Başkan Trump yönetiminin, FBI, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'ndan Fethullah Gülen'in iadesini sağlayacak yasal yolların araştırılmasını istediği iddia edildi
Beyaz Ev'de görev yapan iki üst düzey yetkilinin, ABD'nin Pensilvanya Eyaleti'nde ikamet eden Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesi için Trump yönetiminin yeni yollar aradığını söyledi.
NBC News'in haberine göre Trump yönetimi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'bir numaralı düşmanı' olarak görülen cemaat lideri Gülen'in iadesiyle Suudi Arabistan ile Türkiye arasında gerilen ortamı yatıştırmak istiyor.
Beyaz Ev yönetimi geçtiğimiz ekim ayında FBI, ABD Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'ndan Gülen'in iadesini sağlayacak yasal yollar bulmalarını istedi. Dört farklı kaynaktan alınan bilgilere göre Ulusal Güvenlik Departmanı işlemin yasal dayanağı için, bu kurumlardan gerekli bilgileri istediği öne sürüldü.
Dışişleri Bakanlığı'ndan açıklama
Bu haberden kısa süre sonra açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanlığı, Beyaz Ev'ın Gülen'in iadesi ile ilgili herhangi bir görüşme yapmadığını öne sürdü. Dışişleri Bakanlık Sözcüsü, Gülen konusunda Türkiye'den çok kez talep geldiğini ve bu konuyla Adalet Bakanlığı'nın ilgilendiğini kaydetti. Sözcü ayrıca Kaşıkçı cinayeti ve Gülen'in iade taleplerinin farklı konular olduğunu savundu.
Güney Afrika seçeneği
Trump yönetimi ve Türk yetkililerin ayrıca Fethullah Gülen'in iade edilememesi durumunda Güney Afrika'ya gönderilmesi konusunda da müzakerelerde bulunduğu aktarıldı. Ancak ABD'li yetkililer bu işlem için de gerekli yasal gerekçelere sahip olmadığını vurguladı. Yetkililer, bunun gerçekleşmesinin tek yolunun Gülen'in kendi isteğiyle Güney Afrika'ya gitmesi olduğunu belirtti.
ABD'li bürokratlar talebi reddetti
ABD Adalet Bakanlığı iade işlemi için gerekli yasal gerekçenin olmadığını açıklarken, FBI ve diğer kurumlar Gülen'in hiçbir ABD yasasını ihlal etmediğini belirtti. Bunun yanında Trump yönetimi tarafından atanmayan ve iddiada adı geçen kurumlarda çalışan bazı bürokratlar, Beyaz Ev'in isteğini geri çevirdi ve kendi aralarında toplantı yaptı. Sürece karışan bir ABD'li yetkili, gelen istek sonrası bilgi vermeyi reddeden bürokratların önce şaşırdıklarını, ancak daha sonra olayın ciddiyetini anladıktan sonra duruma çok kızdıklarını belirtti.
Beyaz Ev yetkililerinin ayrıca Fethullah Gülen'in oturumu konusunda ayrıntılı bilgi talep ettiği de belirtiliyor. 1999 yılının Mart ayında, 28 Şubat sürecindeki Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi atmosfer sebebiyle ABD'ye giden Gülen, o tarihten bu yana Pensilvanya eyaletindeki Saylorsburg kasabasında yaşıyor.
Öte yandan FBI, ABD Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Departmanı yetkililerinin yanı sıra Gülen'in avukatı da konuyla ilgili yorum yapmayı reddetti.
Hakan Atilla'nın iade talebi
Donald Trump ve Recep Tayyip Erdoğan, iki ülke arası tansiyonu azaltmak için farklı isimlerin iadesi konusunda daha önce de bir araya geldi. İki Beyaz Ev yetkilisi, ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları deldiği gerekçesiyle 32 ay hapis cezası alan Halkbank üst düzey yöneticisi Mehmet Hakan Atilla'nın iadesi için iki devlet adamının görüştüğünü söyledi. Erdoğan'ın, Atilla'nın hapis cezası almasını kendi hükümetini zayıflatmak için yapılan siyasi bir girişim olarak gördüğü belirtiliyor.
