Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler'de (BM) Genel Sekreter Antonio Guterres'le yaptığı görüşmenin ardından basına açıklamalarda bulundu.
Guterres'le yaptığı görüşmede, Crans Montana'daki müzakerelerin artık devam etmeyeceğini bildirdiğini ifade eden Tatar, "Artık yeni bir tutumumuz var." dedi.
Tatar, Guterres'in Kıbrıs Şahsi Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar'ın görev süresinin yarısını doldurduğunu hatırlatarak, taraflar arasında ortak bir zemin olup olmadığını kararlı bir şekilde araştırdığını söyledi.
"Genel Sekreterin, henüz ortak bir zemin olduğuna ilişkin bir sinyal bulunmadığını teyit ettiğini" belirten Tatar, Şahsi Temsilci Holguin'le işbirliği içinde hareket ettiklerini dile getirdi.
Tatar, Guterres'e Kıbrıslı Türklerin uluslararası toplumun uyguladığı ambargo ve izolasyon nedeniyle mağdur olduğunu aktardığını ve "Kıbrıslı Türklerin kısıtlanması, ekonomik kalkınma ve büyümelerinin engellenmesinin büyük bir haksızlık olduğunu" belirtti.
Kıbrıslı Türklerin 1960'ta "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurucu ortağı" olduğunu hatırlatan Tatar, uluslararası toplumun artık adada iki halkın ve iki ayrı demokratik devletin olduğu gerçeğini kabullenmesi gerektiğini vurguladı.
Tatar, sahadaki gerçeği kabullenmenin önemine işaret ederek, "Kıbrıslı Türkler, egemen haklarıyla kendi devletlerini kurma hakkına sahiptirler. Bu da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir." ifadesini kullandı.
Tatar, AA muhabirinin "Kıbrıslı Türkler yıllardır ambargo ve izolasyona maruz bırakılıyor. Genel Sekreter'le görüşmenizde bunların kaldırılmasına ilişkin bir sinyal aldınız mı? BM bu bağlamda nasıl bir rol oynayabilir?" sorularını yanıtlarken, "Genel Sekreterin, Kıbrıslı Türklerin maruz kaldığı adaletsizliğin ve çektikleri acıların farkında olduğunu" belirtti. Ancak bunu değiştirmenin kolay olmadığını ifade etti.
Tatar, BM'nin 1964'te aldığı kararlar nedeniyle "Kıbrıs Cumhuriyeti" adı altında Kıbrıslı Rumların resmi muhatap kabul edildiğini ve Rum kesimine tüm Ada'yı temsil ediyormuş gibi davranıldığını ancak bunun doğru olmadığını vurguladı.
BM'nin Türk tarafına Annan Planı'nı desteklemesi halinde ambargoların hafifletilmesi sözü verdiğini hatırlatan Tatar, planı reddeden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne (GKRY) AB üyeliği verilirken, "Kıbrıs Türklerine verilen sözlerin tutulmadığını" kaydetti.
Tatar, Kıbrıslı Türklere baskı yaparak bir çözüm kabul ettireceklerini düşündüklerini ancak bunun mümkün olmayacağını belirterek, "Biz yalnız değiliz. Bunu bugün Genel Sekretere de söyledim. Türkiye Cumhuriyeti bizim yanımızda." dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Ada'da kalıcı, adil ve sürdürülebilir barış için iki devletli çözüm üzerinden gidilmesi gerektiğini ifade etti.
Ada'da 60 yıldır barış sağlanamamasının sebebinin Kıbrıslı Türkler olmadığının altını çizen Tatar, uluslararası toplumun ve BM'nin tutumunu gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı.
Tatar, Şahsi Temsilci Holguin ve GKRY lideri Nikos Hristodulidis'le üçlü bir görüşmeye katılıp katılmayacağının sorulması üzerine, "Eğer bizim egemen eşitliğimizi, eşit uluslararası statümüzü kabul etmezlerse resmi müzakerelere dönmeyi düşünmüyoruz." mesajını verdi.