AK Parti'den Kemal Kılıçdaroğlu'na sert cevap
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin konuştu.

Oluşturma Tarihi: 2017-11-30 14:22:59

Güncelleme Tarihi: 2017-11-30 14:22:59

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin soru üzerine  Bostancı, "Sayın Kılıçdaroğlu, salı günü grup toplantısında bir iddiada bulundu.  Çarşamba günü konuya ilişkin HDP Grubu, grup önerisi verdi. Bildiğimiz kadarıyla  bugün de CHP grup önerisi verecek. CHP Grubu'nda ortaya konulan bir iddia. İspat  yeri olarak da yine CHP Grubunun gösterildiği bir durum söz konusu. Sayın  Kılıçdaroğlu elinde bir belgeyi sallıyor, 'işte iddia, işte ispat. Bu çerçevede  gereğini yapın' diyor. Peki belgeler nedir? Bunu basınla paylaştınız mı? Ortada  bir durum varsa savcılığa müracaat ettiniz mi? Böyle bir durum da söz konusu  değil." ifadesini kullandı.

"Amaç spekülasyon yapmak"

"Yöntemi, mantığı ve tarzı itibarıyla bütünüyle siyasi spekülasyon  kastı açığa çıkan bir iddianın" olduğunu söyleyen Bostancı, şöyle devam etti:

"Parti gruplarında elde kağıt sallayarak 'iddia da bu, ispat da bu'  denilip, buradan siyasi sonuç beklemek kabul edilebilir bir tavır değil. Hukuken  iddiaların ispat yeri CHP Grubu değildir. Zaten sizinle ilgili olarak açılmış  manevi tazminat davası vardı. Bu, sizin için bir fırsattır. Buyurun koşa koşa  siyasi spekülasyona gitmek yerine tazminat davasının açıldığı mahkemeye gidin.  Koşa koşa yetmedi, siz de bir dava açın, elinizdeki belgelerle müracaat edin. İki  gündür belgeler paylaşılmıyor. Niçin paylaşılmıyor? Çünkü tek amaç spekülasyon  yapmak. Bizim gözümüzde bu girişimin herhangi bir kıymeti yoktur."

"İddianız doğruysa tespit edileceği yer mahkeme"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan'ın konuya  ilişkin "Sayın Genel Başkan hiçbir zaman bugüne kadar 'suçtur ya da değildir'  diye söylemedi. Böyle bir beyanı yoktur." sözlerinin hatırlatılması üzerine  Bostancı, şunları ifade etti:

"Ortada şöyle bir suç oluşuyor sonuçta. Siz bir iddiada, iftirada  bulunuyorsunuz. Bunu kim kanıtlayacak? Sizinle ilgili bir dava açılmış, manevi  tazminat davası. Bu çerçevede adli veya ahlaki her neyse, iddianız doğruysa,  bunun da tespit edileceği yer mahkemedir. Başka bir yer değil. Zaten bir dava  açılmış. Ortaya konulan iftiralara ilişkin dava açılmış. Bu dava mahkemede  görülecek. Elindeki belgelerle bu mahkemede ne iddia ediliyor? Bu belgeler doğru  mu, yanlış mı? Bunların hepsi mahkeme tarafından kayıt altına alınacak."

"Komisyonu hiçbir şekilde uygun bulmuyoruz"

Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu  kurulması önerisine AK Parti'nin nasıl baktığıyla ilgili soruya yanıt veren  Bostancı, "Hiçbir şekilde uygun bakmıyoruz. Yapılan şu: 'Belgeler elimizde. Siz  bize güvenin, hele bir Araştırma Komisyonu oluşturalım.' Böyle bir tarz olabilir  mi? Nedir belgeler? Belgeler doğru mu, yanlış mı? Bunların anlamı nedir?" dedi.

Bir gazetecinin, "Belgeleri komisyona vereceğiz.' diyorlar." demesi  üzerine Bostancı, "Öyle bir şey söz konusu değil. Ben de elimde bir kağıt  sallarım, 'Bana inanın, komisyon kuralım.' Biz bunu kabul etmeyiz. Böyle bir  yöntem olmaz. Bu, kirli bir yöntemdir." değerlendirmesinde bulundu.

Bostancı, "Siz bu kağıtların gerçek olduğuna inanmıyor musunuz?"  sorusuna, "Benim veya AK Parti'nin inanıp inanmaması değil, yöntemin  yanlışlığından bahsediyorum. Böyle bir şey olmaz. Ne yapayım, ben de elime bir  kağıt alıp sallayarak, 'işte iddiası, işte ispatı' mı diyeyim." karşılığını  verdi.

"Yorum yapmayı doğru bulmam"

İş adamı Rıza Sarraf'ın, ABD'deki Hakan Atilla davasının duruşmasında,  "eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'a, 45-50 milyon avro rüşvet verdim."  dediğinin hatırlatılması üzerine Bostancı, "Mahkemelere o onu dedi, bu bunu  dedi... Bu tür şeyler üzerine yorum yapmayı doğru bulmam. Mahkeme neticelenir,  onun üzerine süreçler ve nihai hüküm üzerine tartışılır. Benim şu aşamada  söyleyeceğim herhangi bir şey yok." diye konuştu.

Bostancı, "Sarraf'ın ABD'ye anlaşmalı gittiğine ilişkin şüpheleriniz  var mı?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Ben mahkemenin neticelenmesine bakarım. Netice çerçevesinde hukuki  safahata ve alınan karara bakarım. Bu aşamada yapılacak bir değerlendirme benim  açımdan doğru değildir."