AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz: FETÖ'den ihraç edilen 12 bin kişi sandık başlarındaydı
AK Parti Genel Başkanı Yardımcısı Ali İhsan Yavuz İstanbul'daki seçimlere dair açıklamalarda bulundu.

Oluşturma Tarihi: 2019-04-17 10:59:58

Güncelleme Tarihi: 2019-04-17 10:59:58

 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçimlerine dair açıklamalarda bulundu.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz'un açıklamalarından satır başları:

'YÜZDE 10'U SAYILDI'

Maddi hataların düzeltilmesini istedik. Ardından geçersiz oyların sayılmasını istedik. Bütün oyların sayımını istedik ama 4 ilçenin tamamında, 2 ilçede de birer bölgede izin verildi. 5 bin 594 geçersiz oy AK Parti lehine düzeltildi. Geçersiz oyların tamamı sayıldı ve maddi hata yoluyla neleri düzeltebileceğimiz konusunda kafa yorduk ama tüm sandıkların sayımı konusunda yüzde 10'a tekabül eden bir sayım gerçekleşti.

'CHP'NİN TAVRINI ANLAMIYORUM'

Gün gün aradaki farkın nasıl eridiğini gösterebilirim. 1 Nisan'da 29 bin 408 oy farkı var diye CHP açıkladı. YSK da 27 bin 889 gibi CHP'nin önde olduğunu gösteriyordu. Bizim iddiamız da 'Biz öndeyiz' şeklindeydi. Yüzde 10'un sayıldığını düşünürsek bizim haklılığımız ortaya çıkıyor. Sandıkta hiçbir şey olmadıysa bu kadar oy düştü. Biz 'Kesinlikle bir şeyler oldu' diyoruz. Kabul edelim, bizim de bir parça kusurumuz olabilir.

 Fakat ortada kanunun dışına çıkan, bizim denetleyemeyeceğimiz, fark edemeyeceğimiz bir takım kanunsuz işlemler yapıldı diyoruz. Bizim kesinlikle bizim fark edemeyeceğimiz ve partilerin denetimine tabii olmayan alanda bir takım kanunsuzluklar yapıldı.

Ben CHP'nin tavrını kesinlikle anlamıyorum. Bu işi baştan sona CHP kurguladı, bu usulsüzlüğü yaptı iddiasında değilim. Bu oldu ve biz belgeleriyle ortaya koyuyoruz. CHP'ye de düşen bu kanunsuz işlemleri takip etmesidir. Biz bu sistemi ayıklayamazsak bundan sonraki seçimlere ilişkin herkesin kafasında soru işareti kalır. Bu iş CHP'ye yarasın diye yapıldı. Sırf Ekrem İmamoğlu'na yarasın diye bu kadar şüpheyle seçimin arkada kalmasına hiçbir partinin gönlünün razı olmaması gerekir. Kanunsuzluk, usulsüzlük, seçim işleri yolsuzluğu yapıldı.

'19 BİN 623 KİŞİ ŞÜPHELİ'

Biz seçim sistemine güveniyoruz. Burada olan seçim sistemiyle alakalı değil. Burada olan seçim mevzuatının çıkmaması gereken birilerinin ya kendilerinin çıkması ya da çıkmasına neden olan birilerinin varlığıdır. Kamu görevlisi olmayan 19 bin 623, 62 bin 560 kamu görevlisi görevlendirmemiz gerekirdi. Kamu görevlisi içinde görev yapmasına engeli olan kamudan ihraç edilen 12 kişi, emekli olan, görevden uzaklaştırılan, 32 askeri personel var.

Belediyede SSK'lı çalışanlar var, diğer şirketlerde çalışanlar var, Bağ-Kur'lu olan var. En son milletvekili seçiminde en fazla oyu almış, seçime katılma hakkı olan 5 siyasi parti kurula üye veriyor. Bir de memur üye ve başkan var. 

Bu tam kanunsuzluk anlamına gelmez mi? Dedi ki birisi, 'Ben valiliğe geldim, silah ruhsatı istedim. Sonra valinin imzası diye hademe imzaladı. Emniyet güçleri beni çevirdi ve imzanın geçersiz olduğu ortaya çıkar.' Ne olur? O kişi valinin imzaladığını biliyor; bu polis çevirmesinde ortaya çıkıyor. CHP 'Ruhsat var' diyor. Var da imza yanlış kişi tarafından atılmış. Bu imza kabul edilemez, seçimin iptali gerekir diyorum. 

