'Veyis Ateş'le ilgili vahim iddialar'
Dün öğle saatlerinde Dalaman civarında otomobildeyim.
Telefon çaldı.
Tanımadığım bir numara.
Uluslararası arama.
Bir Avusturya numarası.
Tanımadığım numaraları açmayı pek sevmiyorum ama Avusturya kodunu görünce yeğenim orada okuduğu için “Belki o arıyordur” diyerek açtım.
Bir erkek sesi.
“Fatih Bey iyi günler dilerim. Ben Sezgin Baran Korkmaz, numaranızı bir gazeteciden aldım” dedi.
“Fatih Bey bugünkü yazınızı okudum ve çağrınıza yanıt olarak arıyorum” dedi.
“Size kirli bir gazeteciyi anlatacağım. Çünkü ben hayatımda böyle utanç verici, böyle rezil bir tehdit görmedim” dedi.
“Veyis Ateş isimli gazeteci beni 7 Ocak günü aradı” diye başladı.
Gerisi utanç vericiydi.
Tehdit, şantaj iddiaları. 10 milyon euroluk talepler, bir ekip adına aracılıklar.
Kriminal nitelikte suçlamalar.
Akıl alır gibi değildi.
Bu suçlamalar ile bir gazetecinin adının yan yana gelmesi bile aklımın hafsalamın almayacağı bir durumdu.
Dahası Baran Korkmaz elinde tüm bu iddialarını kanıtlayabilecek bir bant kaydı olduğunu ve bunu ablası gibi sevdiği bir gazeteciye daha önce dinlettiğini de iddia ediyordu.
Korkmaz'a tanıdığı onca gazeteci varken bunu niye hiç tanışıklığı olmayan benimle paylaştığını sordum.
İstediği kişiye bunu yazdırabileceğini ama benim çağrıma yanıt verdiğini söyledi.
İlginç bir yanıttı.
Sezgin Baran Korkmaz'ın Veyis Ateş'le ilgili iddialarını Habertürk yönetimi ile de paylaştım.
Kendisinden son bir kez bu iddialara yanıt vermesini isteyeceklerdir muhtemelen.
Veyis Ateş'in de bu iddialara verecek bir yanıtı var mı bilemem!
Keşke ilk gün çıkıp, "Bunlar külliyen yalandır" diyebilseydi.
Keşke hem kendisinin hem de kendisine güvenenlerin onurunu koruyabilseydi.
Bu satırları yazmaktan, hiçbir yerinde olmak istemediğim bu işe müdahil olmaktan, hayatımda tanışmadığım birinin iddialarını muhataplarına sormaktan bile utanıyorum.
Keşke başkalarında da bu duygu olabilseydi!
Habertürk