Dolar

34,6045

Euro

36,5706

Altın

2.938,35

Bist

9.640,08

Babacan: 15 milletvekili anamızın sütü kadar helal

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin CHP listelerinden 15 milletvekili çıkarmasıyla ilgili yorumlara '15 milletvekili anamızın sütü kadar helal' dedi.

2 Yıl Önce Güncellendi

2023-05-21 23:55:22

Babacan: 15 milletvekili anamızın sütü kadar helal

Habertürk'e açıklamalarda bulunan Babacan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

İşimlizin kolay olmadığını biliyoruz. Ama çalışınca, gayret gösterince bu seçimi kazanma ihtimalimiz var. Fark sadece 2,5 milyon kişi. İlk turda 1 milyon geçersiz oy var, 8 milyon kişi seçime gitmemiş. Sinan Oğan'ın destekçilerin ikinci turda önemli bir faktör olacak. Olanca gücümüzle çalışıyoruz. 81 il teşkilatımız yoğun olarak sahada. 6 partinin il başkanları 81 ilde her sabah toplanıyor. Herkes sahaya çıkıyor. Ertesi sabah yeniden toplanıyorlar. 81 ilin 75'inde bizim arkadaşlarımız davet edilmişler. Bunu seçim gününe kadar devam ettireceğiz. Mesela miting yok. Kapı kapı, sokak sokak dolaşmak var. 3 gündür Ankara sokaklarındayım. Gördüğüm herkese 'Sandığa gideceğiz değil mi' diyorum. 'Bu iş bitti, sandığa gitmeyeceğim' diyen bir tek vatandaşımızla karşılaşmadım. 2. turda gidip oy verecekleriyle ilgili hiçbir endişem yok. Şimde AK Parti'de oy yüzdesi ve milletvekili sayısı olarak kayıp var. Meclis'te anayasayı değiştirecek çoğunluğu sağlayamadılar. AK Parti seçmeni açısından da baktığımızda tablo onlar açısından da kaygı verici. İlk defa Erdoğan seçilememiş oldu.

"BU SEÇİMDE KIRMIZI ÇİZGİLER TERK EDİLDİ"

AK Parti'nin seçmeni aslında gidecek yer arıyor kendisine. Çok uzaklara ilk etapta görmese de ittifak içinde bir başka partiye gitmeyi kolay ve az yorucu görüyor. AK Parti'ye 'evet' diyen vatandaşlarımızın yüzdesini her seçimde düştüğünü açık şekilde görüyoruz. Diyanet İşleri Bakanlığı'nın kaldırılacağını söyledi. Böyle bir şey yoktu. Yalan siyaseti üzerine yürüyen kampanya gördük. Gerçek olmayan görüntüleri insanlara gerçekmiş gibi gösterdi. Daha önce yalan siyaseti sözkonusu olmazdı. İlk defa oluyor bu. Bu seçimde kırmızı çizgiler terk edildi. Güvendiğiniz insan ilk kez yalan söylediğinde insanlar inanabiliyorlar. Biz kendimizi gayet iyi bir şekilde anlattığımızı düşünüyoruz. Bizi dinleyebilen, duyabilenlere anlattık. İktidarın yoğun olarak kullandığı, AK Parti seçmeninin yoğun olarak izlediği bazı tv kanallarında yoktuk. Habertürk çok az sayıda kanaldan bir tanesi bizim çıkıp da görüşlerimizi anlatmak için.

"MİLLET İTTİFAKI ÜLKEYİ YÖNETMEYE HAZIR"

Emeklilerle, EYT'lilerle, tarımla ilgili çiftçilerle ilgili hususları eylem planımızda anlattık. 'Bütün sulama yatırımlarını ilk 5 yılda anlatacağız' dedik. 'Yem maliyetinin yarısını devlet olarak karşılayacağız' dedik. Gençlere 'mülakatı kaldıracağız' dedik. Bunu açıkladık birkaç ay sonra sayın Erdoğan çıkıp kaldıracaklarını söyledi. Burada geniş kitlelerin ilgileneceği herşey var. 198 maddelik yargı eylem planımız var. AB müktesabatında yargı ile ne var ne yoksa herşey var burada. Biz Türkiye'yi yönetme sorumluluğunun ciddiyetini bilen hazırlama yaptık. Bu seçim kampanyasında ne kadar etkiliydi ayrı mesele. Ama bu olmadan devlet yönetilmez. Şu anda Türkiye'yi yönetmeye Millet İttifakı'nın mensubu olan partiler Cumhur İttifakı'ndan çok daha hazır. Evet bir miktar önde bitti. Ama bu kapanmayacak fark değil. Bir yarış oldu. Yarışta toplamda 5 puanlık aslında 2,5 milyona tekabül eden seçmenden bahsediyoruz. Hiç ikna olmadılar, bunlar işe yaramadı demek mümkün değil. Sayın Kılıçdaroğlu'na destek veren milyonlar var.

