Ardıç'ın bugünkü Sabah gazetesinde yayımlanan 'Cılkı çıktı' başlıklı yazısı;
Bir zamanlar Yaşar Kemal için "Türkiye'nin en çok Nobel alamayan yazarı" denirdi...Abdullah Gül de galiba Türkiye'nin en çok aday olamayan adayı. Aday olup olmayacağı yıllardır, evet yıllardır ağızlara sakız.
Bu sakızı Ankara gazetecileri çiğniyorlar. Ama artık ne şekeri kaldı ne tadı... Altılı masada özledikleri hareket bir türlü olmayınca dönüp eski defterleri yokluyorlar.
Abdullah Gül, DEVA Partisi'nden aday olacak mıymış?
CHP'den olması daha hoş ve daha akla yakındı ama... "Gül'ün kurduğu" ya da kurdurduğu DEVA'nın hiç böyle bir niyeti yokmuş.
Onlar Ali Babacan'ı aday göstereceklermiş. Yüzde 1 ila 2 oy almak üzere!
Yani bu iş yaş. Öte yandan altılı masanın "ortak" adayı olması da hiç ihtimal dahilinde değildir.
Bir kere, Meral Akşener kendisine karşıdır. Öyleyse... Vuslat kaldı bir başka bahara diyecektim ama baharlar azalıyor...
Gül 72 yaşında. "Umur görmüş" bir devlet adamıdır.
Önce başbakanlık, ardından cumhurbaşkanlığı yapmıştır.
Niçin zorlar bu işi?
82 yaşında yeniden başkan olsa neyine yarayacaktır?
İnsanlar "bırakmayı" niçin bilemiyorlar?
Gerçi ağzından tek kelime çıkmadı ama "yan cebime koy" tavrını da hep sürdürdü...
Eh, fazla pasif kalırsan olacağı budur.
Güzel güzel anılarını yazsa zevkle okurduk.
Baksanıza, adaylık için "CV" göndermiş, partide okumamışlar bile.
Bu duruma mı düşmeliydi?