Türkiye'nin tarihi ve kültürel geçmişine ışık tutan en önemli mekanlardır müzeler. Hemen her ilde küçük çapta da olsa müzeler yer alıyor. Karadeniz bölgesinde çoğu il de geçmişi hafızalarda tazelemek adına müzecilik yönünde inşa çalışmaları yapmışlardır. Bunların bazıları günümüze ait olsa da çoğu eski çağlara ışık tutuyor.
Karadenizin turistik mekanları kadar tarihi mekanları da dikkati çekiyor. Bazı illerde tarihe ışık tutan müzelerin ise; hepsinin ayrı bir hikayesi, hepsinin ayrı ayrı tarihi hafızası var...
Sinop Cezaevi Müzesi: 14. yüzyıldan 1999 yılına kadar hapishane olarak kullanılan ve daha sonra içinde yaşanan hikâyelerle müze olarak hizmet veren mekan ünlülerin hapis edildiği önemli mekan.Sinop Kalesi'nde konumlanan cezaevi, birçok şiirlere ve şarkılara konu oldu. Uç yanı denizle çevrili tarihi cezaevi, kalın ve yüksek kale duvarlarının içinde yer alıyor. Yapıya ev sahipliği yapan kale, arkeolojik verilere göre Hellenistik dönemde yapıldı.
Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar kendi dönemlerinde kaleyi koruyup, güçlendirdi. Selçuklu Dönemi'nden itibaren uzun süre tersane olarak kullanılan iç kalenin burçları 1560 yılından itibaren zindan oldu
Amasya Sabuncuoğlu Müzesi:
Fatih Sultan Mehmet döneminin önemli hekimlerinden ve 14 yıl boyunca başhekimlik yapmış Sabuncuoğlu Şerefeddin'in yazmış olduğu ve ilk Türkçe cerrahi eser olan Cerrahiyyetü-l Haniye kitabındaki çizimlerden yola çıkarak yaptırılan 10 ayrı branştaki tıp ve cerrahi aletlerinin sergilendiği ve tedavi yöntemlerinin gösterildiği Sabuncuoğlu Salonu, cerrahi operasyon ve tedavilerin yapıldığı Sabuncuoğlu Kliniği ve o dönemki hastalara uygulanan müzikoterapide kullanılan musikinin temel aletlerini ve tedavide uygulanan Türk Musikisi makamları hakkında detaylı bilgi edinebileceğiniz Müzik Tedavi Salonu bulunmakta.
Giresun Müzesi: Gogora Mahallesi'nde yer alıyor. Aziz Nikola Kilisesi olarak tanımlanmakta. Sanatsal bir değere sahip. Eski Tunç Çağı, Hitit, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalan eserler yer almakta.9'uncu yüzyılın ortalarından kalma yaklaşık 250 yıllık Ortodoks kilisesi, bölgede yaşayan Rumlar tarafından yapılmıştır. 1924 yılına kadar kilise olarak kullanılan yapı,mübadeleden sonra terk edilerek 1948 yılına kadar boş kalmıştır.
Trabzon Ayasofya Müzesi: Ayasofya Cami 28 Haziran 2013 Cuma günü vakit namazının kılınmasıyla, 52 yıl sonra yeniden Müslümanların ibadetine açılmıştır .Bugün cami olan Trabzon Ayasofya Müzesi, Trabzon İmparatorluğu krallarından 1. Manuel Komnenos zamanında (1238-1263) inşa edilmiştir. 1427 yılına tarihlenen çan kulesi kilisesinin batısında yer almaktadır. Kilisenin kuzeyinde bulunan üç apsisli şapel kalıntısı ise daha erken bir döneme aittir. Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon'u fethini takiben yapı, camiye çevrilmiş ve vakıf eser olmuştur.
Bolu Müzesi: Bolu ve çevresine ait eserlerin korunması ve sergilenmesini sağlamak üzere 1975 yılında Müze Memurluğu kuruldu. Bir süre eski Güzel Sanatlar Galerisi binası içinde faaliyet gösteren Müze Memurluğu 1976 yılında Bolu Kültür Merkezine taşındı.. Müze Memurluğu 1977 yılında Müze Müdürlüğüne dönüştürüldü.Kültür Merkezi binasının giriş katında yer alan Müze; arkeoloji salonu ve etnografya salonu olmak üzere 2 bölümden oluşmaktadır. Müzede 3286 adet arkeolojik, 1677adet etnografik ve 12095 adet de sikke olmak üzere toplam 17058 adet eser mevcut
Samsun Atatürk Müzesi: Milli Mücadele tarihinde önemli bir yere sahip.1968 yılında açılan ve Gazi'ye ait 114 eserin sergilendiği Atatürk Müzesi şehirde en çok ilgi gören müzelerden.Tamamen taş ve renkli mermerlerle inşa edilen müze binası anıtsal ve etkili bir görünüme sahiptir. Ön cephesindeki basamaklar ve bir friz halinde Kurtuluş Savaşı'nı temsil eden kabartmalar binaya hareket kazandırmaktadır. Müzede Atatürk'e ait 114 eser teşhir edilmektedir.
Çorum Boğazköy Müzesi:
Hititlerin başkenti Hattuşaş'tan çıkarılan kalıntılar sergileniyor. Hitit medeniyetine ait onlarca eser var. 12 Eylül 1966 yılında açılan müze, 2011 yılında yeniden düzenlenmiştir. Müzede, Hitit başkenti Hattuşa kazılarında açığa çıkartılan eserler sergilenmektedir. Boğazkale Müzesi'nin teşhir salonlarında tematik ve kronolojik sergileme yapılmıştır. Zemin kat birinci salonda Kalkolitik, Eski Tunç Çağı ve Asur Ticaret Kolonileri Çağı eserleri ile başlayan teşhir düzeni kronolojik olarak Frig, Galat, Roma Dönemi ile devam etmekte ve Doğu Roma Dönemi ile son bulmaktadır.
Ordu Paşaoğlu Konağı Etnografya Müzesi: 1896 yılında Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yaptırılmıştır. Bahçesiyle birlikte 625 metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen konağın taşları Ünye'den, ahşap malzemesi Romanya'dan getirilmiş ve yapımı İstanbullu bir usta tarafından gerçekleştirilmiştir. 19'uncu yüzyıl sivil mimarimizin en güzel örneklerinden biri olan Paşaoğlu Konağı, zemin dâhil olmak üzere üç katlıdır. Zemin kata doğuda, birinci kata ise kuzeyde ve batıda bulunan kapılarda giriş sağlıyor.
Kastamonu Rıfat Ilgaz Müzesi: Cide doğumlu yazar Rıfat Ilgaz'ın doğduğu ev müze olarak değerlendiriliyor. Yazara ait eşyalar, el yazısıyla yazılmış notlar ve hayatından geriye kalan fotoğraf kareleri mevcut.Cide Rıfat Ilgaz Sarıyazma Kültür ve Sanat Festivali'ne de ev sahipliği yapıyor her yıl.Rıfat Ilgaz'ın vefatından sonra restore edilen ve müze olarak halka açılan ev, Cide'ye gelen yerli turistler tarafından fazlasıyla ilgi görüyor. Rıfat Ilgaz Müzesi'nde ünlü yazarın eserlerinin yanı sıra, kişisel eşyaları, çalışma masası, kitaplığı, karyolası ve hayatının bir bölümünü kapsayan fotoğrafları sergileniyor.