Biz sandık başkanları üzerinden yürütülen organize usulsüzlük olduğunu düşünüyoruz. Yoksa bu kadar rakamı kimse bulmayı düşünmezdi. Kimse engeli olan birilerini sandık başına yerleştirmezdi. Kamu görevlisi dışına çıkıyorsan bunlardan yapmak zorunda mısın? 

'BUNLAR MÜŞTEREK, KASITLI VE ORGANİZELİ YAPILMIŞTIR'

Bir iddiada bulunuyoruz; diyoruz ki, bu seçimlerinin belkemiğini sandık sayım döküm çizelgeleri oluşturur. Bütün sistem sandık başkanları üzerinden yürüyor. Kamu görevlisi değilse o torbaları ne yapıyor? seçimden sonra da sayımdan sonra da bu işin temelini sayım döküm cetvelleri oluşturuyor. Kanun ve genelge çok net. İki üye çeteleyi alır, sandık başkanı okur, iki üye tik atmaya başlar. Bunlar karşılaştırılır.

İki üye arasında çelişki varsa bir kez daha okunur. Bunun bir takım kanuni olmazsa olmazları var. Mühür, barkod, imza, rakamlar yazılmış, çentikler olmuş olacak. Peki olan ne? Bak sandık sonuç tutanaklarına gelmedim. Geçen sefer CHP'nin yaptığı mühürsüz sandık tutanağıydı. Ben ondan bahsetmiyorum. Ben esas unsur sayım döküm cetvelinde acayip fazla miktarda usulsüzlükler, eksikler var. Bunların sehven olması da mümkün değildir. Bunlar kasıtlı ve organize bir şekilde yapılmıştır.

Bu kadar şeyin üst üste gelmesi mümkün müdür? Mühürsüz oyların adeti 5 bin 388. Sayım döküm cetvellerinden 5 bin 388'i mühürsüzdür. 694'ü imzasızdır. 214'ü boştur. 498 tanesi eksiktir. 919 tanesinde sayı ve rakam yoktur. 1335 tanesinde bir takım eksiklikler söz konusudur. Bir seçimde bu kadarının olması mümkün müdür? Keşke CHP de kendisine sorsa. Ve keşke hep birlikte bunun mücadelesini versek. 31 bin 280 sayım döküm cetveli var, iki ile çarpın. Birini eline alıyor, birini torbaya koyuyor. 62 bin 560 adet oluyor. bunların yarısı 31 bin 280 tanesi sandıklara yerleştiriliyor, kalan 31 bin 280'i seçim kurullarına veriyor. Seçim kurulları tarıyor, partilere veriyor. Peki olan ne? Torbayı açıyorsunuz sayım cetveli yok. Sisteme girememişler yok. Biz neyle karşılaştıracağız dedikçe, boş girmişler, isimsiz girmişler, mühürsüz girmişler. 10 bine yakım sayım döküm cetveli sorunlu, temel çöktü.

‘DURUM O KADAR VAHİM Kİ, ÇOK SU GÖTÜRÜR GERÇEKTEN'

Durum o kadar vahim ki, çok su götürür gerçekten. Zaten biz onun için diyoruz ki 298 sayılı yasanın 130'uncu maddesi diyor ki, “Seçimin sonucuna müessir olaylar ve haller sebebiyle olağanüstü itiraz kullanılabilir” Burada tam kanunsuzluklar var. sandık başkanlarından sonra en önemli konu bu konuydu dedim. Sayım döküm cetvellerinin usulsüz, yanlış olduğunu ortaya koymaya çalıştım.

Peki bir diğeri; biz dedik ki her seçimde ileri sürülenlerden bir tanesidir. Bundan önceki seçimlerin hiçbirinde, sayım döküm cetveline dayandırılan usulsüzlük ortaya çıkmamıştır. Şimdi her seçimde, daha çok işletilen olağan olan hususa geldi sıra. Nedir o? Kısıtlılar, ölüler, cezaevi seçmeni, hükümlülerin listede yer alması meselesi…

Diyor ki bir CHP'li yetkili, “Tamam da kısıtlıların oy kullandığını nereden biliyorsun” diyor. Biz zaten YSK incelesin diye diyoruz. Hukukçular biliyor, ileri sürdüğünüz her şey doğru olmayabilir. Siz ileri sürersiniz, karar verecek makamlar araştırır, dosyayı tamamlar karar verir. Önceki iki şey o kadar bariz ki, bunlara bir eleştiri… ‘Bu yeterli değil mi' diyorlar da, ‘sandık başkanlarında kanunsuzluk yapılmamıştır' demiyorlar.

