Al Jazeera'den Selahattin Günday'iın haberi;
İddianameye göre; sınav soruları önceden verilerek örgüt elemanları askeri okullara sokuldu, askeri öğrenciden sorumlu olacak ‘abi' okul öncesinden itibaren seçilerek belirlendi. Savcılık, ‘abiler'in örgüte bağlı, örgüt lideri Gülen'i Mesih olarak görenler arasından seçildiğini belirtti.
"ÖĞRENCİLER ABİYE ZİMMETLENİYOR"
İddianamede; her 'abi'ye bir askeri öğrencinin zimmetlendiği, ilk aşamada o öğrencinin 'abi' ile yakınlık kurması ve sevmesinin sağlandığı belirtildi. Savcılık 'abi' ile askeri öğrenci ilişkisini, 'abi'nin rolünü şöyle tanımladı:
"Çocuğun anne ve babasının ona göstermediği ilgi ve alakayı gösterir. Bu samimiyet çocuğun dikkatinden kaçmaz, adeta abisine aşık olur. Onun sözünü emir kabul eder. Kısa sürede abinin sevgisi karşılık bulur ve her ikisi de İslam'a, vatana ve millete faydalı işler yaptıklarını zannederek çalışmalarına devam eder."
"OKUL ÖNCESİNDE KOD İSİM BELİRLENİYOR"
İddianameye göre; örgüt elemanı öğrencinin, abi ile bağlantısının sağlanmasından sonra o öğrenciye abi tarafından bir kod isim veriliyor. Örgüt üyesi öğrenci artık bu kod isim ile biliniyor ve asla gerçek ismi zikredilmiyor. Askeri okula hazırlanan öğrenci, abinin sıkı takibi altına alınıyor.
İddianamede bu durum şu ifadelerle anlatıldı:
"Örgüt abisi, zaman zaman okul çıkışına giderek, askeri okullara hazırladığı öğrencisine 'ne yaptığını takip ediyorum' mesajı verir. Öğrenci ilk başlarda belki bunu anlamaz, abisinin onu sevdiği ve görmek istediği için okul önüne geldiğini zanneder. Oysa, Örgüte adım atan herkes, her zaman ve her yerde takip edilir. Askeri okula başvuru yaptığı andan itibaren bu öğrencinin hayat biçimi örgüt abisi tarafından değiştirilir. Örneğin, dini vecibelerini yerine getirmeyen biri gibi görünmesi istenir. Namaz kıldığını kimseye göstermemesi gerektiği öğretilir. Öğrencinin askeri okula girmesinin ardından ikinci aşamaya geçiliyor. Öncelikle, öğrencisi askeri okulu kazanan abi, örgüt içinde bir basamak yükselerek ‘mahrem hizmetler abisi' sıfatını alıyor.”
ASKERİ İMAM ve ABİ İLİŞKİSİ
İddianamede, 'askeri imam' ve 'abi' arasındaki ilişki şu şekilde anlatılıyor:
“Öğrenci hangi ildeki askeri okulu kazandıysa o ilin askeri okullarından sorumlu imamı ile abi arasında bir görüşme gerçekleştiriliyor. Sorumlu imam, öğrenci abisine okul ve komutanlar hakkında bilgi veriyor. Bu bilgileri alan abi, örgüt elemanı öğrencisini okula başlamadan once bilgilendiriyor. Bu bilgilerin alınmasının ardından öğrenci ve abi birlikte okulun bulunduğu bölgeye gider. Askeri öğrenci okula asla yalnız gönderilmiyor.”
Savcılık tespitlerine göre, "Abi ile öğrenci okul başlamadan iki gün önce okulun bulunduğu bölgeye giderler. Erken gidilmesinin amacı, daha sonra buluşma yapılacak yer tespitinin yapılmasıdır."
Askeri öğrenciye okul sürecinde uyması gereken kurallar da öğretilir. Okul başladıktan sonra her on beş günde bir askeri öğrenci ve abi önceden belirlenen yerde ve saatte buluşur. Eğer öğrenci herhangi bir sebepten ötürü gelemediyse bir sonraki hafta sonu yine aynı yerde ve saatte beklenileceği söylenir.
Öğrenciden resmi kıyafet ile görüşmeye gelmemesi gerektiği anlatılır. Resmi kıyafeti değiştireceği yer ayarlanır. Öğrencinin sivil kıyafetleri bu yerde hazır tutulur.
"İBADETLER GİZLENİYOR"
Savcılığın tespitlerine göre, askeri öğrencilerden ibadetlerini kimseye göstermeden yapmaları gerektiği anlatılır. Öğrenciden tuvalette, bulunduğu yerde, elbise veya duvar kenarında teyemmümle abdest almaları istenir. Örgüt üyesi öğrencilerin namazlarını îma ile kılınması istenir ve îma ile namazın nasıl kılınacağı öğretilir."
Öğrencilerin deşifre olmaması için kızlı – erkekli grupların arasına girmesi gerektiğinin öğretildiğini belirten savcılık, "Geçmişte örgüt evlerinde tanıdığı ya da karşılaştığı birisiyle örgüt içerikli konuşma yapmaması, konu açılırsa Fetullah Gülen ve örgüt hakkında küfürlü konuşması istenmiştir. Örgüte mensup öğrencilerin hafta sonları izne çıktıklarında askeri elbiseyle asla örgüte bağlı ev, dershane, okul gibi yerler başta olmak üzere camilere namaz kılmaya gitmemesi istenir" ifadelerine yer verdi.
