İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 236 sanığa yönelik verdiği hükme ilişkin hazırladığı 11 bin 400 sayfalık gerekçeli kararında örgütün kuruluşu, faaliyetleri ve sanıkların eylemlerine yer verdi.
Kararda, dava kapsamında 18 bin 931 lira tebligat, bin 190 lira bilirkişi, 3 bin 500 lira posta ve 297 bin 755 lira da diğer giderler olmak üzere 321 bin 376 lira harcandığı vurgulandı.
Kararda, örgütün, soruşturma ve yargılama aşamasında görev yapan emniyet personeli, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı müfettişleri, vergi müfettişleri ile dosya kapsamındaki bilirkişi ve heyet raporlarını düzenleyerek aleyhe tespit, değerlendirmede bulunan neredeyse tüm kamu görevlilerine karşı örgütsel teamül ve tutum içerisinde asılsız ithamlarda bulundukları, korkutma-sindirme-baskılama amacıyla savcılıklara ve ilgili kurumların disiplin birimlerine suç duyurusu yaptıkları anlatıldı.
Örgütün hedef aldığı kişilere karşı, kişinin ailesi, iş ve siyasi çevresini ilgilendiren konularda sosyal medya, blog-internet siteleri ve hatta arama motorlarının tavsiye içerikleri üzerinden yapılan karalama ve itibarsızlaştırma kampanyalarının kamuoyunca iyi bilindiği vurgulanan kararda, "Örgütün bu korkutucu gücünü yargılamamız sırasındaki iş ve işlemlerde görev yapmış kamu görevlilerine karşı da kullanmak istediği, ancak soruşturma ve kovuşturma safhasındaki iş ve işlemlerde görev yapmış kamu görevlilerinin kararlı duruşu sayesinde yargılama sonunda örgütün gerçek yüzü tüm çıplaklığıyla ortaya konulmuştur." denildi.
Kararda, örgütün, şikayetçiler Fırat Develioğlu, Özkan Mamati, Uğur Şahin ve Serpil Ekşioğlu'nu, soruşturma ve kovuşturmanın başından itibaren yargılamayı örgüt lehine etkilemek amacıyla kurgu şikayet ve isnatlarda bulunarak yıldırmaya çalıştıkları belirtilerek, "Ayrıca yargılamayı yürüten mahkeme heyetimize karşı de benzer faaliyetlerde bulunulacağı beklenen bir gerçektir." ifadesi kullanıldı.
Karar 11 Ocak'ta verildi
Mahkeme heyeti, 11 Ocak'ta Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki salonda yapılan duruşmada, davayı karara bağlamış, "örgüt yöneticisi" sanıklar Adnan Oktar, Tarkan Yavaş, Mehmet Noyan Orcan, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftoğlu, İbrahim Tuncer, Ulviye Didem Ürer, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Merve Büyükbayrak, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Fatma Ceyda Ertüzün ve Ayşegül Hüma Babuna'yı ayrı ayrı 9 bin 803 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırmıştı.
Örgüt elebaşı sanık Adnan Oktar'a yönelik kararda "örgüt yöneticiliği" suçunun yanı sıra "siyasal veya askeri casusluk", "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme", 7 kez "çocuğun nitelikli cinsel istismarı", 27 kez "nitelikli cinsel istismar", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "eziyet", "eğitim hakkının engellenmesi", kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi" ve "tehdit" suçlarından da ceza verilmişti.
Sanıklardan 3'ünün tüm suçlardan beraatine, diğerlerinin ise değişen oranlarda hapis cezalarına hükmeden mahkeme heyeti, suç örgütüne ait olduğu belirtilen araçlar, taşınmazlar, ziynet eşyaları, paralar, Dragos'taki villada bulunan güvenlik kameraları, A9 televizyon kanalının da aralarında bulunduğu şirketler, silahlar ve kitapların müsaderesine, örgüte ait internet sitelerinin de kapatılmasına karar vermişti.
AA