Pompeo ve Erdoğan, Gülen'i konuştu
Amerikalı yetkililer Erdoğan'ın, Kaşıkçı cinayeti sonrasında Trump yönetimine Gülen'in iadesi için bir baskı kurma fırsatı elde ettiği belirtti.
Pompeo ile Erdoğan arasında 17 Ekim'de gerçekleşen toplantıda bu konu özellikle ele alındı.
Toplantıda bulunan üst düzey bir yetkili, Pompeo'nun Erdoğan'a Gülen'in darbe kalkışmasına dahli konusunda yeni bilgileri olup olmadığını sorduğunu ve Gülen'in terör bağlantıları olduğu konusunda delil bulmasını ima ettiğini söyledi.
Pompeo kendisiyle yolculuk yapan gazetecilere daha sonra Gülen konusu üzerine konuşulduğunu kabul etti. Pompeo, “Fethullah Gülen ve hareketini ilgilendiren konular hakkında konuştuk. Bu konuyu Türkler bize sürekli hatırlatıyor, iki tarafın da aynı bilgilere ulaşmasını ve bilgi alışverişinde bulunmasını sağlayacak iş birliğine hazır kurumlarımız var. Ama bu pek Dışişleri Bakanlığı'nı ilgilendiren bir konu değil, daha ziyadesiyle Adalet Bakanlığı'nı ilgilendiriyor.” dedi.
Türk yetkililerse bu toplantıda ne konuşulduğunu söylemezken, ABD ile tüm diplomatik konuşmalarda Gülen konusunun ele alındığını ifade etti.
Trump'tan yeniden inceleme talebi
Trump yönetimi daha sonra Erdoğan'a, Gülen'in iadesi konusunun tekrar inceleneceği bilgisini verdi. Bu inceleme sonucunda ilk etapta Adalet Bakanlığı yetkilileri iki sene önce ellerine ulaşan bilgilerin iade için yeterli olmadığını ve yeni bilgi gelmediğini açıkladı.
Trump hükümetiyse bu durumda kullanılabilecek diğer hukuki yöntemlerin araştırılmasını istedi. Beyaz Ev özellikle Gülen'in ABD'de oturumuyla ilgili bilgi almak ve herhangi bir yasayı çiğneyip çiğnemediğini öğrenmek istedi. Ancak emniyet birimleri, Gülen'in herhangi bir yasayı çiğnediğine dair ellerinde bilgi olmadığını belirtti.
Ekim ayında gerçekleşen bu bilgi alış verişi, Trump tarafından konu hakkında yapılması istenen en az ikinci araştırma. ABD Başkanı Donald Trump, göreve ilk geldiği aylarda da Gülen'in durumunun incelenmesi için Adalet Bakanlığı'na talepte bulunmuştu.
Deliller yeterli bulunmamıştı
Türkiye, 2016 yılında, Gülen'in darbe girişiminin arkasında olduğunu ispatlamak için ABD'ye kutularca delil göndermişti. Ama Adalet Bakanlığı yetkilileri ve FBI bu deliller içerisinde iade için yeterince kanıt bulunmadığı kanaatine varmıştı.
Trump yönetimi ile Türkiye arasında gerginlik bir süredir tırmanıyordu. Kaşıkçı cinayeti sonrasındaysa iki ülke arasındaki ilişkiler farklı bir boyut kazandı.
Türkiye, ABD'nin müttefiki olan Riyad üzerine baskı kurarak cinayetin aydınlatılmasını talep etti. Bu kapsamda cinayet anına ait olduğu ileri sürülen ses kayıtları, aralarında ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve Suudi Arabistan'ın da bulunduğu çeşitli ülkelerin istihbaratlarına gönderildi.
Trump'ın Ulusal Güvenli Danışmanı John Bolton, ses kayıtlarında Veliaht Prens Muhammed'in cinayete müdahil olduğuna dair herhangi bir kanıt olmadığını söyledi.
Başkan Donald Trump ise olayın açığa çıkmasının ardından endişelerini sıkça dile getirse de, Suudi Arabistan yöneticilerini doğrudan suçlayan hiçbir açıklamada bulunmadı.
ABD'deki en son yaşanan gelişme, perşembe günü Amerikan Hazine Bakanlığı'nın Kaşıkçı cinayetine katılmış olabilecekleri gerekçesiyle 17 kişiye yönelik yaptırım kararı oldu.
Euronews