İptal edilen dört yer var arkadaşlar. Bu dört yerde de bunlara dayandırılmıştır. Daha çok kısıtlıların oy kullanması söz  konusu olmuş. Yine bizim gibi iddia etmişler, YSK listeleri açmış, bakmış ki kısıtlılar oy kullanmış… Burada zikredilenler 2 bin 308 kısıtlı mahkeme kararı var. bir de mahkeme kararı olmayan, zihinsel engelliler var.  1229 ölü, 10 bin 290 cezaevi seçmeni 236 yerleşim yeri cezaevi olan cezaevi seçmeni 5 bin hükümlü olmasına rağmen seçmen listelerinde yer alanlar. Verdiğim bütün rakamlar İstanbul'a ilişkindir. Buradakilerin hiçbirinin karşısında ‘oy kullanamaz' şerhi yoktur. Neden altını çiziyorum.

‘PEKİ CEZAEVİ SEÇMENİ?..'

CHP'li yetkililer hep cevap verirken bir parça kamuoyunu nasıl yanıltırız diye yerden hareket ediyorlar. Bizim asıl işimiz gerçeği yakalamak olmalı. Düzeltiyorum, eğer yan tarafına oy kullanamaz şerhi düşenler olsaydı bu rakamlar 2-3 katı olacaktı. Onları ayırdık.

Peki cezaevi seçmeni? Hem cezaevinde seçmen, hem dışarda seçmen. Şerhi olan 10 bin 290 kişi.  Cezaevinde seçmen ve oy kullanmış. Aynı kişiler, bu kadarı yanına şerh düşülmeden seçmen kayıtlarında var. Onların yerine de oy kullanılmış olabilir. Onu biz bilemeyiz, torbaların içinde, YSK açacak, bakacak. İptal edilen dört yerde de böyle oldu. Biz iddiamızı sunduk, sonra baktılar ki kısıtlılar oy kullanmış.

‘BİR DE KAYIP OYLAR VAR…'

Bir de kayıp oylar var. Çok önemli bir dördüncü başlık olarak söylüyoruz. Yani bilmiyorum ilçe ilçe bir iki tanesini okuyayım. Devam edenin de böyle olduğunu anlamış olalım. Kayıp oy ve pusulalar var. Ataşehir 2324 ve 2325 nolu sandıklarda, 8'er adet geçersiz oy yok. 2326 sandıkta 10 adet geçersiz oy yok, 4 adet geçerli oy yok. 1 nolu sandıkta 4 oy pusulası yok. Yani 34 oy pusulası burada yok. Daha yüzde 10'u açıldı.  Resmi belge haline dönüşüyor. İşte buralar kesinlikle hayali değil, net ve somut. Her birinin delilini tutanağını sunduk. Kadıköy 3021 3027 3028 sandıklarında birer adet…

Sandıkların hepsi açılmadı. Başka şey var, mühürlü olması gereken geçersiz oy kısmının mühürsüz olduğunu görüyoruz. Usulsüzlük o kadar fazla ki hiçbir seçimde olmadığı kadar. Sandık başkanları üzerinden bir seçim kurulunda birileri her türlü cezai müeyyideyi göze alarak bir şeyler yaptı diyorum. Sandık başkanları gözünü kararttı bir kısmı; hata eden de vardır o kadar haksızlık edemem. Sehven yanlış yapmış olabilir. Ama on binlerce hatanın, usulsüzlüğün hataya bağlaması mümkün değildir. o zaman sandık başkanları gözünü kararttı yer yer; iyilerini tenzih ediyorum. Bir kısım memur üyeler de böyle davranmış olabilir. Ama seçim kurulunda da gözünü karartıp bir şeyler yapmış olunduğunu ifade eden bir takım hususların varlığına işaret ediyoruz.

‘BU İNCE İŞÇİLİK OLMADAN MÜMKÜN MÜDÜR?'