"ERDOĞAN'A 36 SAAT, KILIÇDAROĞLU'NA 36 DAKİKA"

Şu anda hükümetin uyguladığı politika DEVA Partisi'ni kapatmaya ve karartmaya dönük politika. Buradan diyorum ki, hodri meydan. Kendinize güveniyorsanız davet edin. İstedikleri arkadaşlarımızı karşımıza çıkarsınlar. Ama biliyorlar ki, beni gösterdikleri anda iş değişecek. Bunları ulaştırabileceğimiz kitle sınırlı. Kırsal alanda TRT çok izleniyor. Kampanya döneminde Erdoğan'a ayırdıkları 36 saat, Kılıçdaroğlu'na ayırdıkları 36 dakika. Böyle bir şey olabilir mi? Öyle bir yarış ki bu. 100 metre koşuya aynı çizgiden başlıyorsunuz. Ama şimdi medya konusunda adalet olmayınca iktidar partisinin başlangıç çizgisi bizden 50 metre önde. 100 metrede biz onlardan daha fazla koşmak zorunda kalıyoruz. Bu çalışmalarımız olmasaydı fark daha da açılabilirdi. Habertürk gerçekten tüm partilere alan açtı; ama pekçok kanalda bu yok. Vatandaşımızın istediği bilgiye ulaşma hakkı kesilmiş oluyor.

"ORTAK LİSTEDEN GİREREK TOPLAM HAVUZU BÜYÜTTÜK"

Biz kurulduktan sonra DEVA markasını duyurmak için çok büyük çaba içerisinde olduk. 81 ilde ve 766 ilçede teşkilatımız var. Geçen sene Kasım'da büyük reklam kampanyası yaptık. Tam seçimlere giderken Mart ayında ciddi reklam kampanyası yaptık. Devletten 1 kuruş almadan tamamen bağışlarla bunu gerçekleştirdik. Ortak listeden girmek bizim için fedakârlık. Partimizin kurumsal kimliğini 5-6 hafta geri çekiyoruz ve sayın Kılıçdaroğlu'na 'evet' diyoruz. Ortak listelerden girme bize CHP'den teklif edildi. Simülasyonlar yapıyoruz, her parti ayrı ayrı girerse milletvekili sayısı daha az çıkıyor dediler. Biz de simülasyon yaptık, dedikleri doğru. Biz burada ortak listeden girerek toplam havuzu büyüttük.

"2018'E GÖRE CHP'NİN OYLARINDA ARTIŞ GÖRÜLÜYORDU"

Simülasyonlar araştırma sonuçlarının üstüne oturtuluyor. Önce elinizde araştırma olması lazım. Sistem öyle çalışıyor. Bizdeki ve CHP'nin araştırmalara baktığınızda sayın Kılıçdaroğlu'nun sayın Erdoğan'a göre bir miktar önde olduğu görülüyordu. CHP'nin oylarında 2018'e göre artış olduğu görülüyordu. CHP'nin bir şekilde oylarında bir miktar artış görülüyordu. Seçim ortamına girdiğinizde işler değişiyor. Örnek TİP, HDP'nin listesinden girmedi. CHP'nin oylarından belki bir miktar TİP'e kayışlar oldu, bilmiyorum.

"KESİNLİKLE HAK ETTİK VE HEPSİ HELAL, İÇİMİZ RAHAT"

