Konum ve mimari özellikleri bakımından bir Urartu kalesi olduğu tahmin edilen Şeytan Kalesi, tarih boyunca birçok uygarlık tarafından ele geçirilmiş, bu dönemlerde birçok ekleme ve onarım geçirmiştir.eytan Kalesi'nin adını eski Türkçede şeytan manasına gelen Alvız (Albız) kelimesinden aldığı bilinmektedir. Bünyesinde su sarnıcı, erzak deposu ve şapel bulunduran kale 3 yanından akan Karaçay'ın sınırladığı sarp bir yarımada üzerine kurulmuştur. Kale, Çıldır ilçe merkezine yaklaşık 1 kilometre uzaklıkta.Deniz seviyesinden 1910 metre yükseklikteki kale günümüze hayli sağlam biçimde ulaşmıştır. Simetrik olmayan bir plana sahip olan kalenin ebatları 161 × 93 metredir ve kalenin üç kulesi vardır. Bunlardan biri günümüze sağlam ulaşmıştır.
Alamut Kalesi mi Şeytan Kalesi mi?
Gürcü dilinde kacistsih'e yani "Şeytan Kalesi" olarak geçen Yıldırımtepe köyündeki kale,Eruşeti bölgesinde.Osmanlıların bölgeyi ele geçirmesinden sonra kalenin adı Gürcüceden çevrilmiştir.Ünlü Gürcü şair Şota Rustaveli'nin 12. yüzyılda kaleme aldığı Kaplan Postlu Adam adlı destanda sözü edilen “Kacta Tsihe”nin Alamut Kalesi değil Şeytan Kalesi olduğuna dair rivayet de bulunmaktadır.
Şeytan Kalesi'nin Urartular zamanında inşa edildiğine dair ileri sürülen görüşler vardır. Ancak bu görüşler herhangi bir tarihsel kaynağa dayanmamakta.Şeytan Kalesi, Hellenistik dönemden günümüze kadar; Medlere, Perslere, Makedonyalılara, Romalılara, Sasanilere, Selçuklulara, İlhanlılara, Karakoyunlulara, Akkoyunlulara, Safavilere ve en son Osmanlılara evsahipliği yaptı.
Kralın kızı ölünce...
Şeytan Kalesi'ne yönelik rivayet ise şöyle: Dönemin kralının kızı hasta olur. Büyücüler,kahinler doktorlar muayene erer ama hiçbirisi çare bulamaz ve hayatını kaybeder. Kral, çok sevdiği kızını bu üç kaleden birine eşyaları ile birlikte gömmek ister. Ama bir sorun vardır; kızının gömüldüğü yeri kimsenin bilmemesini ister. Özel yetiştirdiği askerlerinden bir grup seçer ve göstereceği yere kızının gömülmesini ister.
Gömen askerleri de öldürttü
Askerler gece yola çıkarlar ve üç kalede de mezar kazılır ama bunlardan sadece birine kralın kızını ve altınlarını gömerler. Sabah kralın huzuruna geldiklerinde "Sizden başkası kızımın nereye gömüldüğünü biliyor mu?" diye sorar kral. Hayır der askerler. Kral bunun üzerine, kızının hangi kaleye gömüldüğünü kimsenin öğrenmemesi için kızını gömmeye giden tüm askerlerini öldürtür.
Bu hikayenin peşine düşen defineciler, "define ve de kralın kızının mezarı üç kaleden belki de bundadır" düşüncesi ile kazmış kaleyi, bir şey bulamamışlardır. Bu bölgede hazine avcılarını cesbeden başka efsaneler de yok değil.