'ABD, Fırat'ın Batısı için garanti verdi'
Fırat'ın batısında IŞİD'le çatışmalara yönelik açıklama yapan Çavuşoğlu, ABD'nin bu konuda garanti verdiğini söyledi.

Oluşturma Tarihi: 2016-06-07 15:54:40

Güncelleme Tarihi: 2016-06-07 15:54:40

TİMETURK I HABER MERKEZİ
PINAR HİLAL BALTA

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TRT Haber'de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Çavuşoğlu, "Fırat'ın doğusunda YPG'liler lojistik destek vermek istiyorsa o ayrı ama özellikle operasyonlar bittikten sonra batısında bir tane bile YPG'li istemeyiz. ABD de bu konuda garanti verdi. Eğer sözünde durursa garanti verdi. Çünkü YPG/PYD gittiği yerlerde etnik temizlik yapıyor" dedi.

ABD GARANTİ VERDİ

Arazide güç ve ittifak arayışı içinde olan ABD'nin PYD ve YPG'yi yanaştığını söyleyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Müttefiği olan Türkiye'ye sürekli saldırıda bulunan terörist gönderen, Ankara'daki saldırıların faili olan ve kamplarında terörist eğiten bir YPG/PYD ile terörle mücadele etme konusunda her zaman en önde olduğunu söyleyen bir ülkenin işbirliği yapması kabul edilemez. Biz başından beri bu konuda farklı düşünüyorduk ve başta Obama olmak üzere düşüncelerimizi tüm muhataplarımıza çok net bir şekilde söyledik. Ama arazide bu işbirliğinin belli bir çerçevede halen devam ettiğini maalesef görüyoruz.

Münbiç bölgesinin temizlenmesini ve bu bölgenin kapatılmasını en çok biz isteriz. Çünkü bu bölgeden en çok saldırı bize geliyor. Dolayısıyla sınırımızda bir terör örgütünün olmasını istemeyiz ama başka bir terör örgütünün de olmasını istemeyiz. O nedenle kuzeyden iki taraftan gidip temizleyerek Rakka'ya kadar gidilmesini istemiştik. Münbiç'e yönelik Suriye Demokratik Koalisyonu vardı. Onlar da olabilir dedik fakat içlerinde PYD'li varsa bunların da operasyon bittikten hemen ayrılması lazım dedik. Fırat'ın doğusunda YPG'liler lojistik destek vermek istiyorsa o ayrı ama özellikle operasyonlar bittikten sonra batısında bir tane bile YPG'li istemeyiz. ABD de bu konuda garanti verdi. Eğer sözünde durursa garanti verdi. Çünkü YPG/PYD gittiği yerlerde etnik temizlik yapıyor.''

MENBİC OPERASYONU NEDİR? MENBİC'TE NELER OLUYOR?
(HABERE GİTMEK İÇİN FOTOĞRAFA TIKLAYINIZ)



TEL ABYAD SÜRECİNDE DE AYNISI OLMUŞTU

Şanlı Urfa ilinin Akçakale ilçesinin tam karşısında, Suriye'nin Kuzey hattında Irak-Suriye ana lojistik güzergahı olan M4 kara yolunun üzerinde, PYD'nin birbirinden ayrık Cezire ve Kobani kantonlarının tam ortasında yer alan Tel Abyad da da aynı süreç yaşanmıştı.

ABD'nin IŞİD'e yönelik hava operasyonları çerçevesinde kendisine alan açan PYD, Tel Abyad'ı ele geçirmiş, 20 binin üzerinde Arap ve Türkmen'in göç etmesini sağlayarak demografik bir devrim gerçekleştirmişti. Tel Abyad'daki süreç şu şekilde gerçekleşmişti:

NE OLMUŞTU?

Haziran 2015:
Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinin tam karşında, Arapların ve çok az sayıda Türkmenin yaşadığı Tel Abyad, ABD öncülüğünde IŞİD'e karşı başlatılan hava operasyonları sırasında 16 Haziran günü PKK/PYD tarafından ele geçirilmiştiri. Olay sonrası Akçakale'ye 25 binden fazla Tel Abyad'lı Arap ve Türkmen gelmişti.

Temmuz 2015:
Milli Güvenlik Kurulu toplantısında " Türkiye'nin kırmızı çizgileri" netleştirildi. Buna göre, Türkiye, PYD'nin haritada Fırat Nehri'nin batısında kalan Cerablus bölgesine yönelik askeri bir harekatta bulunmasını, kuzeyine doğru rejim güçlerinin operasyon yaparak büyük bir göç dalgasına neden olmasını "kırmızı çizgi ihlali" sayacak. Ayrıca Rejim güçleriyle muhaliflerin çatıştığı İdlib'in kuzeyine doğru bir askeri operasyon yapılması ve yüz binleri bulan bir göç dalgasının tetiklenmesi de, "kırmızı çizgi ihlali" olarak nitelendirilecek. TSK ise bu durumda, ikinci bir direktife gerek kalmaksızın, belirlenen planları uygulayacak.

