TIMETURK | HABER MERKEZİ
Gabriel, Dışişleri Bakanlığı'nın bir uyarı yaparak vatandaşlarının Türkiye'ye gitmemesini ve dikkatli olmalarını isteyerek, “Biz Almanya'dan Türkiye'ye giden herkes için risk olduğunu söyledik” dedi.
Gabriel, Türkiye ile iyi ilişkilerin olmasını istediklerini belirtirken, “Buna rağmen tango yapmak için iki kişiye gerek var” yorumunda bulundu. Gabriel, yaptığı açıklamada dikkat çektiği noktaların Almanya Başbakanı Angela Merkel tarafından da onaylandığını dile getirdi.
Almanya ile Türkiye arasında son aylarda yaşanan gerilim bugün üst seviyelere çıktı. İncirlik Üssü, Konya'da NATO Üssü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hamburg'ta yaşayan Türklere seslenmesine izin verilmemesi, Türkiye'de tutuklu olan gazeteci Deniz Yücel ve geçtiğimiz hafta gözaltına alınan insan hakları aktivisti Peter Steudtner'in ardından Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel tatilini kısa kesip görüşmelerde bulunduktan sonra bugün basının karşısına çıktı.
Almanya'nın saygın dergilerinden Stern, Almanya'nın Türkiye ekonomik yaptırımlar uygulayabileceğini yazarken Almanya'nın çok satan gazetesi Bild de Ankara'nın Deniz Yücel'i takas olarak kullanabileceğini okuyucularıyla paylaştı. Alman hükümet sözcüsü Steffen Seibert çarşamba günü yaptığı basın toplantısında “son gelişmeler ışığında Türkiye'ye yönelik AB'nin mali yardımlarının gözden geçirilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz” demişti.
TÜRKİYE CEVAP VERMİŞTİ
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "18 Temmuz 2017 tarihinde tutuklanan Alman vatandaşı Peter Steudtner ile ilgili olarak Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarıyla Bakanlığımızda yapılan görüşmede konunun yargıya intikal ettiği, bağımsız Türk yargısına güvenilmesi gerektiği, Steudtner'in gözaltına alındığı ilk günden itibaren uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak konsolosluk himayesinin sağlanmasında herhangi bir eksiklik yaşanmadığı izah edilmiştir. Aynı konuda Berlin Büyükelçimiz de AFC Dışişleri Bakanlığına talepleri üzerine izahatta bulunmuştur" denildi.
Açıklamada, gerçekleştirilen görüşmelerin ardından Alman makamlarınca konuya ilişkin kabul edilemez ifadelerin kullanıldığının altı çizilerek, "Bu görüşmelerin ardından AFC Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ve Federal Hükümet Sözcüsü tarafından yapılan ve diplomatik nezaketsizliğe örnek teşkil edebilecek açıklamalarda Türk yargısına doğrudan müdahale edildiği ve haddini aşan ifadeler kullanıldığı görülmüştür. Bu açıklamaların kabul edilmesi mümkün değildir. Ülkemizde yargı yetkisinin kullanılmasında, Anayasamız çerçevesinde hiçbir organ, makam, merci veya kişinin mahkemelere emir ve talimat veremeyeceği, tavsiye ve telkinde bulunamayacağı teminat altına alınmıştır" ifadeleri yer aldı.
Alman makamlarınca kullanılan ifadelerin Almanya'nın hukuka yaklaşımındaki çifte standardı bir kez daha ortaya koyduğunun kaydedildiği açıklamada, "Söz konusu açıklamalardaki ifadelerin, Türkiye'yi alan farklı terör örgütü mensuplarına kucak açarak, teröristlerin adalet önüne çıkarılmasını engelleyenlerin hukuka yaklaşımlarındaki çifte standardı bir kez daha ortaya koymuştur" denildi.
NELER YAŞANDI?
Uluslararası Af Örgütü ile Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Gündemi ve Eşit Haklar İçin İzleme Dernekleri'nin Büyükada'da bir otelde yaptıkları toplantı polis tarafından basılmış, ardından bu masanın etrafındaki 10 kişi gözaltına alınmıştı. Önceki gün 6'sı ‘terör örgütüne yardım etmekten' dolayı tutuklanmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Büyükada'daki toplantıyla ilgili ‘masanın üstünde ne tür haritalar ne tür projeler olduğunu polisimiz tespit etti” diyerek üzerinde çalışılan bir harita olduğuna işaret etmişti.
