'Akıl bulutlarda, ahlak yerlerde...'
Gündeme sık biçimde yansıyan bazı tartışmalı olayları örnek gösteren yazar Ferman Karaçam, toplumda ahlaki düşüş ve akıl patlaması yaşandığını belirtti.

Oluşturma Tarihi: 2023-08-09 11:07:33

Güncelleme Tarihi: 2023-08-09 11:24:01

Haber7 sitesi yazarı Ferman Karaçam, insan ilişkilerinde ve toplum genelinde sık rastlanan bazı olayları örnek vererek eleştirilerini dile getirdi.

Akıl ve ahlaktan yana toplumun zaaf içerisinde olduğunu vurgulayan Karaçam'ın yazısından önemli bir bölüm;

"AKIL BULUTLARDA, AHLAK YERLERDE..."

Tüm insanlığa örnek olması gereken aklımız, edebimiz, erdemimiz, sanatımız, edebiyatımız ve ahlakımız tam bir akıl çıldırmışlığı süreci yaşıyor.

Üretmediğimiz her şeye sahip olmak ve o onları çılgınlar gibi; tüketmek, tüketmek ve sadece tüketmek istiyoruz.

Dünya cep telefonu tüketiminde, araç tüketiminde, AVM'lerden alışverişte, kolada, kozmetikte, elektrikli ve elektronik aletlerde üretmediğimiz ne varsa her şeyi alıp, deliler gibi tüketmek istiyoruz.

Mahallelerden, sokaklardan yürümek bile artık güçleşti; oralarda bile insandan çok araç var.

Trafikte birinin yüzüne bakınca en hafifi, “Ne bakıyorsun lan?” tabiri ile karşılaşıyorsunuz.

Kısa yoldan zenginleşmek için hırsızlıkta, dolandırıcılıkta, lotoda, totoda, piyangoda, hiçbir sınır tanımıyoruz.

Uyuşturucu yetiştirmeyi, satmayı ve tüketmeyi, kadınlarımızı öldürmeyi sıradanlaştırıp, yaygınlaştırıyoruz.

Bir AVM'de kahvaltı yapmak için, birkaç kilometrelik araç kuyruklarında bekliyoruz.

Dışarıda yemek yeme konusunda, ekmeği sokağa atma konusunda, birbirimizle yarışıyoruz.

Piknik alanlarına çöp yığmakta, denizleri kirletmekte, hayvanlara zulmetmekte, yollara sigara kutusu fırlatmakta... Değme ülke elimize su dökemez.

İçinde insanlar olan evleri, her türlü canlıya mekân olan ormanları, ormanlardaki barınakları, yuvaları, yeni yumurtasından çıkmış kuşların yavrularını hiçbir vicdan ürpertisi duymadan, ateşe verip canlı canlı yakıyoruz, en şatafatlı ve en lüks arabaya binip, ambulansın geçmesine izin vermiyoruz.

Demek; toplum aklının patlaması böyle bir şey.

Demek; uzun yıllar aklın üretimden alıkonularak dondurulması ve bir anda bırakılarak etrafı yakıp yıkması, barajını patlatan suyun tahribatından daha fazlasını yapıyor.

Bir sel, bir afet, bir kasırga gibi her şeyi yıkıp geçiyor.

Belki, ileride aklımızı iyi kullanarak, Batı ile aramızdaki mesafeyi bilgi ve teknoloji bakımından kapatabiliriz ama, ahlak olarak hızla ve sürekli aşağıya doğru düşüşümüzü neyle, nasıl durdurabiliriz, doğrusu bunu bilemiyorum.

Çünkü tahterevallinin akıl tarafı bulutlara tırmandı.

Diğer tarafı olan ahlak ise yerlerde çırpınıyor.

Bunu nasıl dengeleriz, hatta dengeleyebilir miyiz?

Diye kaygılıyım…