Oy sayım döküm cetvellerinden bahsetmiştim. Sayım döküm cetveli, burada Binali Yıldırım beyin aldığı oy 182. CHP'nin aldığı oy da 87. Diğer iki oyu alan Selim Kotil bağımsız… Mühürlü imzalı isimli rakamlı çetele tutulmuş nizamı sayım döküm cetveli. Arnavutköy 1187 nolu sandık. Peki, AK Parti'nin oyu sandık sonuç tutanağına nasıl geçmiş olacak onu göstereceğim size. Onun sandık sonuç tutanağı; işin bel kemiği. İmzalanıyor, mühürleniyor, hem seçim kuruluna, hem de üyelere teslim ediliyor. Bakın 182 oy CHP'ye gitmiş.  Bizim 182 oyumuz CHP'ye yazılmış, CHP'nin 87 oyu Vatan Partisi'ne gitmiş. Bu ince işçilik olmadan mümkün müdür? Bu sehven yapılmış olabilir mi? İtiraz ettik, düzelttik.

Yine usulsüz bir işlem yapılıyor. İmzalar sandık kurulu başkanları tarafından önceden alınıyor. Sandık başkanı diyor ki, bu imzaları önce atalım, hızlıca yapalım vakit harcamayalım diyor.

Yine sayım döküm cetveli. Fatih, 3183 nolu sandık. Bizim aldığımız oy 116, CHP'nin adayı 151. Burada bizden fazla almış. Tutanakta da sorun yok, tertemiz çıkartmışlar. Ama aynı sandık seçim kurulunda girerken, verileri giderken oranın görevlileri memur olması gerekir o da… Herhalde dışarıdan birini getirip koymamışlardır. Orada girerken AK Parti'ye sıfır giriliyor. Sadece sandığın başında değil bunlar. Olacak iş değil. İki yerden kaynaklanıyor bütün bunlar.

'BÜYÜKÇEKMECE'DE NE OLDU?'

Büyükçekmece'de ne oldu? Çünkü seçimin yenilenmesine ilişkin olağanüstü itirazımız var. Bu dilekçemizde de yine oraya ilişkin bir bölüm oluşturduk. Ne olmuş? Büyükçekmece Belediyesi'ndeki bir işçi Mehmet Özgür Samanlı adında bir işçi, ilçe nüfus müdürlüğünde görevlendiriliyor. Ne zaman? 28 Mart 2017. Bizim iddiamız şu; bu iş son anda başlatılmadı. Benim kişisel tahminim şudur; 24 Haziran seçimleri öncesinde başlayan bir kurgu var. Ve bir çalışma var. Bu işler hataen değildir, adeta taamüden yapılmıştır. Siz soracaksınız ben öncesinde söyleyeyim. Niçin 24 Haziran seçimlerinde değil bu seçimlerde?

24 Haziran seçimlerinde en fazla 1 milletvekilineydi. Çok şey değişmiyordu. Ama bu ne kadar atımlık barutu varsa hepsini burada kullanalım, İstanbul'da el değiştirelim diye ne kadar imkanı varsa hepsini o güne hazırladılar. Bu işin beyin takımının kim ve kimlerden oluştuğuna dönük de çok konuşmamızda fayda var. Ama bu beyin takımı neresiyse, orası bütün güçleri birleştirmeyi becermiş. Yasal gayri yasal bütün yapılardan istifade etmiş. Bu işin içerisinde gerçekten birçok gayri yasal oluşumlardan alınarak görevlendirilen isimlerin olduğunu da düşünüyorum.

'İLK KEZ BİR ŞEY SÖYLÜYORUM'

Ne demek istiyorsunuz, şunu diyorum. KHK ile ihraç edilmiş kişinin, hatta kamu görevlisi KHK ile ihraç edilmesi sebebiyle mazbatası iptal edilenler oldu. Hatta diyor ki, ben burada bir tartışma daha başlatayım. 298'nci yasanın 8'inci maddesi, kamu hizmetinden yasaklı olanlar seçme hakkına da sahip değildirler diyor kanun.

İlk kez bir şey söylüyorum; bir, kısıtlı olanlar. İki, kamu hizmetinden yasaklı olanlar. Az önce kısıtlı olanlar listede var dedim. Cezaevinde olanlara şerh düşülmemiş dedim. İki, kamu hizmetinden yasaklı olanlar… Peki kamu hizmetinden yasaklı olanlar için illa mahkeme kararı gerekir mi? Bence hayır.  Önümüzdeki günlerde konuşacağız.  Kanun çerçeveyi çizmiş, uluslararası sözleşmelerde de aynı şeyler var. İlla mahkeme kararına bağlı olması gerekmiyor diyor.

