Yenilik ve Adalet Biriliği Partisi (BIG) Genel Başkan Yardımcısı İsmet Mısırlıoğlu, Almanya'nın Hanau kentinde, 9 kişinin hayatını kaybettiği ırkçı saldırıyı değerlendirdi.
İşte Mısırlıoğlu'nun yazısı:
Hanau saldırısı toplum huzurunu bozan, bardağı taşıran son damla(mı)!?
Ölümlerle sonuçlanan Mölln, Solingen ve Halle ırkçı saldırılarından sonra Alman kamuoyunu ilk kez Hanau saldırısında yüksek sesle tepki vermeye çalıştı.
Aşırı sağı ve ırkçıları püskürtmek için bu tepki yeterli mi veya zeminde karşılığını buldu mu onu bekleyip göreceğiz.
Yoksa her şey gergin olan ortamı biraz olsun yumuşatmak ve toplumun gazını almak için miydi?
NSU cinayetler serisi ortaya çıktığında benzeri şeyler söylenmemiş miydi? Hatta Başbakan Angela Merkel hükümet olarak olayın üzerine gidecekleri sözü vermemiş miydi?
Bu ve benzeri soruları istediğimiz kadar çoğaltabiliriz. Sonuçta karşımıza boş vaatler ve içi boş söylemeler çıkıyor.
Irkçılık, tüm Batılı ülkeleri pençesine almış büyük bir hastalık. Almanya içinse ölümcül bir virüs. Koronavirüsüne belki bir çare bulunur ama Almanya'nın ırkçılığına bir panzehir bulunur mu bu konuda siyaset ve toplum bilimciler aynı fikirdeler. Tedavisi çok zor bir hastalık. Olan gariban Müslümanlara ve özellikle Türklere oluyor.
Alman siyasiler bu hastalığı körüklemek için elinden geleni arda koymadı. Sosyal Demokrat Parti (SPD) bunun öncülerinden biri oldu. Partinin ileri gelenlerinden Thilo Sarazzin'e Müslümanları aşağılayan kitabına karşı hiç bir girişimde bulunmadı. Bu kişiyi 10 yıl sonra geçenlerde partiden uzaklaştırdı. Ama nasıl olsa iş işten geçmişti. Toplum için gerekli olan aşırılık, ayrıştırılıcığın tohumları çoktan ekilmiş, ırkçılar çok normal karşılanır olmuştu. Bu zaman zarfında ırkçı ve islamofobik görüşler orta sınıfta karşılığını bulmuştu.
Kaderin bir cilvesi olarak sadece SPD gibi sosyal demokrat bir parti ırkçılara iyi örnek olmamış, meclisteki tüm partiler adeta yarış edercesine İslam ve Türkiye düşmanlığı üzerinden Türkleri toplum önünde suçlu duruma düşürmediler mi?
Tüm bunlara ilaveten Alman medyası da ateşe körükle giderek kapaktan ve manşetten verdiği kin ve düşmanlık kokan haberlerle Neo Nazilerin ekmeğine yağ sürdü.
"İslam Almanya'ya ait değildir" diyen bir İçişleri Bakanı Seehofer ırkçıların üzerine nasıl gidecek doğrusu merak konusu. Hiçbir anti Müslüman saldırıda olay yerine gitmeyen Angela Merkel mi bizlere güven verecek?
Sonuçta Almanya'nın geleceği pek iyi görünmüyor. Irkçılık kaçınılmaz bir gerçek haline geldi.
NSU cinayetler serisi bile bu kadar karşılık bulmamıştır. Almanlar da Hanau saldırısına kadar şu kanı vardı. Bu türden saldırılar her yerde olabilir, yeter ki toplumum huzuru bozulmasın. Ama Hanau tokat gibi geldi Alman halkına. Yıllarca ırkçılara göz yumdunuz, onları seçimlerde en üst noktalara seçtirdiniz. Sandınız ki ırkçılık geçici bir hastalık. Grip gibi, gelip geçer. Tam tersi oldu şimdi. Irkçılar güçlendikçe cesaret buldular. İşi cinayete kadar götürdüler.