ABD’li diplomat Jeffrey: ‘Ermeni Soykırımı’ meselesi bitti, arkası gelmez
ABD'nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, 'ABD ve Türkiye çok yol alabilir' dedi. CNN Türk'e konuşan Jeffrey, Washington'ın Türkiye'nin Afganistan'da kalma teklifinden memnuniyet duyduğunu söyledi. Hilken Doğaç Boran'ın röportajı...

Oluşturma Tarihi: 2021-06-17 13:52:13

Güncelleme Tarihi: 2021-06-17 13:52:13

Erdoğan Biden görüşmesinden izlenimleriniz nedir? Sizce ikili ilişkilerde yeni bir sayfa açılacak mı?

JEFFREY: İki liderin buluşması her zaman için pozitif bir adım tabii ki. Ton ve atmosferi olumlu gördüm. Uzun bir baş başa görüşme yaptılar. Bu genelde Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından iyi oluyor çünkü açık konuşuyor. Spesifik bir karar alınıp alınmadığını ya da sorunların çözülüp çözülmediğini bilmiyoruz.

"ABD VE TÜRKİYE ÇOK YOL ALABİLİR"

Peki sizce iki ülke S-400'ler ya da F-35 meselesini çözmeye yaklaştı mı?

JEFFREY: Pek emin değilim. Tavsiyem hep şu oldu: bu meseleleri çözemiyorsak bir kenara kaldırmalıyız. Var olan yaptırımların ilişkinin diğer kısımlarına sirayet etmesini engellemeli ve ilerlemeliyiz. Her ülkeyle ilişkilerimizde sorunlar yaşanıyor. Amaç iş birliği yapılabilecek ve ortak görüşün olduğu noktalara yoğunlaşmak. Amerika ve Türkiye bu anlamda çok yol alabilir.

Münbiç'te geçtiğimiz hafta zorla askere alımlar ve artan yakıt fiyatları yüzünden protestolar yaşandı. Kürt yönetimi bu kararlardan geri adım attı. Yakıt fiyatlarını artırmayacaklarını ve zorla askere alımları durduracaklarını açıkladı. O zamandan beri ortalık duruldu. Sizce bu tür sorunlar Biden hükümetinin DSG'ye yönelik yaklaşımını değiştirir mi?

Birkaç sebepten dolayı böyle olacağını sanmıyorum. Öncelikle hepimiz DEAŞ'la mücadele konusunu oldukça önemsiyoruz. DEAŞ, DSG ve ABD güçleri sayesinde Suriye'nin Kuzeydoğusunda büyük ölçüde yenildi. Türk güçleri de diğer bölgelerde onları yendi. Şu anda yalnızca Esad rejimi kontrolündeki bölgelerde faaller. Bu tabii ki endişe verici. Bu yüzden ABD'nin bölgeden ayrılmasının bir faydası olmaz. Bir de ABD birkaç ay içinde Afganistan'dan da çekileceği için bu Biden'ın üzerinde güvenlik çıkarlarımızın olduğu diğer ülkelerden ayrılmama yönünde baskı yaratıyor. Bence bölgede kalacağız. Çoğunluğu Kürtlerin oluşturduğu yönetim ve Fırat kıyılarında yaşayan Arap toplumlar arasındaki bu sorunları defalarca gördüm. Bizzat içinde de bulundum. Bunlar hep yaşanır. Bu toplumların önündeki tercihler net: Ya DEAŞ, Rusya, İran ve Esad'ın himayesine girecekler ya da DSG'ye razı olacaklar. Genel olarak kötünün iyisi olduğu için DSG'yi tercih ediyorlar.

"WASHINGTON BU TEKLİFTEN OLDUKÇA MEMNUN"

Afganistan'dan bahsettiniz. Türkiye Kabul'da askeri varlığını sürdürmeyi ve uluslararası havalimanına koruma sağlamayı önerdi. Bu teklif Washington tarafından nasıl karşılandı? Bu konudaki yaklaşımları nedir? Sizce bu doğru bir karar mı?

Öncelikle Washington'ın Türkiye'nin teklifinden memnuniyet duyduğunu düşünüyorum. Her zaman olduğu gibi Şeytan ayrıntıda gizlidir. Buradaki ayrıntı bizim Türkiye'ye nasıl destek sağlayacağımız. Türkiye ve Afganistan hükümetlerinin arasındaki durum da önemli. Açıkçası Türkiye'nin Taliban'la ilişkisi de belirleyici bir unsur. Bu önemli bir adım. Aynı zamanda Afganistan'dan Kafkaslara, Ukrayna ve Kırım'a, Suriye'den Libya'ya düşündüğümüzde Türkiye ile bölgede ne kadar ortak çıkarımız olduğunu da gözler önüne seriyor. Birçok ortak güvenlik çıkarımız var, Rusya, İran ve terörizm tehditlerine karşı iş birliği yapmamız çok önemli.

