Kırgızistan'da tarifi kuşaktan kuşağa aktarılan bolluk ve bereketin simgesi "sümölök tatlısı", Nevruz Bayramı'nın vazgeçilmez ikramlarından.
On iki hayvanlı eski Türk takviminde, gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart gününün yılbaşı olarak kabul edildiği, Türk toplulukları arasında bu günde yeni yıl kutlamalarının yapıldığı kaynaklarda yer alıyor.
Kış mevsiminin sona erip baharın başladığı, tabiatın canlandığı, dirildiği 21 Mart'tı Bahar Bayramı olarak kabul eden Türkler, yüz yıllardır bayrama küs girmemek için bayram öncesinde barışıyor, geleneksel bayram yemeklerini birlikte hazırlıyor.
Nevruz kutlamaları için hazırlanan yiyecekler, bu bayramın Türk toplumlarının ortak geleneği olduğunu gösteren önemli unsurlardan birini oluşturuyor.
Günümüzde Türk cumhuriyetlerinde malzemeleri ve yapılışı aynı olan ancak farklı isimler verilen yiyeceklerden birisi de Kırgızların sümölök dediği Nevruz tatlısı.
SÜMÖLÖK, DOSTLUKLARI PEKİŞTİRİYOR
Kırgızistan'da Nevruz kutlamasından bir gün önce mezarlıklar ziyaret ediliyor, halk küslük ve dargınlığın sona ermesi için helalleşme adetini gerçekleştiriyor. Daha sonra bir araya toplanan komşular imece usulü bayram yemeği sümölök için hazırlıklara başlıyor.
Ülkenin kuzeyindeki Çuy Bölgesi'nde müstakil bir evin bahçesinde Kırgız kadın ve erkekler, nevruzun en önemli sembolü olarak kabul edilen sümölök tatlısını pişirmek için bir araya geldi.
Sümölök için yağ, filizlenmiş buğday, kara üzüm, un ve su kullanılıyor. Erkekler, tatlının yanmaması için tabanına erik büyüklüğünde 41 taşın dizildiği kazanın altını 12 saat boyunca yakma görevini üstleniyor. Kadınlarsa malzemeleri sırayla ve kararında kazana katıyor.
Tatlı istenilen kıvama gelinciye kadar karıştırılıyor. Kazanı karıştıran kadınlar, bir yandan da kendisi, ailesi, milleti ülkesi için dualar ediyor. Yerel kıyafetler içindeki genç kızlar, milli müzikler eşliğinde yaptıkları danslarla sümölök pişirme etkinliğine renk katıyor.
Nevruz Bayramı öncesi eğlence havasında geçen tatlı pişirme etkinliğinde kadınlar, gençlere sümölök tatlısının yapmanın püf noktalarını da aktarıyor.
Ev sahibi, konuklarına Türk geleneklerine, baharın bereketine uygun zengin bir sofra kuruyor. Sümölök pişinceye kadar, ev sahibinin hazırladığı ve misafirlerin getirdiği yiyecekler hep birlikte yeniyor.
Sümölük tatlısını hazırlayanlardan Barnisa Narmatova, tatlının atalarından kalan bir tarif olduğunu belirterek, "Sümölüğün pişirilmesinde yağ, filizlenmiş buğday, un ve su kullanılıyor. Farkı bir tat vermek için çeşitli kuru meyve türlerini kullanıyoruz. Bu tatlıyı, vatanımıza, milletimize, yakınlarımıza ve ailelerimize dua ederek pişiriyoruz" diye konuştu.
Yıllardır sümölök yaptığını ve tarifini yeni kuşaklara öğrettiğini belirten Elmira İmanaliyeva da parmağının ucuyla kazandan tatlı alıp tadına bakanın dileğinin gerçekleşeceğine inanıldığını söyledi.
On iki saat boyunca yakılan ateşin üzerinde pişirilen sümölök tatlısı, eşit şekilde paylaşılıyor ve 21 Mart'ta Nevruz Bayramı'nda gelen misafirlere ikram ediliyor.