Bakanlık Sözcüsü Heather Nauert, göreve getirildikten sonra ilk kez gazetecilerin karşısına çıkarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Katar ve bazı Arap ülkeleri arasında yaşanan krize değinen Nauert, "Şüpheli para akışlarını hukuki olarak incelemek, mal varlıklarını dondurmak ve sıkı bir şekilde banka kontrol sistemi oluşturmak da dahil, Katar'ın terörün finansmanını engellemek adına bazı çok ciddi çabalar gösterdiğinin farkındayız. Gelişim sağladılar, fakat yapılacak daha fazla iş var" dedi.
Nauert, ABD ve Katar arasındaki güçlü bir ilişki olduğunu vurgulayarak, "Katar'la güçlü bir ilişkimiz var. Katar'la ve bölgedeki diğer ülkelerle birlikte teröre karşı iş birliği içerisinde olmaya devam ediyoruz" diye konuştu.
Bölgedeki bütün ülkelerin kendi sorumlulukları olduğunu belirterten Sözcü Nauert, "Bütün ülkeler teröre ve aşırıcılığa olan desteğini sonlandırmalı, bu dünyanın her tarafında ortaya çıkıyor" şeklinde konuştu.
Nauert'in bu sözleri üzerine, "Suudi Arabistan'ın da daha fazla çaba göstermesi gerekiyor mu?" şeklinde bir soru yöneltildi.
Soruya karşılık ise Nauert şunları kaydetti:
"Suudilerin ne yapıp yapmadığını konuşmayacağım. ABD genel anlamda, DEAŞ'la mücadelede müttefik olduğu ülkeler başta olmak üzere, neler yapılması gerektiğini müttefikleriyle konuşmaya devam edecek. Bakan Rex Tillerson bu konu üzerine, bütün ülkelerin kendilerini geliştirecek bir alan bulabileceklerini belirtmişti."
Ayrıca Neuert, Katar'a karşı pozisyon alan ülkelerin ABD'yi önceden bilgilendirdiğini kaydetti.
NELER YAŞANDI?
Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır ve Yemen "teröre destek vermekle suçladıkları" Katar ile diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyurmuştu. Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn, ülkelerinin hava sahasını Katar'a kapatarak, Katarlı diplomatların 48 saat içinde ülkelerinden ayrılmasını istemişti. Katar'a karşı yapılan diplomatik ablukaya Maldiv Adaları ve uluslararası toplumca meşruiyeti olmayan darbeci general Halife Hafter destekçisi Libya Tobruk hükümeti de katılmıştı.