"BUNU YAPABİLECEK BİR GÜÇ VARSA O DA TSK'DIR"

Peki, bölgedeki Türk askeri varlığının Afgan ordusuna pratik bir avantaj sağlayacağını söyleyebilir miyiz?

JEFFREY: Türk ordusunun Afganistan'da köklü bir geçmişi var, buna komuta tecrübesi de dâhil. Bunu yapabilecek bir güç varsa o da Türk ordusudur. Ayrıca Taliban konusunda Katar ve Pakistan gibi ortaklarından destek alabilir. Türk ordusunun güvenliği sağlamak için kiminle gerekiyorsa irtibata geçeceğinden hiç şüphem yok.

"BU MESELE ABD İÇİN BİTTİ, ARKASI GELMEZ"

Erdoğan-Biden görüşmesine dönecek olursak. Cumhurbaşkanı Erdoğan sözde Ermeni Soykırımı meselesinin gündeme gelmediğini söyledi. Erdoğan'ın bu cevabını ve böyle kilit bir meselenin görüşülmemesini nasıl yorumluyorsunuz?

JEFFREY: Bu Başkan Erdoğan'ın ne kadar akıllı olduğunu gözler önüne seriyor. Ben de yıllarca kendisiyle müzakere ettim. Bunun bir mesele olmadığının farkında. Tartışılacak ne var ki? ABD'nin lafını geri alması söz konusu değil. Bunun arkası gelemez. Buradan bir şey çıkmaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunu anlayıp ilerleyecek kadar akıllı. Tam olarak da bunu yapıyor. Türkiye'nin “soykırım” demesini ya da tazminat ödemesini vesaire beklemiyoruz tabii ki. Bu nasıl Fransa, Rusya ve bu adımı atan diğer ülkeler için bittiyse ABD için de bitti.

"PUTİN WASHINGTON'A ESAD'A TAVİZ İÇİN BASKI YAPACAK"

Bildiğiniz gibi Başkan Biden ve Başkan Putin Cenevre'de bir araya geldi. Sizce bu görüşmenin etkileri ne olacak? İki ülke böyle ikili görüşmelerle ve başlık başlık ilerleyerek sorunlarını çözebilir mi?

JEFFREY: Bu çok önemli bir soru. Türkiye'nin güvenliğini ve ABD-Türkiye ilişkilerini de ilgilendiriyor. Rusya'nın uluslararası dünya düzeni görüşü, ABD, NATO ve Türkiye'ninkiyle uyuşmuyor. Rusya bu düzeni bozmak istiyor. Kaç görüşme olursa olsun Putin'in düzeni bozma motivasyonu değişmeyecek. Asıl soru şu: Rekabet için bir takım kurallar kabul edecek mi? Çünkü şu anda bir rekabet ya da çatışma söz konusu. Çatışma ya futbol maçı gibi kurallara dayalı olacak ya da kuralsız olacak ki şu an biz bu durumdayız. Daha da önemlisi Putin'in Suriye'deki bir numaralı adamı Lavrentiev de toplantıdaydı. Putin, Türkiye, bölgeye insani yardım ulaşması ve dolayısıyla Amerika için kilit rol oynayan İdlib sınır kapısının açık kalması karşılığında Washington'a Esad rejimine büyük tavizler verilmesi için baskı yapacak.

"BM SİYASİ SÜRECİ OLMADAN BARIŞ GELMEZ"

İdlib'i dile getirdiniz. Sizce Biden hükümeti Suriye'deki mevcut durumu korumak için Rusya ve Türkiye ile nasıl bir yol izlemeli?

JEFFREY: Bir kere genel bir Suriye politikanız olmalı. Türkiye'nin var ama Biden hükümetinin politikasını bilmiyoruz. Şahsi tavsiyem önceki iki hükümetin politikalarını izlemek ve Rusya, İran ve terörizmi çevreleme çabalarını sürdürmek. Bunların hepsi Suriye'de sorunlara yol açıyor çünkü. Baskı sürmeli. BM siyasi sürecinin hayata geçirilmesi, Suriye halkının hayatlarına ve yönetimine etki etmesi için baskı yapılmalı. Bu olana kadar Suriye'ye barış gelmez. Türk ordusu çekilmez, İsrail hava kuvvetleri çekilmez, Amerikan askerleri çekilmez. Umarım bunları verimli bir şekilde görüşme şansları olmuştur.