AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, HDP Kocaeli Milletvekili ve Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun bütçe görüşmelerinde dile getirdiği 'cezaevlerinde çıplak arama' iddiasını değerlendirdi. Ünal, "Biz burada Adalet Bakanlığımızın yaptığı açıklamaları mı esas alacağız? Yoksa talimatla hapishanelerde hareketlilik oluşturmak isteyen FETÖ'cülerin açıklamalarını mı esas alacağız? Biz burada Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'nün yayınladığı görüntüleri mi esas alacağız, yoksa FETÖ'nün ve bazı terör örgütlerinin dezenformasyon amaçlı ürettiği bilgilere mi itibar edeceğiz? Öncelikli olarak bu konuda hem görüntüler yayınlandı hem de meselenin arka planı topluma açıklandı" diye konuştu.
'TOPLANTININ ETKİSİ VAR MI?'
Ünal, bu iddiayı gündeme getiren Gergerlioğlu'nun 'Zoom' üzerinden FETÖ'cülerle birlikte yaptığı toplantının deşifre olduğunu hatırlatarak, "Bu iddiayı dile getiren Gergerlioğlu'nun FETÖ'cülerle yaptığı toplantının ne anlama geldiği açık. Bu toplantıda ne konuşulmuştur? Bu toplantıda neler paylaşılmıştır ve özellikle Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun ortaya koyduğu iddialarda bu toplantının bir etkisi var mıdır? Bunlar tabii bir soru işareti olarak önümüzde duruyor. Türkiye'de maalesef bir süreden beri, birtakım iddialar belli merkezlerde üretilip, daha sonra bu iddialar siyasetin ve Türkiye'nin gündemine getiriliyor" ifadelerini kullandı.
'ANTİ SİYASETLE KARŞI KARŞIYAYIZ'
Ünal, "Açık bir şekilde bir tarafta saray rejimi söylemi üzerinden devletin kurumlarını, siyasal sistemi ve bunların meşruiyetini tartışmaya açan ve buradaki gayri meşru olma iddiaları üzerinden de aslında bir müdahale zemini hazırlayan bir anti siyasetle karşı karşıyayız. Çünkü siyaset kurumu doğası gereği toplumsal meşruiyeti, devletin kurumlarının meşruiyetini temel alır. Yani siyaset kurumunda devlet, devletin kurumları, devletin Anayasası, yasaları meşrudur ve siyaset bu meşruiyet üzerinden yürütülür. Ama anti siyasette ise, eğer siz devletin polisine, hakimine, savcısına, ordusuna gayri meşru diyor ve 'sarayın ordusu', 'sarayın rejimi' ifadesi üzerinden sistematik ve bilinçli olarak terör örgütlerinin söylemine, diline, yani PKK'nın, FETÖ'nün oluşturmak istediği iklime katkı sunuyorsanız, her şeyden önce burada Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi bir '5'inci kol faaliyetinden', 'bir espiyonaj faaliyetinden' bahsedebiliriz" diye konuştu.
'MÜDAHALEYE ZEMİN HAZIRLAMA FAALİYETİ'
Mahir Ünal, muhalefetin devletin kurumlarının meşruiyetini tartışmaya açmasının son derece yanlış olduğunu vurgularken, "İnsanların zihninde devletin polisinin, askerinin, hakiminin, savcısının, yasasının, anayasasının, siyasal sisteminin, hukukunun, mahkemesinin CHP tarafından tartışmaya açıldığını ve gayri meşru ilan edildiğini görüyoruz, ki bunun adı siyaset değil, apaçık anti siyasettir. Ve bu anti siyaset de herhangi bir müdahaleye zemin hazırlama faaliyetinin bir parçası olarak görülüyor. Burada muhalefet sorumluluğunu üstlenmeli ve burada Türkiye'nin yararına olan meselelerde, mesela Doğu Akdeniz'de Yunan tezlerinin yanında durmamalı, Libya'da BM'nin tanıdığı meşru hükümet yerine Hafter'i desteklememeli, Suriye'de Esed'çi, Mısır'da Sisi'yi destekleyen, diğer taraftan ABD'den medet uman, demokrasi dilenen bir tavır içerisinde muhalefetin olmaması gerekir" mesajını verdi.
'TOPLUMSAL ALANININ TERÖRİZE EDİLMESİNE KATKI SUNULMAMALI'
Uluslararası alanda FETÖ terör örgütünün dile getirdiği iddiaları Türkiye'de kimlerin seslendirdiğini izlediklerini belirten Ünal, "Birileri Türkiye'de Pensilvanya'dan aldıkları talimatlarla hareket ederken, diğer taraftan bakıyorsunuz birileri de Kandil'den aldıkları talimatlarla hareket ediyor. Burada CHP'ye düşen, demokratik siyasete ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin birliğine, beraberliğine ve bütün bunlara saygı duyuyorsa, devletin kurumlarının meşruiyetini tartışmaya açmak yerine, devletin kurumlarının açıklamalarını dikkate alan ve resmi açıklamaları dikkate alan bir tavır içerisinde olmalı ve Pensilvanya'dan ya da Kandil'den gelen talimatlarla toplumsal alanın terörize edilme çabasına katkı sunmamalı" dedi.