57 katılımcı üyesi olan AGİT'in İslamofobiyle mücadele Özel Temsilciliği görevini yürüten Doç Dr Bülent Şenay, Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılıkla Mücadele oturumunun açılışında Avrupalıları sarsan önemli açıklamalarda bulundu.
AGİT Başkanlığı Müslümanlara karşı Ayrımcılık ve Tahammülsüzlükle Mücadele Özel Temsilcisi Doç. Dr. Bülent Şenay, Varşova'da yapılan AGİT İnsani Boyut Uygulama Toplantısında 57 katılımcı ülkenin diplomatik delegasyonlarına ve STK'lara çağrıda bulundu.
"Medeni toplum çabası ve fıtratın ıslah ve ihyasının her zamankinden daha acil bir mesele haline geldiği" ni vurgulayan konuşmasında, Şenay, "İslam karşıtlığına ve müslüman nefretine son verilmesine yönelik hukuki tedbirlerle ve kültürel politikaların aciliyetine, müslümanların çağdaş toplumların huzurlu geleceğinin en önemli unsuru olduğuna" işaret etti.
57 ülke delegasyonuna yaptığı hitapta, İslam ve müslüman düşmanlığının bir ırkçılık türü olduğunu, aynı zamanda Myanmar'dan Ortadoğu'ya, en son İdlib krizi de dahil çatışmaların yansımalarıyla, mülteci krizinin İslamofobiyi beslemesine izin vermeyen siyasi yaklaşım ve söylemlere ihtiyaç olduğunu hatırlattı. Ortak çalışmanın, güven inşasının ve sorumluluğun, kamu ve göçmen politikalarında medeni bir toplumsal bilincin inşası için önemini anlattı.
Özel Temsilci Şenay, son olarak ifade özgürlüğünün hakaret özgürlüğü olmadığını, ırkçı sapkınlığa alet edilmemesini sağlayan hukuki düzenlemelerin yapılması çağrısında bulundu.
TOPLANTIYA EMISCO DAMGASI
İnsan Hakları toplantısında Sosyal Uyum için Avrupalı Müslümanlar Girişimi - EMISCO, İslamofobinin geldiği noktaya işaret ederek artık tüm göstergeler alarm veriyor denildi.
Genel oturumlarla birlikte her yıl olduğu gibi lobi çalışmalarını sürdüren ve yan etkinlik düzenleyen Avrupa'nın en etkin STK'larından biri olan Sosyal Uyum için Avrupalı Müslümanlar Girişimi - EMISCO, merkezi Brüksel'de bulunan düşünce kuruluşu ThinkOut, Londra'dan CAGE ve Paris'ten CJL ile birlikte "Müslüman ve Göçmen karşıtı oluşumlara karşı Sivil Cephe" konulu toplantıyı gerçekleştirdi.
Etkinlikte konuşan EMISCO Sözcüsü Veysel Filiz, ''Popülist ve aşırı sağ eğilimli siyasi hareketler, onların destekçisi bir kısım medya ve maalesef bazı sivil toplum kuruluşları son yıllarda islamofobik eksendeki söylemlerini yeni bir zemine oturtmayı başardılar. Bu gelişmelerin sonucunda, islam karşıtlığını ve Müslüman düşmanlığını, göçmen ve mülteci karşıtlığıyla birleştirerek, nefret söylemini normalleştirmenin de ötesine geçip bir kültür haline getirdiler'' dedi.
İslam karşıtlığının, Müslüman düşmanlığının, göçmen ve mülteci karşıtlığının siyasi literatürde kazandığı boyutu dillendiren Veysel Filiz, ''Bu durumla karşı karşıya kalan ülkelerin tepki koymaları için çağrıda bulunmak, aynı zamanda olası bir sivil cephe için çağrı yapmak için Varşova'da olduklarını söyledi. Ancak bir hükümete bağlanmış, bağımlı ve kontrol edilen, en acısı yönlendirilip etik olmayan bilgiler yayan STK'larla bu sivil cephe nasıl oluşacak bilemiyorum'' diyen EMISCO Sözcüsü Filiz, sivilliğin yeniden tanımlanması gerektiğini söyledi ve örnek olarak Amnesty gibi bir kuruluşun Rojava süresinde yaptığı dayanaksız bildirimlere işaret etti.
Güncel politikaların temelinde önemli rol oynamaya başlayan nefret çerçevesi, kamusal politikaların oluşumunda temel ilke olarak kabul görmeye başladı ve Batı'da adeta bir kültüre dönüşmekte diyen Filiz, ''Bu duruma gelirken popülist siyasetçilerin oynadıkları rol son derece belirleyici olmuştur, bugün Avrupa'da aşırı siyasi söylem normalleşmişse siyasetçilerin bir çoğunun önyargıları beslediklerinden kaynaklanmıştır'' dedi.
Ancak medyanın ve bir çok sivil kuruluşun sessiz kalması da bu gelişmeleri kolaylaştırmıştır diyerek genel oturum toplantısına geçen EMİSCO Sözcüsü Veysel Filiz endişelerini buradan yineledi.
AGİT üyesi 57 ülke temsilcisinin katıldığı Genel kurulda yaptığı açıklamada insanların kültürel aidiyetine veya görüntüsüne göre sistemik bir devlet ırkçılığına maruz kaldıklarının altını çizen Veysel Filiz, ''Normalleşmiş ve kurumsallaşmış bir İslamofobi son evrede siyasi ve medyatik bir kültür haline gelmiştir dedi. AGİT katılımcı ülkelerine çağrı yaparak nefret yerine karşılıklı anlayış ve birlikte yaşayabilme kültürünün geliştirilmesine katkı sağlamak ortak geleceğimiz için zaruridir diyen Veysel Filiz, EMISCO'nun kendine düşen görevi yerine getireceğini sözlerine ekledi. Ayrıca İnanç ve Din Özgürlüğü oturumunda söz alan EMISCO Gençlik Temsilcisi Yasemin Yürekli, yaptığı açıklamada İfade Özgürlüğü kavramına sığınarak nefreti yaymayı, hedef göstermeyi, insanların kutsallarına ve inançlarına hakaret etmeyi kabul edemeyiz dedi. Bunların önüne geçmek için üye ülkelerin kültür politikalarına dikkat etmek gerektiğinin altını çizdi ve gerektiğinde hukuki müdahale de yapılmalıdır'' dedi.