Der Beyan-ı Eyalat-ı Karaman
Önder Güzelarslan, Timetürk için Karaman hakkında bir yazı kaleme aldı.

Oluşturma Tarihi: 2023-09-20 10:09:36

Güncelleme Tarihi: 2023-09-20 10:11:11

İşte Önder Güzelarslan'ın kaleme aldığı o yazı;

Çok eski geçmiş tarihi ile Anadolu'nun geçiş noktası olan, Antik Çağ'da Laranda olarak bilinen farklı ekonomik, kültürel yapıların birbiriyle kaynaştığı, birçok medeniyete ev sahipliği yapışı ile kültürleri harmanlayan Karaman yetiştirdiği ünlü şahsiyetlerle de ön plana çıkan bir ilimizdir.

İl sınırları içerisinde bulunan, Süleyman Hacı köyünde yer alan Pınarbaşı höyüğünde yapılan kazılarda, Karaman ve çevresinde M.Ö. 8000 yıllarına dayanan yerleşim ve yaşamın olduğuna dair izlere rastlanılmıştır. Özellikle M.Ö 5750-3250 yıllarını kapsayan Kalkolitik Çağ'da yaşayan insanların ekonomik anlamda güçlü olduklarını o dönemde yaptıkları kerpiç evlerden ve bakırdan yapılmış eşyaları kullanmalarından anlayabiliyoruz. Bölge de asıl önemli yerleşim M.Ö. 2000'li yıllarda Anadolu'da hüküm süren Hititler zamanındadır. Uzun bir süre Hitit egemenliğinde kalan bölge Hititlerden sonra Anadolu'da varlıkları M.Ö 7. yy görülen Friglerin hakimiyetine girmiştir. Daha sonra M.Ö. 6. yy'da Ege ile birlikte Anadolu içlerine yayılan Lidyalıların hakimiyeti görülmektedir. Yaşadıkları dönemde ilk para basan bir millet olan Lidyalıların hakimiyetine Persler son verince Karaman ve civarı artık Perslerin hakimiyetine girmiştir. Büyük İskender'in tarih sahnesine çıkmasıyla Makedonyalıların hakimiyetine giren Karaman, M.Ö. 322 yılında Büyük İskender'in haleflerinden Perdikkas ve Flippos'un işgaline ve talanına uğramıştır. Roma İmparatorluğu döneminde M.Ö. 1 yy.'a kadar Anadolu'da kurulan krallıkların hakimiyetinde kalan Karaman daha sonra önce Roma İmparatorluğu sonrasında M.S. 395 yılında imparatorluğun Batı ve Doğu Roma olarak ikiye bölünmesi ile Doğu Roma yani Bizans'ın hakimiyeti altına girmiştir. Karaman Bizans döneminde Hıristiyanlığın önemli şehirlerinden birisi olmuştur. Bunu o döneme ait Karadağ üzerinde Binbir Kilise olarak bilinen ören yerinde birçok kilise, manastır, bazilika ve şapelin bulunmasından anlamaktayız.

Bizans döneminde Karaman ve çevresi Arap Yarımadasında ortaya çıkan İslamiyet ile birlikte zaman zaman Arapların akınına uğramış lakin Araplar burada tutunamamıştır. O dönemde önemli dini ve ticaret merkezi olan Karaman 1071 Malazgirt Savaşına kadar Bizans'ın hakimiyeti altında kalmaya devam etmiştir. Malazgirt Savaşı öncesinde Anadolu'ya gelmeye başlayan Türkmenler tarafından Konya ve çevresinde egemenlik kurularak topraklar Büyük Selçuklu Devleti'nin hakimiyetine girmiştir. 1071 Malazgirt Savaşı sonrasında Anadolu'da kurulan Anadolu Selçuklu Devleti'nin egemenliğinde kalan Karaman, Osmanlı Devleti kuruluncaya kadarda Selçuklulardan sonra kurulan beyliklerden olan Karamanoğulları beyliğinin hakimiyetine girmiştir. Osmanlı Devleti Fatih Sultan Mehmet döneminde 1467 yılında Karaman Osmanlı topraklarına dahil olmuştur.

