Kıvrımlı yapısıyla dikkati çeken, hem manzarasıyla hem de özel bir tür olan kızıl akbabaya da ev sahipliği yapan Uvac Kanyonu ve 1200 metrelik rakımıyla Balkanlar'ın en yüksek yaylası konumundaki Peşter, bölgenin önemli turizm noktalarından biri olarak görülüyor.
Uvac Kanyonu Doğa Koruma yetkilisi Miloje Kovacevic AA muhabirine, kanyonda koruma altına alınan kızıl akbabalara ait yuvaların her yerde olduğunu belirterek, "Burası daha 1990'lı yıllarda koruma altına alındı. O zaman 5 çift kızıl akbaba vardı. Şimdi ise 500'den fazlası göklerde uçuyor." dedi.
Turistlerin bölgeye en çok kızıl akbabaları görebilmek için geldiğini aktaran Kovacevic, Uvac Gölü'nün de doğaseverlerin ilgisini çektiğini söyledi.
Uvac Kanyonu yakınlarındaki mütevazı evlerinde yaşayan Bajro ve Nafija Muhovic çifti de kanyon civarında bulunan tek evin, kendi evleri olduğunu, bu nedenle evlerinin, bölgeyi ziyarete gelen turistlerin dinlenme yeri haline geldiğini kaydetti.
Bajro Muhovic, bölgede doğup, büyüdüğünü anlatarak, "Bütün hayatım burada geçti. Elimizdeki şartlar sadece tarım ve hayvancılıkla uğraşmaya müsait. Biz de bunları yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
Çocuklarının daha iyi bir hayat için yurt dışına göçtüğünü ifade eden Bajro, eşi Nafija ile her sabah saat 06.00'da kalkarak günlük işlerle uğraştıklarını söyledi.
319 yıllık Osmanlı mirası Askerli Camii
Sancak bölgesinin en yüksek rakımlı yaylası Peşter ise dondurucu soğuk ve karlı havası nedeniyle halk arasında "Balkanlar'ın Sibirya'sı" olarak da nitelendiriliyor.
Bölgede rehber olarak görev yapan Sabahudin Abdagic, Sırbistan hükümetinin Peşter'i 2016'da koruma altına aldığını söyleyerek, "Peşter'in eteklerinde bulunan Karajukic kaynakları eski Yugoslavya ülkelerindeki en soğuk bölge olarak niteleniyor. Hava sıcaklığının sıfırın altında 40 dereceye kadar düştüğü biliniyor." bilgisini paylaştı.
Peşter Gölü'nün 170'den fazla kuş türüne ev sahipliği yaptığına işaret eden Abdagic, Osmanlı mirası Askerli Camisi'nin de bölgenin en eski camilerinden birisi olduğunu aktardı.
Abdagic, Osmanlı tarafından 1704'te inşa edilen caminin tarih boyunca birçok kez hasar aldığını belirterek, "En son 1976'da yenilendi. Cami, o dönemde tüm bölge için oldukça önemliydi. Caminin içerisindeki ahşap işçiliği olduğu gibi korunmuş." diye konuştu.
"Perili orman" ve "sevgi ağacı" efsaneleri
Sancak halkı arasında bilinen bir efsaneye göre, Ugao köyündeki ormanlık alanın "perili" olduğuna inanılıyor.
Söz konusu efsanede, bir adamın ormandaki ağaç kesme yasağını delip, inşa ettiği evinde kullanmak üzere bir ağacı kestiği, bu olaydan birkaç gün sonra köyde bir fırtına çıktığı ve adamın evine yıldırım düştüğü anlatılıyor.
Fırtınadan sonra halkın, "ormanın perili olduğunu" dilden dile aktararak, efsanenin bugüne ulaşmasını sağladığı ifade ediliyor.
Sancak'ta dilden dile aktarılan bir diğer efsane ise "sevgi ağacı veya yalnız ağaç" hikayesi olurken, burayı ziyaret eden turistler söz konusu ağaca sarılıp pozitif enerji aldıklarını söylüyor.
Konuya ilişkin açıklamada bulunan Abdagic, bahsi geçen ağacın birçok kez yıldırım çarpmasına maruz kalmış bir söğüt olduğunu ifade ederek, ilginç ve yalnız görüntüsüyle ağacın zamanla halk arasında bir kült haline geldiğini anlattı.
Abdagic, Sancak'ın hem havası ve doğal güzellikleri hem de efsaneleriyle önemli bir bölge olduğunu dile getirerek, "Yılın her zamanı burayı ziyaret edebilirsiniz. Buraya gelişinizde bölgenin mucizevi güzellikleri sizi karşılayacak." diye konuştu.