81 ile teşkilatı olan 766 ilçede teşkilatı olan ve görülmemiş iktidar hazırlığı yapan partiden bahsediyoruz. İlk defa seçimlere girdik. Meseleye önceden bakış, planlama vardır. Önceden planlama bizim de CHP'nin de bir arada olmamız yönündeydi. Sonuçlara bakalım. DEVA adaylarının olduğu illerde tam + 15 milletvekili oluşmuş.Biz Kahramanmaraş'ta adayımız 2. sıradan seçime girdi. CHP'nin oyu yüzde 6.8 arttı. Gaziantep'te CHP'de yüzde 5 artmış. CHP 3 milletvekili çıkarttı. 3. sıradaki bizim adayımız. Bizim adaylarımızın olduğu yerlerin tamamında CHP'nin ciddi oy artışı var. Kesinlikle hepsini hak ettik ve hepsi helal. İçimiz rahat. Biz olmasaydık bu kadar oy alınmazdı. Biz sadece bakıyoruz. Bizim adaylarımız olduğu yerde artı oluşmuş mu, oluşmamış mı? Bingöl'de neredeyse üçe katlamış. Ankara 1. bölgede Sadullah Ergin Bey aday oldu. Kıyamet koptu. CHP'nin oyu yüzde 5,5 arttı, Çankaya'daki oyu yüzde 7,5 arttı. Mesela Siirt'te bizim il başkanımız Umut Bey 1. aday oldu. Yüzde 2.1'den 7.8'e çıkmış CHP. CHP 100 yıllık parti. Çok iyi simülasyonlar yapıyorlar. Tecrübeli siyasetçileri var.

"15 MİLLETVEKİLİ ANAMIZIN SÜTÜ GİBİ HELAL"

Keşke kelimesi sevmediğim kelime. Bantı geri sarsak, tekrar aynı kararlar önümüze gelse yine aynı kararları verirdik. Herkesin fedakarlık ettiği ve herkesin kazandığı sonuç olsun dedik. CHP için kolay değildi. Onların listesinden partiler açısından da zor. Herkesin kazandığı bir sonuçtur bu. Bu birlikteliği yapmasaydık milletvekili sayımız daha az çıkacaktı. Ortak listelerle bu sayıya ulaştık. Herkes ayrı ayrı seçime girseydik herkesin daha az milletvekili çıkacaktı. Eleştiriler gerçek bilgiye sahip olunmadan yapılıyor, yüzeysel yapılıyor. Şanlıurfa'da arkadaşımızın aday olması CHP'nin oylarını yukarı itti. Diyarbakır'daki aday çok tecrübeli arkadaşımız. İkinci sıradaydı. Evet seçilemedi ama CHP'nin oyu yüzde 2'den 8'e çıktı. 1. sıradaki CHP'li aday kazandı. Bütün teşkilat olarak destek vermiş olduk. Bizlerin desteği ve kendi gayretleriyle CHP milletvekili çıkarmış oldu. 15 milletvekili anamızın sütü kadar helal ve hak ettiği sonuç. Çok ciddi gayret ortaya koyduk. Hazine'den 1 kuruş almamıza rağmen bant reklamına dünyanın parasını harcadık.

"MİLLİ VE DİNİ HASSASİYETLERE AĞILIK VERİLECEK"

Şu anda tamamen ikinci tura odaklandık. Tabii ki Meclis'te grubu olmak bir siyasi parti için önemlidir. Bunlar bugünün konusu değil. İkinci turu alalım, mecliste grup vs. bunlar hızlı yapılabilecek şeyler, yeter ki karşılıklı irade olsun. İkinci tur kampanyasında miting yapmama kararı aldık. Bu sefer diğer partilere oy veren vatandaşlara ulaşma. Dükkan dükkan, ev ev, kapı kapı dolaşarak bire bir insan iletişimiyle kampanya kararı aldık. Her sabah 81 ilde buluşuluyor. Söylem şu; sayın Kılıçdaroğlu'nun söylemindeki milli ve dini hassasiyetlere ağırlık veren söylem. Ne diyorlar? 'Başörtüsünü yasaklayacak bunlar' diyorlar. Yalan siyaseti bu. Sayın Kılıçdaroğlu dini hassasiyetlere saygılı olacağını asla kazanılmış haklarla ilgili kayıp yaşanmayacağını sık sık söyledi, söyleyecekti. TRT'ye, devletin kanalında Abdullah Öcalan'ın kardeşi kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan'ı çıkartan kendileri değil mi?

"MİLLET İTTİFAKI'NDA 6 SİYASİ PARTİ VAR! NOKTA"

Terör örgütünü muhatap kabul etme sözkonusu olamaz. HDP ayrı PKK ayrı. Birisi siyasi parti, diğeri terör örgütü. İktidar bilerek bir bulamaç yapıyor. Anayasayı değiştirmek için gidip Meclis'teki ofisini ziyaret ediyor AK Parti. İşlerine geldiği zaman HDP'nin Eş Başkanlarla bizim genel başkanlarımızın videolarını yanyana koyuyorlar. Siz işiniz düşünce HDP ile her türlü görüşmeyi yapıyorsunuz. HDP'li başkanvekili söz verilince konuşulmuyor mu? Ama yalan siyaseti ile bambaşka tablo ortaya koymaya çalışıyorlar. Millet İttifakı'nda 6 siyasi parti var, nokta. Hiçbir konuda hiçbir pazarlık yok. DEVA olarak her parti ile diyalog içinde olmak isteriz. Ama işbirliği yaptığımız partiler burada. İşbirliği burada. Yaptığımız çalışmalar gerçekten çok kıymetli çalışmalar.