GÖZALTINA ALINAN ve ULUSLARARASI ALANDA GERİLİME SEBEP OLAN 10 İSİM ŞU ŞEKİLDE
- İdil Eser (Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü) - Tutuklandı
- İlknur Üstün (Kadın Koalisyonu)
- Nalan Erkem (Helsinki Yurttaşlık Derneği)
- Özlem Dalkıran (Helsinki Yurttaşlık Derneği) - Tutuklandı
- Günal Kurşun (İnsan Hakları Gündemi Derneği) - Tutuklandı
- Veli Acu (İnsan Hakları Gündemi Derneği) - Tutuklandı
- Nejat Taştan (Eşit Haklar İzleme Derneği)
- Şeyhmus Özbekli (Hak İnisiyatifi)
- Ali Garawi (İsveç vatandaşı insan hakları eğitimcisi) - Tutuklandı
- Peter Steudtner (Almanya vatandaşı insan hakları eğitimcisi) - Tutuklandı
ALMANYA'DAN TEPKİ
Almna vatandaşı Peter Steudtner'le ilgili Berlin'de bir açıklama yapan Almanya Başbakanı Angela Merkel, tutuklama kararını sert bir dille kınadı ve Steudtner'in serbest bırakılmasını talep etti.
Merkel, "Biz bu tutuklamanın net olarak tamamen haksız olduğu kanısındayız" diye konuştu. Merkel, Alman hükümetinin Steudtner'in serbest kalmasını sağlamak için her düzeyde girişimde bulunacağını da sözlerine ekledi. Merkel, "Kendileri açısından bu tutuklamaların suçsuz insanların zorlu bir sürece sokularak cezaevine gönderildiği bir başka olay olduğunu" ve "bunun da büyük bir endişe kaynağı olduğunu" ifade etti.
Merkel, Alman vatandaşı aktivist Peter Steudtner'in Türk makamları tarafından tutuklanmasının "tamamıyla haksız" olduğunu belirtti.
İSVEÇ'TEN TEPKİ
İsveç Dışişleri Bakanlığı ise dün gerçekleşen tutuklamalara ilişkin açıklama yaptı. "5 Temmuz'da Büyükada'daki seminere düzenlenen polis baskınında gözaltına alınan ve bu sabaha karşı çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmalarına karar verilen aktivistlerden İsveç vatandaşı Ali Gharavi'nin tutuklanmasından dolayı endişeliyiz. İstanbul'daki Başkonsolosluğumuz, Ankara'daki Büyükelçiliğimiz ve Stockholm'daki Dışişleri Bakanlığı bu konuyla ilgili çalışıyor" denildi.
Gharavi'nin eşi Laressa Dickey ise, İsveç gazetesi Dagens Nyheter'e verdiği demeçte, davanın 'siyasi amaçlı açılmış gibi göründüğünü' ve 'en çok da bu durumdan kaygı duyduklarını' söyledi.
ABD'DEN TEPKİ
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert "Tutuklananlar arasında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser ve Birkaç yabancı da yer almaktadır. Yetersiz kanıtla veya şeffaflık olmadan yapılan bu tür adli tatbikatlar, Türkiye'de hukukun üstünlüğünü ve ülkenin bireysel haklara saygı yükümlülüklerini baltalamaktadır. ABD Türk makamlarını bu suçlamaları düşürmeye, gözaltına alınanları serbest bırakmaya ve OHAL'in bireylerin rastgele yargılanmasına izin veren hükümlerini kaldırmaya çağırmaktadır" demişti.
CHP TEPKİLİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, Büyükada'da gözaltına alınan insan hakları dernekleri mensuplarından 6 kişinin tutuklanmasına tepki göstermişti. Altıok unları söyledi:
Baskı ve şiddet rejiminde her türlü ihlal alabildiğine serbest olsun isteniyor. Korkuyla da sinmeyen kararlı savunucular da cezalandırılsın susturulsun ki ortalıkta sorgulayan da kalmasın isteniyor. Kimsenin onca sorunu yoksunluğu çözmeye, eşit ve adil bir düzen kurmaya niyeti yok istenen tek tip elbisenin halka da giydirilmesi. Yeni Türkiye'nin yeni rejimine karşı olan herkesle hesaplaşılsın isteniyor. İnsan Hakları Savunucuları İdil Eser, Ali Ghravi, Peter Steudtner, Veli Acu, Günal Kurşun ve Özlem Dalkıran tutuklandı. Kullanışlı terör örgütü çuvalına herkesi koymak Ergenekon çuvalı, Balyoz çuvalının büyüğünü kullanmak, gerçek teröristin işine yarar. İhlal yok işkence, yok deyip kestirip atmak ve eğer varsa diyeni ihlalleri açıklayıp karşı çıkanı tutuklamak aslında soruların cevabı. O raporları geri gönderince, hak savunucularını tutuklayınca, dernekleri kapatınca gerçekler yok olmuyor tescilleniyor ve sorun kronikleşiyor. İddiaları bertaraf edebilmek için yasalara uluslararası antlaşmalara bağlı kalmak adil ve şeffaf olmak yeterlidir. Bu tutum ortada aldatılma değil bir tercih olduğunu gösterir. Enstrüman aynı, sonuç aynı düşman görülen aynıysa doğru yere bakılmıyordur."