Gazeteci Ersanel'in ‘Türkiye'nin seçimi: Afganistan büyük haritayı doğuya çekiyor…' başlıklı yazısı;
Sağda solda köşeye sıkışmış bir elin parmaklarından az sayıda akademisyen.. Bir-iki gazeteci.. İsim saklayarak konuşan ve doğrusunu söylemek gerekirse kafası karışık kimi ‘resmi yetkililer' dışında.. Medyanın neredeyse yüzde 90'ı, Afganistan konuşurken ‘mikrolaşan', konuyu iyiden iyiye, ‘Taliban'ın değişip değişmeyeceğine' indiren, bunu da Ankara hükümeti ile Taliban arasında eşitlik kurarak yapan cahil çapsızlığıyla yola devam ediyor…
‘ABD geri çekildi' ifadesini dahi ‘ricat' sayılacağı için kullanamayan bu güruh, ‘oluk oluk' Türkiye sınırından geçen Afgan ‘akınına' ilişkin resmi sayılar da yayınlanmasına rağmen, ‘yüzbinlerce' göçmeni gözleriyle görmüş gibi Ankara-Washington hattına bağlama pespayeliklerini sürdürüyor…
Afganistan'da ne olduğuna ve tüm bölgeye etkilerine, dünyanın burada kozlarını nasıl paylaştığına ilişkin ‘asıl' başlıklar üzerine zaten fikirleri yok ya da açıkça palavra atıyorlar.
Yine yazmak zorundayım; TV-gazete yöneticileri de buna alan açıyor!..
Günlük bilgileri hafta, okumaları yıl geriden gelenlerin alınlarına/gözlerine ‘notlar' yapıştırmaya devam edelim.. Zaten görmüyorlar…
Para mevzuuna paragraf açmıştık.. Kapatalım; Kaçan Afgan yöneticilerin dolarlarına ilişkin öyküler ‘narko-baronların' Hollywood filmleri gibi. Dört çekerlere, helikopterle sığmayan balyaların asfaltlarda savrulan görüntülerini hayal edebilirsiniz. ABD'nin sadece Afgan silahlı kuvvetlerine ayırdığı yıllık ‘yardım' 3,5 milyar dolardı!..
Afgan ordusunun çözülüşünü Biden ve ekibi, ‘her şeyi verdik ama insanın içinde olacak' şeklinde açıklıyor ya.. Verdikleri her şey toptan zimmete geçirilmiş. Kimlerin ‘götürdüğü' de biliniyor ve hepsi tepe isimler…
Askerler maaşlarını alamadılar, silahlarını sattılar ve firar ettiler. ‘Vatan sevgisi' de yukarıdakilerin yediğini bildikleri için söndü.
ABD, ‘NATO standardında 300 bin kişi eğittik' diyor, ‘indirilen' parayı siz düşünün. Çünkü ordu falan yoktu. Mart ortasında bu durum görülüyordu.
Kabil yöneticileri yediler tamam.. Tamam da, bu işin çeyreği.. Pentagon yedi. ABD ordusu içindeki kokuşmuşlukla Afgan yönetimi arasında koalisyon vardı ve savaşı durdurmak isteyen her şeyi ezdiler.
Temmuz ortasında ‘Kuşak ve Yol İnisiyatifi' kapsamında inşa edilen barajda çalışan dokuz Çinli mühendisin öldürüldüğünü hatırlıyorsunuz değil mi.. Bu işte.
Para her konunun üzerinde. ABD istihbarat ve güvenlik sistematiğinin çürümüş kolları tarafından korunuyor ve.. Buraya dikkat; kimi komşu ülkeler de, hatta büyükleri de işin içinde. Yani çözmeniz gereken ‘organize iş'in parayı dişlediğini anlamanız gerekiyor…
Siyasi boyuta gelince…
Afganistan sorununda liderlik Pakistan, Çin, Rusya ve Türkiye'ye geçmiş durumda. Bizde Pakistan'ı kötülemeye başlayanlara ‘mim koyun' dememin sebebi biraz bu. Pakistan anahtar ülke. Şu an görüşmelere katılan Afgan yöneticiler içinde İslamabad'ı takdir eden çok isim var.
ABD ise utancını cüret gösterileriyle kapatmaya çalışıyor. Hâlâ, ‘küresel nüfuzumuzla, insani yardımlarımızla, ekonomik araçlarımızla dinamikleri etkileyeceğiz' diyebiliyorlar. Palavra. Amerika içine konuşuyorlar. Değil Afganistan'da bölgede zerre karşılığı yok.
Taliban da bunu görüyor; yeni düzeni tutacak unsurların bölge ülkeleri olduğunu biliyor. Pakistan cepte, İran, hele Çin ve Rusya'nın rolü büyük olacak.
Batı tarafında tek AB Afgan gerçekliğine direniyor. ABD, İngiltere, Rusya, Çin, Hindistan hep ılımlı…
Türkiye… İki kesimle de eksiksiz ilişki kuran, kabul edilmiş yegâne ülke! Bu çok kıymetli. Sadece bir hafta içinde Ankara'nın gerçekleştirdiği temaslar listesine bakın.. Tablo orada görünüyor zaten…
O halde.. Türkiye'de biteviye yapılan, ‘Taliban değişti, değişmedi' tartışmaları kime hizmet ediyor olabilir? Türkiye Taliban için veya Taliban'a karşı orada değil. Nereye bağlanır bilinmez ama ‘harita bas bas çağırıyor' işte…
Taliban'ın şimdiye kadarki açıklamaları/uygulamaları; devr-i sabık yaratmamak, af getirmek, medyaya açık olmak, topraklarının başka ülkelere karşı kullanılmayacağını garanti etmek, vs.. Samimiyeti önemli değil; önemli olan bunları yapmak zorunda hissetmesi. Hayatta kaldı ama tutunmak yetmeyeceğini hesaplıyor!
Mutabakat şudur; Çin ve Rusya anlaşmış durumda. Afganistan'ı hemen tanımayacaklar ama Taliban'la işbirliği yapmaya, ‘şartlar'ın yerine getirilmesi konusunda irade gördükleri için kararlılar.
Kimse saf bir Taliban iktidarı istemiyor. Koalisyon istiyor. Bir anlamıyla Taliban'ı ‘sulandırmak', müdahil olunması gereken sorun çıktığında, ki çıkacak, müstakbel hükümeti yönlendirmede kolaylık demek. Pekin-Moskova bu minvalde hükümet kurulduğunda tanıyacaklar. İki süper gücün koordinasyonu açık.
Tabii bir satırda yazıp-geçtiğimize bakmayın; bölgesel ve küresel politikte eşi görülmemiş gelişme anlamına geliyor! Çok önemli.
Pakistan'ın da bu kümenin içinde olduğunu hissediyoruz! Kesişen büyük kümelerin ortak elemanları çok kazanacak! Ankara bu ipucundan yürüyor.
Keza, Çin ve Rusya'nın, ABD'nin yeniden pozisyon almasına imkân tanımayacaklarında anlaştığını da söyleyebiliriz. Taliban'ın, Afganistan'ın terör kovanı haline gelmesini engelleyeceğinin bu ülkelere garanti edilmesi de önemli başlıktır!..
Görüldüğü gibi Afganistan'ın siyasi geleceği, belli bir küresel cepheye doğru evrilme izlenimi veriyor! Ülkenin ŞİÖ veya CPEC gibi kuruluşların ortağı olması ihtimali herhalde merak ediliyordur.
Tabii Türkiye'nin bu ihtimale nasıl baktığı da…
YeniŞafak