Büyükçekmece'deki işçi 28 Mart 2017 tarihinde görevlendirildi. 24 Haziran seçimlerinden önce çalışmaya başladılar. Bu kişi 7282 kişiyi İstanbul dışından veya Büyükçekmece'nin dışında seçmen kaydı yaptı, soruşturma devam ediyor. 3 bin mi 5 bin mi 15 bin mi ne olacak Allah nasip ederse göreceğiz. Diyeceksiniz ki, seçmen kaydında ileri sürülen rakam o kadar yok, 2 bin küsurlu rakamlardan bahsediliyor.

‘YER YOK, BİNA YOK, KİŞİNİN KENDİSİ YOK, KİŞİNİN İMZASI YOK'

Diyor ki CHP'nin sözcüleri, ‘Zaten çok az sayıda seçmen listesinde artış olmuş' diyor. 24 Haziran'dan bugüne 2310 seçmen artmış, doğru. Buradan baktığımda doğru haklı görünüyor. Fakat 24 Haziran'da seçmen olup da 31 Mart'ta seçmen olmayan 3349 kişi var. ne oldu bunlar? 24 Haziran'da seçmen olup da 31 Mart'ta başka ilde seçmen görünenler var 4 bin kişi var. 24 Haziran'da seçmen olup da 31 Mart'ta İstanbul'un başka ilçelerinde seçmen görünen 4 bin 100 kişi var. E demek ki bu sayı 2 binli rakamlardan ibaret değil.

Ne oldu orada? Burada olan, bir kişinin Sivas'ta bir seçmeni, İstanbul'da bulunan ve kullanmadığı eve seçmen kaydı alması değildir. Burada olan, Kayseri'de olan birisinin, İstanbul'daki yakınının yanına seçmen olması değil.

Orada yer yok, bina yok, kişinin kendisi yok, kişinin imzası yok. Onun yerine başkaları imza atıyor. Nasıl oluyor bu? 14 boş arsa kullanılarak. Belediyeden numarayı alıyor, boş arsayı ev gibi gösteriyor. Yer yer kişileri etkileyerek; çünkü orada da organizasyon var. ‘Bu kadar seçmen bulacaksın' Bunları da konuşacağız. İki kişi tutuklu olacak bu dosyada. Daha kaç kişinin tutuklanacağı belli değil. Dosya devam ediyor, dosya açık.

‘BU SEÇİM GÜVENLİĞİ HEPİMİZE LAZIM'

İstanbul seçimleri baştan itibaren şaibelidir. Kanun işlere imza atan herkesi ortaya çıkartalım.  İstanbul seçimlerinin iptalini ve yenilenmesini istiyoruz.

Biz CHP'nin bu işin içinde olmadığını düşünmek istiyoruz. CHP de tavrıyla bu işin içinde olmadığını hissetsin istiyoruz. Ama CHP sadece İBB'yi almanın heyecanı içerisinde aslında o da ayağına kurşun sıkıyor. Neden? Bu seçim güvenliği hepimize lazım. AK Parti çok yüksek oy aldı, Cumhur İttifakı yüzde 52 gibi çok yüksek bir oy aldı. Bunlar küçümsenmeyecek rakamlar. Seçimden önce kime sorsak; bu kadar olmaz diyordu.  Yerel seçimlerinin içinde 2014 seçimleri hariç, en yüksek oy aldığımız seçimler bunlar.  Biz aslında zaferle çıkmış bir partiyiz.

Sayın Cumhurbaşkanımız 104 yerde miting yaptı. Ve bunun yanında o kadar fazla aralarda program yaptı ki, biz bu süreci dolu dolu geçirdik. Hamd olsun çok yüksek bir oy aldık. Birileri ‘bu işi şaibe altında bırakalım' diyen, Türkiye'yi bölmeye çalışan, Türkiye'nin kardeşlik iklimini bozmaya çalışan unsurlar da bunun içinde. Yarın CHP'ye de dönecek. Bildiğimiz çok şey var mı? Evet. Ama bildiğimiz her şeyi söylemek zorunda mıyız? Ama önce onları damıtıyoruz, deniyoruz, tartıyoruz, ona göre kamuoyu ile paylaşıyoruz.

12 bin kişi FETÖ'den ihraç edilen, sandık başlarında yer almıştır. 'FETÖ'den ihraç edilenlerin birinci dereceden yakınları da vardı. Sosyal medyadaki hareketlilik de bunların bu işin içinde yer aldığını gösterir nitelikte.