"İNANIN BU GÜNLERİ MUMLA ARAYACAĞIZ"

Kandil PKK ayrı şeydir. Onu gündeme getirmek doğru değil. Bu çalışmalarımıza 7. parti, 8. parti destek veriyorsa memnun oluruz. Ama destek versinler diye bir şey yazmamız ki. Özellikle sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığına verilen destek bir şeyin karşılığı değil. Parti programımızda güvenlik ile özgürlüğü sağladır dedik. Terörle mücadelede kati duruş var. PKK ile FETÖ ile mücadele edeceğiz diyoruz, hepsi yazılı burada. Halbuki Cumhur İttifakı ve sayın Erdoğan insanları 'güvenlik riski var' diyor korkutuyor. Mealen söyleyeyim; inancın mı önemli, para mı önemli diyor. İnanç özgürlüğü için fakir olmaya razı olacaksın diyor. Çünkü artık zenginlik, refah üretemiyor. İnanın bu krizler büyüyecek. Bugünü mumla arayacağız.

"EKONOMİK BAĞIMSIZLIK GÜVENLİĞİN EN ÖNEMLİ UNSURUDUR"

İkna edemediğimiz seçmen ikna ettiğimize göre 2,5 milyon daha fazla. İkna edebileceğimiz daha geniş kitleler var. Aradaki fark sadece 2,5 milyon. Onu nasıl kapatacağız diye konuya eğilmiş durumdayız. Suriye politikamız 6 partinin dış politika uzmanlarıyla yazıldı. 5'i büyükelçi arkadaşımız. Bir komisyon oturdu Suriye politikamızı oluşturdu. Güvenlik, terörle mücadele ile alakalı sapasağlam duruş var. En ufak taviz yok, olmaz da. 8 yıl MGK üyesi oldum. Bu güvenlik meselesinde ülkenin sınırları konusunda asla taviz verilmez, bunu kimse yapamaz. Bu ülkenin güvenliğini sağlamak başka ülkelerden para istemekle olmaz. Putin'den doğalgaz faturasını ertelemesini isityor. Borç alan emir alır. Sayın Erdoğan ikili anlaşmalarla borç aldı. Biz hiçbir ülkeden bire bir kredi almadık. Ekonomik bağımsızlık ülke güvenliğinin en önemli unsurudur.

"SİNAN OĞAN'IN BİZİ DESTEKLEMESİNİ ARZU EDERİZ"

Arada fark var daha hızlı koşup o farkı kapatmayı hedefliyoruz. Bu kapanabilir fark. Bütün teşkilat olarak sahada çalışıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun kazanması için bütün çabamızı ortaya koyuyoruz. Biz Sinan Oğan'ın Millet İttifakı'na ve sayın Kılıçdaroğlu'na destek vermesini arzu ederiz kuşkusuz. Bizim 6 parti olarak ortaya koyduğumuz politikalar çok açık. Bütün detaylarıyla yayınladık. İktidar olduğumuz anda 20 bakanı 5 sene boyunca meşgul edecek hazırlığımız var. Bu halkanın genişlemesini sayın Sinan Oğan'ın bize destek vermesini arzu ederiz.

CUMHURBAŞKANLIĞI YARDIMCILIĞINDA FERAGAT EDİLİR Mİ?

Bu 6 genel başkanın Cumhurbaşkanı yardımcısı olması fikri CHP'nin yaptığı yazılı hazırlığında olan bir fikirdi. Biz de geçiş sürecinin yol haritasını ortaya koyduk. Bunun tekrar değişmesi, tekrar 6 liderin karar vermesiyle mümkün. Siyasi partileri destekleyenler, destekleri partinin genel başkanı yönetimde söz sahibi olsun diye destek veriyor. 6 lider bir araya gelip birbirimizin argümanlarını dinlemesi lazım. Şu anda böyle bir gündem yok. Denirse 'hadi toplanıp bir daha ele alalım'. Oturup argümanları dinleriz, vatandaşımızın sesini dinlemek de önemli tabii. Mutabık kalırsak bunların hepsi olur. 8 kişi 'terörle mücadele edeceğiz' diyoruz. Genel başkanların cumhurbaşkanı yardımcısı olup olmayacağı, bakanların ismi ne olacağı 6 genel başkan otururuz. Bu gündemle dersek ki, 'hadi oturalım, toplanalım', oturur konuşuruz. Biz ciddi bir iş yapıyoruz. Ortak karar ala ala yürüyoruz. Aylardır bir hazırlık var. Bunun değişmesi için bir sürü sebep olması lazım. Sebepler gerçekten güçlü ise o yönde de kararımızı verebiliriz.