PYD, Tel Abyad'da "demografik etnik temizlik" (tehcir) politikası yürütüyor. Örgüt, Türkiye'ye geçen binlerce Arap ve Türkmeni Tel Abyad'a almayacağını duyurdu. PYD, Haziran'ın sonu Temmuz'un başında Akçakale sınır kapısı karşısında yer alan kapıyı da kapatmıştı. Boşalan ilçeye son olarak Kürt ailelerini yerleştiren PYD'nin, Arap ailelerin mülklerine de el koyarak Kürt yerleşimcilere verdiği belirtiliyor. Resmi rakamlara göre çatışmalar öncesi 12 bin 490 kişinin yaşadığı Tel Abyad'ın yüzde 90'ı Araplardan oluşuyordu.

Ekim 2015: Erdoğan, Memur-Sen Konfederasyonu'nun Ankara Arena Spor Salonu'nda düzenlenen "Millete Vefa Yolunda 20 Yıl" programında konuştu. Cumhurbaşkanı "Tel Abyad'a DAİŞ giriyor, daha sonra DAİŞ oradan çıkıyor ve Tel Abyad'a bu defa PYD giriyor. Peki orası kime ait? Yüzde 95'i Arap ve Türkmen, yüzde 5'i Kürt. Böyle bir yerde şuanda orası boşaltıldı, önce ülkemize geldiler, sonra tekrar Tel Abyad'a geri döndüler. Dert, orayı kantona dönüştürmek ve kanton ilan ettiler. Şimdi bu artık Türkiye'ye bir tehdit oluşturmaya başlamıştır. Öyleyse gereğini Türkiye yapacaktır" dedi.

Kasım 2015: Ekim ayında oluşturulan ve Kürt YPG güçleri ile Suriye Arap Koalisyonu'nun birlikte hareket etmesini sağlayan Suriye Demokratik Güçleri'ne Washington'dan daha fazla silah desteği geleceği açıklandı. ABD'nin IŞİD'e yönelik operasyonlarının koordinasyonunu Bağdat'tan yöneten Albay Steve Warren, video konferans yöntemi ile gazetecileirn sorularını yanıtladı. Warren, Suriye Demokratik Güçleri içerisinde sadece Arap Koalisyonu'na silah desteği verdiklerini ve yine sadece bu grubu desteklemeyi sürdüreceklerini söyledi.

ABD, Ekim ayı sonunda da Suriye Demokratik Güçleri'ne 50 ton silah ve mühimmat yardımı yapıldığını açıklamıştı. YPG, o dönemde yardımın kendilerine ulaştığını söylerken, Washington'dan gelen açıklamalarda silah desteğinin Arap Koalisyonu'na yapıldığı belirtilmişti.

Şubat 2016: PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD'nin kontrolündeki Tel Abyad şehrinde, YPG ile Kandil yetkilileri arasında 26 Şubat'ta bir toplantı gerçekleşti. Tel Abyad'teki toplantıya YPG komutanları Ferhat Dirki ve Adnan Afrini'nin bulunduğu bir grup katılırken, PKK tarafından Kandil'den gelen Haval Jaya ile Cemil Bayık'ın özel heyeti de toplantıda yer aldı. Suriye Yerel Koordinasyon Komiteleri'nin geçtiği rapora göre, toplantıda Türkiye'nin YPG'yi hedef alan top atışları ve IŞİD'in Tel Abyad'a yönelik en son saldırıları ele alındı. Ayrıca Türkiye'ye kaçan bazı muhalif YPG komutanları Türk istihbaratıyla işbirliği yapmakla suçlandı.

Raporlara, Kandil'den gelen “Şoreş” lakaplı PKK'lının Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Tel Abyad sorumlusu olarak atandığı da yansıdı.

Tel Abyad'taki görüşmenin yapıldığı sıralarda bir başka toplantı da Kuzey Suriye'deki Kamışlı'da gerçekleştirildi. Toplantıya Esed rejiminin İçişleri Bakanı Tümgeneral Muhammed Al Şaar, Kamış Havaalanı'na gelerek YPG'lilerle görüştü. Şaar'a Şam'dan bir temsilci grup da eşlik etti.

Suriye Demokratik Güçleri'nin El Havle'deki operasyonlarına ABD'nin kısa zaman önce İncirlik askeri üssüne getirdiği ve tank avcısı olarak bilinen A-10 tipi uçaklarla destek verdiği de belirtildi. El Havle'de toplam 17 hava operasyonu düzenlendiğini belirten Warren, yine İncirlik'ten kalkan bir adet AC-130 tipi bombardıman uçağının da operasyonlara katıldığını söyledi.

Erdoğan Ankara'daki Muhtarlar toplantısında yaptığı konuşmada, ABD'nin, PYD ve onun silahlı kolu olan YPG'yi terör örgütü olarak tanımamakla bölgeyi kan gölüne çevirdiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ey Amerika! Bizimle beraber misiniz yoksa bu terör örgütü PYD ile YPG ile mi berabersiniz? Bunların hiçbirini bugüne kadar tanıyamadığınız için bölge kan revan içinde" dedi.

Haziran 2016: Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tel Abyad'ta Arapların ve Türkmenlerin hedef alındığını söyelyerek sınırı tehdit edne bri yapı oluştuğunu belirtti. Erdoğan şunları söyledi: Tel Abyad'ta Araplar ile Türkmenlerin hedef alındığı gibi bir hava var. Bölgeden 15 bin Arap ve Türkmen Türkiye tarafına geçti, boşalan yerlere PYD ve PKK yerleştiriliyor. Bu pek hayra alamet değil. Zira bu, sınırımızı tehdit edebilecek bir yapı oluşmasına yol açılması demek. Bu konudaki hassasiyetlerimizi herkes görmeli.