SORU-CEVAPLAR

Yavuz, basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bunlardan bazıları şöyle:

 (Kayıt dışı aktör dediğinizde FETÖ'nün rolü var mı?) YSK'nın sisteminden kaynaklanan, yazılımdan kaynaklanan bir şeyi fark etmiş değiliz. Böyle bir iddiamız baştan bugüne kadar hiç olmadı. Bizim elimizdeki verilere baktığımızda ve karşılaştırdığımızda, YSK'nın yazılımdan kaynaklanan bir şey görmedik. Sandık başındaki işlerden kaynaklanan ve o verilerin YSK sayfasına yanlış/kasten girilmesi sebebiyle ortaya çıkan rakamlar var.

Peki FETÖ unsurları bu işin içinde mi net bir şekilde konuşalım. Biz ilk günden beri söylüyoruz. Ben aslında size birkaç şey gösterebilirim. Diyorum ki 12 kişi FETÖ'den ihraç edilen, bu sandık başında rol almıştır. 9'u sandık başkanı 3'ü memur üye olarak. İki, bunu akşam söyledim; FETÖ'den mahkum olanların yakınları sandık başında rol alamaz mı dedi… Diyorum ki, yüzlerce binlerce kişi FETÖ'den ihraç edilenler, mahkum edilenlerin birinci derece yakınları, bunlar kamu görevlisi de değil önemli bir kısmı. Üç, biz o günden sonraki yöntemlere baktığımızda sosyal medya hareketlerine baktığımızda, bu işler sanki onların aktif şekilde rol aldığını gösteren işaretlerle dolu. Diyorum ki yüzlerce, binlerce isim var diyorum. Sonraki süreçteki refleksler, tarzlar var.

‘FATİH PORTAKAL DA BİR VİDEO PAYLAŞMIŞ'

Bir tane hadiseden bahsetmek istiyorum. Fatih Portakal; bunun FETÖ unsurlarıyla aynı anda söyledim ama bir ithamım yok düzeltmiş olayım. Birçok yerde döndü bu. Fatih Portakal da bir video paylaşmış, altına da ‘pot üstüne pot kırmaya devam' demiş ve bir videomu yayınlamış. Ben Fatih Portakal'ın da başkasının oyununa gelmiş olabilir diyorum. Çok açık, bütün kameralar orada, canlı yayındayız.

Ben basın açıklamasında bulunuyorum. Aşağı iniyorum, aşağı indikten basın mensupları bazı şeyler soruyor. Verirken bakıyorum ki, basın mensuplarının bir kısmına konuşuyorum. Özür diliyorum, diyorum ki bir kısmına has bir şey açıklamayayım… ‘Arkadaşlar özür dilerim ya ben farkı söyleyip gidecektim' dedim. ‘Nezaketsizlik oluyor, özür dilerim' dedim gittim…

Bunda ne var? Sanki biz bir takım kurgular içinde yansıtmanın anlamı ne? Fatih Portakal alıntılıyor. Bunu FETÖ unsurları hazırladı. Benim aklım durdu adeta. Bu belirgin olduğu için söyledim. Olan ortada, bakın isterseniz bunların videosunu, o kısmını değil tamamını alın. Birileri ‘yakaladık' diyor, FETÖ unsurları servis ediyor. Bu kadarına pes doğrusu diyorum.

(YSK seçimin iptali talebinizi reddederse hukuken ne yapacaksınız?) Kanuni çerçevenin dışına çıkılarak yapamaz olduğu görevi yapmak üzere yetkilendirilen kişilerin orada görevlendirilmesi mümkün değil. YSK'nın kararı herkesi bağlar. YSK karar olumlu da verilse olumsuz da verilse atacağımız adımlar var. Bunları tek tek belirleyip suç duyurusunda bulunacağız. İsterse AK Parti içinden olsun. Kim olursa olsun isterse babamızın oğlu olsun. Yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç var diye düşünüyorum. Tespitlerimizi yargıya havale edeceğiz. Hangi mülki amir olduğu belli diyorsunuz. Mülki idare listeyi teslim etti bu listelerin içinden almadı ilçe seçim kurulları. Eğer mülki idare görevini yapmamış olsaydı seçim kuruluna bir şey diyemezdik. Burada olan o değil.