Ali Erbaş, ilk cuma namazını kıldırdı
Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı görevine getirilmesinin ardından Ahmet Hamdi Akseki Camisi'nde ilk cuma namazını kıldırdı ve cuma hutbesini okudu.

Oluşturma Tarihi: 2017-09-22 15:14:52

Güncelleme Tarihi: 2017-09-22 15:14:52

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı görevine getirilmesinin ardından Ahmet Hamdi Akseki Camisi'nde ilk cuma namazını kıldırdı ve cuma hutbesini okudu.

Erbaş, "İslam'ın bütün değerlerini istismar ederek vatanına ve milletine her türlü hainliği yapanların, hicret kelimesinin arkasına sığınmaları beyhude bir çabadır." dedi

HİCRİ YILBAŞINI KUTLADI

"Hicret: Kutlu Bir Yolculuk" başlıklı hutbeye cemaatin hicri yılbaşını kutlayarak başlayan Erbaş, dün hicri 1939 yılına girildiğini ve muharremin ilk gününün idrak edildiğini dile getirdi. "Bizleri yeni bir hicri yıla ulaştıran yüce Rabbimize sonsuz hamd-ü senalar olsun." diyen Erbaş, Hazreti Peygamber ve ashabının kutlu yolculuğunun adının "hicret" olduğunu kaydetti.

Bu hicretin, sıradan bir göç olmadığını belirten Erbaş, Hazreti Ömer döneminde takvim başlangıcı kabul edilen hicretin Müslümanlar için bir milat olduğunu, hicretle beraber İslam'ın yüksek hakikatlerinin Medine'den bütün yeryüzüne dalga dalga yayılmaya başladığını anlattı.

Hicretin, Müslümanlar için birçok dersler içerdiğine dikkati çeken Erbaş, şöyle devam etti:

"Her şeyden önce bu hicret, bir kaçış değil, yüce değerlerin yeryüzünde neşv-ü nema bulması için girişilen kutlu bir yolculuktur. Hicret şiddetten merhamete, esaretten özgürlüğe gidişin adıdır. Allah'a itaatin, sadece O'na kul olmanın göstergesidir. Hicret, İslam davası uğruna anadan, babadan, evlattan, hatta candan vazgeçişin, ibretli ve meşakkatli kıssasıdır. Hicret, yarini, diyarını, malını-mülkünü Allah için göz kırpmadan terk eden muhacir ve onları bağırlarına basan ensarın destanıdır. Bu destanda fedakarlık, kardeşlik, ahde vefa, birlik ve beraberlik, sevgi, saygı, paylaşma ve kucaklaşma vardır. Hasılı hicret, Allah'a ibadete, insani erdemlere, rahmet ve medeniyete gönlünü açanların azmi ve kararlılığı, bu değerlere kapılarını kapatanların ise hüsranıdır. Resulullah Efendimizin hadisi doğrultusunda asıl hicret, haram ve günahları terk ederek yüce Allah'a teslimiyettir. Allah Resulüne gönülden bağlılığın, sadakatin, ümmet olabilme gayret ve samimiyetinin ifadesidir."

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, hicretin insanlık onurunu zedeleyen her türlü süfli duygu ve emellere sırt çevirmek anlamına geldiğini ifade ederken, hicretin aynı zamanda ulvi değerler uğruna mücadele etmek olduğunu vurguladı.

Hicretin batıldan, boş şeylerden, ömrü israf eden her türlü arzu ve istekten uzaklaşmak anlamına geldiğini dile getiren Erbaş, şunları aktardı:

"Hicret hak, hakikat ve ahlak yolunda ilerlemektir. Yüce Mevla'nın yarattığı tertemiz fıtratımızı muhafaza edebilmektir. Şirkten, küfürden, nifaktan uzak durup, imana sadık kalabilmektir. Hicret ahlakına sahip olmanın ölçüsü Allah'a kul, Resulüne ümmet olma bilinciyle, yeryüzünde iyiliğin hakim olması için gayret göstermektir. Sevgi, saygı, paylaşma, yardımlaşma duygusuyla, samimiyetle kardeşine, milletine, değerlerine gönülden bağlı olmaktır. Dolayısıyla İslam'ın bütün değerlerini istismar ederek, vatanına ve milletine her türlü hainliği yapanların, hicret kelimesinin arkasına sığınmaları beyhude bir çabadır. Böylelerinin, içine düştükleri acizliği, hicret kelimesini kirleterek müntesiplerine izah etmeye çalışmaları, hicret gibi ulvi bir kavramı istismardan başka bir şey değildir. Geliniz, bu mübarek saatte iyilik ve hayırlara hicrete, hakiki bir muhacir olmaya söz verelim. Salih ve sadık kul olmak, muhacir ve ensar kardeşliğini aramızda yeniden kurmak ve ilahi rahmeti tecelli ettirecek hicretlere koyulmak adına bu günümüzü milat bilelim. Peygamberimizin öğrettiği şekilde, Allah'ın emrettiklerini yapıp yasaklarından uzak kalalım ve böylece bizler de hicret sevabına nail olalım. Gönül Yesrib'imiz, İslam'ın nuruyla erdemi, ahlakı, insaniyeti temsil eden tenvir edilmiş Medine olsun."