AYM, PKK propagandasından mahkum olan kişinin başvurusunu reddetti
Anayasa Mahkemesi, katıldığı bir gösteride bölücü terör örgütü PKK'nın propagandasını yaptığı gerekçesiyle hapis cezası alan kişinin ifade özgürlüğünün ihlal edildiği yönündeki başvurusunda, söz konusu hakkın ihlal edilmediğine karar verdi.

Oluşturma Tarihi: 2021-09-22 10:38:30

Güncelleme Tarihi: 2021-09-22 10:38:30

Resmi Gazete'de yer alan karara göre, Gaziantep'te bir üniversitenin öğrencisi olan başvurucu, 4 ayrı tarihte üniversitede meydana gelen eylemlerde yer aldı, bu eylemlerde PKK elebaşı lehine sloganlar atıldı. Söz konusu eylemlerde ayrıca, Dağlıca'da 13 askerin şehit edilmesine ilişkin PKK tarafından marş haline getirilen şarkı eşliğinde de halay çekildi.

Bunun üzerine başvurucu hakkında dava açıldı ve yargılama sonrası başvurucu Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesince "terör örgütü propagandası yapma" suçundan 4 kez 1 yıl 8'er ay, "terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçundan da 4 yıl 2 ay hapse mahkum edildi. Temyiz üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 16. Ceza Dairesi de "terör örgütü propagandası yapma" suçundan verilen cezaları onadı.

Kararın onanmasının ardından başvurucu, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini öne sürerek Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme, ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine hükmetti. Kararın gerekçesinden

Anayasa Mahkemesinin kararında, başvurucunun cezalandırılmasına ilişkin kararın terör örgütü ve terörizmle mücadele kapsamında kamu düzeninin korunmasına yönelik önlemlerin parçası olduğu ve meşru amaç taşıdığı kaydedildi.

Bölücü terör örgütü PKK'nın halen son derece tehlikeli bir örgüt olduğu ve güvenlik güçleriyle çatışmalara girdiği, Abdullah Öcalan'ın da bu örgütün elebaşı olduğu kaydedilen kararda, "Terörizm olgusu insanlık tarihi kadar eskidir ve bugün ulusal sınırları aşarak toplum ve devlet hayatının üzerinde sosyal ve ekonomik bakımdan büyük çapta tahribatlara sebep olmaktadır. Herhangi bir amaca ulaşmak için propagandaya yönelik ses getirici eylemlerle insanların öldürülmesi, insanlara korku ve dehşet salınması olan terör, bireylerin temel hak ve özgürlüklerini ve özellikle temel bir hak olan yaşam hakkını ciddi bir şekilde tehdit etmektedir." tespitinde bulunuldu.

Terör örgütleri ve destekçilerinin, görüşlerinin toplum içinde yayılması ve fikirlerinin kökleşmesini hedefledikleri belirtilen kararda, örgüt propagandasının da bu amaç doğrultusunda başvurulabilecek vasıtalardan olduğu ifade edildi.

Kararda, "Terör başta ifade özgürlüğü olmak üzere demokratik toplumun tüm değerlerine düşmandır. Bu nedenle terörizmi, terörü ve şiddeti meşrulaştıran, öven ya da bunları teşvik eden sözler ifade özgürlüğü kapsamında görülemez." denildi.

Yüksek Mahkeme tarafından daha önce verilen kararlara atıf yapılan kararda, eylemlerde Öcalan lehine atılan sloganların amacının, örgütün korkutucu gücünden faydalanmak, kişileri ve toplumu sindirmek olduğu belirtildi.

Başvuruya konu olayda, bahsi geçen 4 eylemde terör örgütü ve elebaşı lehine sloganların atıldığı, şiddet ve tehdit amacı içeren yöntemlere başvurmanın teşvik edildiği sonucuna ulaşıldığı aktarılan kararda, mahkemelerce verilen mahkumiyet kararının "zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık geldiği ve orantılı olduğu" kaydedildi.

AA