Nauert konuşmasında şunları söyledi: "Tutuklananlar arasında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser ve Birkaç yabancı da yer almaktadır. Yetersiz kanıtla veya şeffaflık olmadan yapılan bu tür adli tatbikatlar, Türkiye'de hukukun üstünlüğünü ve ülkenin bireysel haklara saygı yükümlülüklerini baltalamaktadır. ABD Türk makamlarını bu suçlamaları düşürmeye, gözaltına alınanları serbest bırakmaya ve OHAL'in bireylerin rastgele yargılanmasına izin veren hükümlerini kaldırmaya çağırmaktadır."
NELER OLMUŞTU?
Adalar İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 5 Temmuz'da Büyükada'da bir otelde eğitim programı toplantısına operasyon düzenlemişti. Operasyonda gözaltına alınan 8'i Türk, 1'i Alman, 1'i İsveç vatandaşı toplam 10 kişi gözaltına alınmış sonrasında 6'sı tutuklanmıştı.
GÖZALTINA ALINAN ve ULUSLARARASI ALANDA GERİLİME SEBEP OLAN 10 İSİM ŞU ŞEKİLDE
- İdil Eser (Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü) - Tutuklandı
- İlknur Üstün (Kadın Koalisyonu)
- Nalan Erkem (Helsinki Yurttaşlık Derneği)
- Özlem Dalkıran (Helsinki Yurttaşlık Derneği) - Tutuklandı
- Günal Kurşun (İnsan Hakları Gündemi Derneği) - Tutuklandı
- Veli Acu (İnsan Hakları Gündemi Derneği) - Tutuklandı
- Nejat Taştan (Eşit Haklar İzleme Derneği)
- Şeyhmus Özbekli (Hak İnisiyatifi)
- Ali Garawi (İsveç vatandaşı insan hakları eğitimcisi) - Tutuklandı
- Peter Steudtner (Almanya vatandaşı insan hakları eğitimcisi) - Tutuklandı
CHP TEPKİLİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, Büyükada'da gözaltına alınan insan hakları dernekleri mensuplarından 6 kişinin tutuklanmasına tepki göstermişti. Altıok unları söyledi:
Baskı ve şiddet rejiminde her türlü ihlal alabildiğine serbest olsun isteniyor. Korkuyla da sinmeyen kararlı savunucular da cezalandırılsın susturulsun ki ortalıkta sorgulayan da kalmasın isteniyor. Kimsenin onca sorunu yoksunluğu çözmeye, eşit ve adil bir düzen kurmaya niyeti yok istenen tek tip elbisenin halka da giydirilmesi. Yeni Türkiye'nin yeni rejimine karşı olan herkesle hesaplaşılsın isteniyor. İnsan Hakları Savunucuları İdil Eser, Ali Ghravi, Peter Steudtner, Veli Acu, Günal Kurşun ve Özlem Dalkıran tutuklandı. Kullanışlı terör örgütü çuvalına herkesi koymak Ergenekon çuvalı, Balyoz çuvalının büyüğünü kullanmak, gerçek teröristin işine yarar. İhlal yok işkence, yok deyip kestirip atmak ve eğer varsa diyeni ihlalleri açıklayıp karşı çıkanı tutuklamak aslında soruların cevabı. O raporları geri gönderince, hak savunucularını tutuklayınca, dernekleri kapatınca gerçekler yok olmuyor tescilleniyor ve sorun kronikleşiyor. İddiaları bertaraf edebilmek için yasalara uluslararası antlaşmalara bağlı kalmak adil ve şeffaf olmak yeterlidir. Bu tutum ortada aldatılma değil bir tercih olduğunu gösterir. Enstrüman aynı, sonuç aynı düşman görülen aynıysa doğru yere bakılmıyordur."
ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20 sonrası Hamburg'da düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtlamış ve olaya ilişkin '15 Temmuz'un devamı niyetinde bir toplantıydı' demişti.
ALMANYA'DAN TEPKİ
Almna vatandaşı Peter Steudtner'le ilgili Berlin'de bir açıklama yapan Almanya Başbakanı Angela Merkel, tutuklama kararını sert bir dille kınadı ve Steudtner'in serbest bırakılmasını talep etti.
Merkel, "Biz bu tutuklamanın net olarak tamamen haksız olduğu kanısındayız" diye konuştu. Merkel, Alman hükümetinin Steudtner'in serbest kalmasını sağlamak için her düzeyde girişimde bulunacağını da sözlerine ekledi. Merkel, "Kendileri açısından bu tutuklamaların suçsuz insanların zorlu bir sürece sokularak cezaevine gönderildiği bir başka olay olduğunu" ve "bunun da büyük bir endişe kaynağı olduğunu" ifade etti.
Merkel, Alman vatandaşı aktivist Peter Steudtner'in Türk makamları tarafından tutuklanmasının "tamamıyla haksız" olduğunu belirtti.
İSVEÇ'TEN TEPKİ
İsveç Dışişleri Bakanlığı ise dün gerçekleşen tutuklamalara ilişkin açıklama yaptı. "5 Temmuz'da Büyükada'daki seminere düzenlenen polis baskınında gözaltına alınan ve bu sabaha karşı çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmalarına karar verilen aktivistlerden İsveç vatandaşı Ali Gharavi'nin tutuklanmasından dolayı endişeliyiz. İstanbul'daki Başkonsolosluğumuz, Ankara'daki Büyükelçiliğimiz ve Stockholm'daki Dışişleri Bakanlığı bu konuyla ilgili çalışıyor" denildi.
Gharavi'nin eşi Laressa Dickey ise, İsveç gazetesi Dagens Nyheter'e verdiği demeçte, davanın 'siyasi amaçlı açılmış gibi göründüğünü' ve 'en çok da bu durumdan kaygı duyduklarını' söyledi.