi bir kez daha bugün bizlerle yapmak istediğinizi söylerken niye!

Koltuğa değil hizmete sevdadıların kurduğu AK Parti ile hiçbir şey eskisi gibi olmadı ve olmayacak ise erdemlilik ve vefa kavramlarının terk edilmesi bu muhasebenin neresinde?

Kollektif liderlik anlayışına ne oldu?

Bir gün olsun Erdoğan ve Davutoğlu'cular fitnesine tenezzül etmeyerek hep birlikten ve beraberlikten yana tavır sergileyen Gül, bu konuda ne düşünmüştür bilinmez ama twitter üzerinden yaptığı paylaşım oldukça anlamlıydı.

“Kurucusu olmaktan gurur duyduğum AK Parti'nin 14. kuruluş yıldönümünü tebrik ederim” diyen Gül, “AK Parti'nin bugünlere gelmesinde emeği geçen dava arkadaşlarıma, üyelerimize, destekleyen vatandaşlara ve aziz milletimize teşekkür ederim” ifadelerinin ardından “Erdemliler hareketi olarak başlayan AK Parti; kardeşlik, istişare, samimiyet ve vefa değerleri temelinde millete hizmet aşkıyla kurulmuştur. AK Parti'nin kuruluşundaki değerler, idealler ve vizyon ışığında ülkemize daha çok hizmetler edeceğine inanıyorum” dedi.

Şimdi hep birlikte tekrar düşünmeye ne dersiniz?

Özellikle de samimiyet ve vefa kavramlarını!

Ancak düşünürken tüm ama'ları ve çıkar duygularını bir kenara bırakalım, olur mu?