Paleolitik, Neolitik ve Kalkolitik çağlardan günümüze kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Karaman bütün bu medeniyetlerin izlerinden taşıdığı zengin kültürel birikimi ile gezilecek ve görülecek birçok noktaya sahiptir. İl merkezi ve ilçeleri ile muhteşem bir turizm durağıdır. Karaman'a birçok kez yaptığım ziyaret ve gezilerin her seferinde ayrı bir güzelliğine şahitlik ettim. Zeytin diyarı Mut'un hemen yanı başında Torosların eteğinde yer alan bu kültür birikimi oldukça yüksek olan Karaman da görülmesi gereken yerleri gezerken tarihe de bir yolculuk yapma imkânınız olacaktır.

Karaman'da görülmesi gereken yerlerin en başında şehrin kuzeyinde yer alan ve volkanik bir dağ olan Karadağ kitlesinin üzerinde yer alan Madenşehir ören yeri gelmektedir. Burada Bizans dönemine ait bazilikalar, sarnıçlar, konutlar ve Binbirkilise yer almaktadır. Bunun dışında Değle Ören yeri, Gökçeseki ören yeri, Derbe höyüğü, Manazan mağaraları, İncesu mağarası, Meraspolis mağarası, Yeni dünya mağarası, Taşkale Tahıl Ambarları, Karaman kalesi, Gökçeseki Kaya Mezarları, Çeşmeli kilise, Tol medrese, Ak Tekke (Mader-i Mevlana) camii, Yunus Emre camii, İmaret camii, Dereköy Fisandon Kilise camisi, Taşkale Taş mescit, Hatuniye medresesi, Yunus Emre Türbesi, Nuhpaşa camii, Hacı beyler camii, Dikbasan camii, tartan evi, Başdağ kalesi, Zeyve pazarı, Yerköprü-Göksu şelalesi, Gödet saklı cennet, Ermenek vadisi ve Sarıevler ilçesinde bulunan Barçın yaylası gelmektedir.

Karaman'ı keşfederken birbirinden lezzetli yemeklerini de tatma imkânınız olacaktır. Her damak tadına uygun ve oldukça lezzetli yemekleri arasında en başta fırın kebabı ve zeyve kebabı gelmektedir. Bunun dışında bıldırcın dolması, köy dolması (İlisıra dolması), arabaşı çorbası, calla, çullama (saçaklı köfte), çoban kavurma, piliç dolması, töğmekan, domates dolması, kabak çiçeği dolması, eğey dolması, batırık, papara, sulu pilav, bulamaç, toyga çorbası, keşkek, kuymak, lokur ve zerde tatlısı gelir.

Kâtip Çelebi'nin "Der beyan-ı Eyalat-ı Karaman diye tanıttığı Karaman'dan ayrılmadan obruk peyniri, Divle peyniri, Ermenek helvası, el emeği ahşap ürünler, Karaman elması, Taş kale halısı, Ayrancı'nın Koraş halısı, lokur ve kitre bebek hediyelik olarak alabilirsiniz.

Yunus Emre, Mevlâna Celaleddin-i Rumi, Mümin'e Hatun, Kemal Reis, Piri Reis, Zembilli Ali Efendi, Şeyh Edebali, Seyyid Ali Sultan Es-Semerkandi, Molla Fenari, Kenzi, Gufrani, Hottuoğlu, Kazımkarabekir Paşa, Kerümiddin Karaman Bey, Karamanoğlu Mehmet Bey, Bekir Sıtkı Erdoğan, Mehmet Çınarlı, Ahmet Tufan Şentürk gibi nice değerli şahsiyetleri yetiştiren Karaman ziyaretçilerini beklemektedir.