Hıdırbey Mahallesi'nde bulunan ve bölgede Hazreti Musa'nın toprağa diktiği asasının "ölümsüzlük suyu" sayesinde yeşermesiyle büyüdüğüne inanılan çınarın bakımı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Hatay Büyükşehir Belediyesi Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı ekiplerince düzenli gerçekleştiriliyor.
Restorasyonu ve rehabilitasyonu da özenle yapılan, çevresinde yürüyüş yolları, çay bahçeleri, kahvaltı mekanları ve yöresel ürünlerin satıldığı stantların bulunduğu doğu çınarı, ihtişamlı görüntüsü ve tarihe tanıklık eden 2 bin yıllık gövdesiyle adeta yıllara meydan okuyor.
İlaçlama, budama ve diğer bakımları özenle yapılan tarihi çınarın çevresinde, ağacı çeşitli risklerden korumak için demir korkuluk da bulunuyor.
Çürüyen kısımları da özel bir macunla kaplanan ağacın dış etkenlerden korunması için büyük gayret gösteriliyor. "Boyu 17, gövde çapı 7,5 ve tepe çapı 35 metre"
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Tabiat Varlıklarını Koruma Şube Müdürü Osman Nuri Refik, AA muhabirine, anıt ağacın korunması ve gelecek nesillere en güzel şekilde bırakılması için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.
Hatay'da tescilli 11 anıt ağaç bulunduğunu aktaran Refik, kentteki tüm anıt ağaçların bakımlarını ilgili kurumlarla koordineli şekilde düzenli yaptıklarını belirtti.
Refik, periyodik halde "Musa Ağacı"nın çürüyen gövde kısımlarının temizlendiğini ve özel macunla kaplandığını ifade etti.
Ağacın budama, ilaçlama ve gübreleme çalışmalarının da düzenli yapıldığını anlatan Refik, şöyle konuştu:
"Doğu çınarı olarak da adlandırılan bu ağacımızın boyu 17 metre, gövde çapı 7,5 metre, tepe çapı da 35 metredir. İl Müdürlüğümüzce 'Musa Ağacı' gibi diğer anıt ağaçların da bakımları düzenli yapılmaktadır. Çürüyen kısımları onarılmakta, kuruyan ve kopma riski olan dalları da budanmaktadır. Yöre halkımız da kutsal sayılan ağacı sahiplenerek bakımına yardımcı olmaktadır. Anıt ağaçlarımız geçmişten günümüze kadar mirasımızdır. Bu mirası da devletimiz 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında koruma altına almaktadır. İsteğimiz, bu kültürel miraslarımız olan anıt ağaçlarımızın gelecek nesillere daha güzel şekilde aktarılmasıdır."
Refik, vatandaşlardan da anıt ağacı "atalarından kalan bir miras" gibi düşünmelerini isteyerek, "Hem doğal hem kültürel hem de inanç bakımından çok önemli bir yere sahip 'Musa Ağacı'mızı olabildiğince gelecek nesillere daha güzel şekilde aktarmayı çok istiyoruz. İl Müdürlüğü olarak da bunu elimizden geldiğince başarıyoruz. Vatandaşlarımız da kendi mirasları gibi sahip çıkıyor. İnşallah bu şekilde devam eder ve ağacımızı gelecek nesillere güzelce aktarırız." ifadelerini kullandı. Kovuklar özel macun ve telle kapatılıyor
Büyükşehir Belediyesi Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığında görevli ziraat mühendisi Onur Yıldız da ilkbahar ve sonbaharda ağacın kuruyan dallarını budadıklarını, çevresinde hastalık ve zararlı haşerelere karşı ilaçlama yaptıklarını anlatarak, "Ağaçta bulunan kovuklarda da aşırı nem nedeniyle oluşabilecek mantar hastalıklarını engellemek için kovukları özel macun ve telle kapatıyoruz." dedi.
Şehir dışından kenti gezmeye gelen Ayşe Ağaçdağ, "Musa Ağacı"nı görmekten mutlu olduğunu belirterek, "Her şeyden önce ağacın tarihsel ve değişik bir yanı var. Çok beğendim." diye konuştu.
İstanbul'dan gelen ziyaretçilerden Elif Deligöz de ağacın görkemli ve geçmişinin gayet büyüleyici olduğunu ifade etti. "Musa Ağacı"nın efsanesi
Rivayete göre, Samandağ sahilinde buluşan Hazreti Hızır ile Hazreti Musa birlikte dağa çıkar. Bu ağacın bulunduğu noktaya geldiklerinde Hazreti Musa elindeki asayı toprağa saplar ve eğilip su içer. Tekrar dönüp baktığında asanın yeşerip fidana dönüştüğünü görür. Halk arasında ölümsüzlük suyundan can bulan fidanın binlerce yılda gelişerek bugünkü halini aldığına inanılmaktadır. AA