İddianameye göre, askeri okulların kütüphanesindeki Atatürk kitaplarının okunması talimatını veren örgüt, öğrencisinin deşifre olmaması için sosyal hayatın içine girmesine de özen gösteriyor. Savcılık, "Okulun düzenleyeceği tiyatro, bale veya en azından bir spor dalına girmek suretiyle burada pısırık, içine kapalı hatta ‘molla' manası verilebilecek tutum ve davranışlardan uzak durması istenmiştir" dedi.
Küçük yaştan itibaren ‘takiye' anlayışı ile yetiştirilen öğrencilerin abilerden habersiz hiçbir şey yapmadığını belirten savcılık, örgütün gizliliğe verdiği önemi anlatırken, "Darbe sonrası tutuklanan FETÖ'cü askerlerin ifadelerinden anlaşıldığı üzere, 'kardeşim' dediği arkadaşının yıllar sonra örgüt mensubu olduğunu anlayanlar veya öğrenenler çıkmıştır" dedi.
Savcılığın tespitlerine göre, 1986 yılında askeri liseler başta olmak üzere, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yapılan soruşturmalarda, ‘Fetullahçı Terör Örgütü mensubu olma suçlamasıyla' TSK'dan ihraçlar başladıktan sonra örgütte sistem değiştirildi. İlk sistemde okulu kazanan öğrenci, o ildeki abiye teslim ediliyordu. Ancak soruşturmaların ardından öğrenci ile abinin ilişkisi okul sürecinde de devam ettirildi. Öğrenci hangi kentte ise, onu yetiştiren abisi de o kente onunla giderek ilgilenmeye devam etti.
Savcılığa göre, önceleri örgüt üyesi öğrencilerin grup olarak hareket etmesine izin veren örgüt, 1985-86 döneminde askeri okullardan atılmalar olunca, mecburi olmadıkça grup kurmaya izin vermedi. Burada da mecburiyetten ötürü oluşacak grupların asla üç kişiden fazla olmaması istendi.
Görüşmelerde okuldaki öğrenciden, diğer öğrenciler ve komutanlar hakkında detaylı bilgiler alındığına dikkat çeken savcılık, "Daha okulun ilk yıllarından itibaren fişlemeye alıştırılan, özendirilen hatta teşvik edilen örgüt mensubu kendisinin de örgüt tarafından her anının kameraya kaydediliyormuşçasına fişlendiğini bilir ve tavır ve hareketlerine dikkat eder. Öğrenci, kaydettiği bilgileri her görüşmede abisine iletir, o da bir üstüne ve dolayısıyla okulla alakalı her türlü bilgi Fetullah Gülen'e kadar ulaştırılır. Bu bilgilerle, okuldan sorumlu örgüt abileri okul komutanından daha fazla bilgiye ulaşmış olur" tespitini yaptı.
İddianameye göre, örgüt mensubu öğrencinin, diğer örgüt mensubu öğrenciler ile temas kurması azami ölçüde engelleniyor. Örgüt mensubu öğrencinin, örgütten olmayan diğer çocuklarla arkadaşlık yapması sağlanıyor. Savcılık bunun sebebini ise şöyle anlattı:
"Aynı fabrikanın değişik tezgahlarında üreyen ve çoğalan öğrencilerin bu diyalog sonucunda birbirlerini tanımalarına, erken tanışmadan kaynaklanan örgüt sırlarının deşifre olmalarına engel olmak ve askeri okulları kendi imkanlarıyla kazanan öğrencileri de örgüte kazandırmak isteğidir."
Abinin, öğrencinin derslerini de yakından takip ettiğini anlatan savcılık, "Örgüt ders yönüyle sıkıntı yaşayan ancak örgüte sadakatinde şüphe duymadığı örgüt mensubu askeri öğrencilerin sınıflarını geçmesinde her türlü kolaylığı sağlamıştır" dedi.
ÖRGÜTTEN KOPAMIYORLAR
Savcılık örgütten ayrılmak isteyen öğrencilerin başına gelenleri de şu ifadelerle anlattı:
"Örgütten kopmak isteyen öğrenciler ile ilgili de gerekli tedbirler örgüt tarafından alınıyor. Örgütten kopmak isteyen ve ikna edilemeyen öğrenciler, şok mangaları denen gruplar içerisine alınarak şiddete ve işkenceye varacak kadar muamele görür. Ailenin okuldan çocuğunu alması, çocuğun başka bir okulda okuması ve gelecekte sıkıntı yaşamaması demektir. Ancak okuldan ayrılmamakta direnenlerin ise okuldan atılmasına karar verilir."
İddianamede, örgütün askeri öğrenciyle ilişkisinin son aşamasının öğrencinin mezun olduktan sonra teğmen olarak görevlendirilmesi ile başladığı belirtiliyor. Buna göre, göreve başlayan örgüt üyesi teğmen, onu öğrencilik yıllardan itibaren yetiştiren eski abi tarafından yeni abi ile tanıştırılır.
Teğmenliğe başlayan askeri öğrencinin eski abi ile görüşmesi kesinlikle yasaktır. İkili bir daha örgüt izin vermediği sürece görüşemez.