"GEÇMİŞTE CHP İLE AK PARTİ ANAYASA DEĞİŞİKİĞİ YAPMIŞTI"

Cumhur İttifakı'na yakın duran medya 'daha iş olmadan bunlar gevşemeye başladı' diyor. Öyle bir şey yok. Bizim Millet İttifakı'ndaki insicamı bozmak istiyor. Söylediğim çok açık. Soru şuydu; siz parlamenter sisteme geçmek istiyordunuz. Meclis oluştu artık. Her iki taraf da kendi başına anayasayı değiştiremiyor. Güçlendirmiş parlamenter sistem olmayacak, ne yapmayı düşünüyorsunuz? Bana sorulan bu. Ben de diyorum ki, anayasa değişikliği yapılacaksa ancak ve ancak Cumhur ve Millet İttifakı'nın uzlaşmasıyla mümkün diyorum. AK Parti ve sayın Baykal'ın genel başkanı olduğu CHP zamanında referanduma gitmeden anayasadaki pekçok maddeyi uzlaşmayal değiştirdik o zaman. Bu AK Parti ile CHP'nin yakınlaşması, birbirine göz kırpması anlamına mı geldi?

"CUMHUR ÇALIŞALIM DERSE HAZIRIZ" SÖZÜ...

Şu anda muhalefet partisiyiz. Sayın Kılıçdaroğlu kazandığı anda iktidar partisi olacağız. Sayın Kılıçdaroğlu'nun kazanması yürütme tarafında Millet İttifakı, Meclis tarafında Cumhur İttifakı'nın olduğu tabloyu gösterecek. Sayın Kılıçdaroğlu seçimi kazandığı anda artık Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı'nın daha yakın görüşmesi gerekecek. Meclis'ten yasa geçirmek istiyorsak Cumhur İttifakı ile tabii ki görüşülecek. Gerçekçi olalım, sayın Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olduğunda bu ülke uzlaşmayla yönetilecek zaten. Bu gerçeği hep beraber görmemiz lazım.

"KARŞI TARAF DA PARLAMENTER SİSTEMİ TEKLİF EDEBİLİR"

Bu sistem ülkenin başına bela oldu. Hukuk kalmadı, adalet kalmadı. Gelin parlamenter sisteme geçelim bitirelim. Sayın Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olduğu anda parlamenter sisteme geçelim teklifi karşı taraftan da gelebilir. Kendileri de görüyorlar sıkıntıyı. Gelsinler parlamenter sistemi bir referanduma getirelim bakalım. Vatandaşımız bu sistemin kilitlendiğini görüyor. Parlamenter sisteme inanan vatandaşımız daha fazla. Oy verme tercihinde sistem tek konu değil ki.

"VATANDAŞLIK GERİ DÖNÜŞ PERSPEKTİFİNİ ORTADAN KALDIRDI"

Geçici sığınmacı statüsünde olan insanlar vatandaşlık için başvuramıyor. Bir başka kanun var ki Cumhurbaşkanına tek imzayla yetki veriyor. Suriyeliler sayın Erdoğan'ın imzasıyla vatandaş yapıldı. Şimi geri dönüş perspektifinin önü kesilmiş oldu. 'Bana da çıkabilir' diyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın şartları olmak zorunda. Ancak bu şartları yerine getirenlerin vatandaş olması lazım. Türkiye kadar kolay bir vatandaşlık yok. Gerçekten ekonomiye katkın var mı, faydalı bir iş üretiyor musun ona bakılıp vatandaş yapıyorlar diğer ülkelerde.

"EKONOMİMİZ DÜDÜKLÜ TENCERE GİBİ: HER AN PATLAYABİLİR"

Şu anda ülkemizin ekonomisi ve finansal sistem yakın tarihimizin en kötü durumunda. Altı kaynayan düdüklü tencere konumunda. Altını kısmaszanız patlar. Gerçekten bilmediklerinin farkında değiller. Her türlü rasyonalitenin dışına adım atıyorlar. Şu anda Merkez Bankası 75 milyar dolar borcu var. Arka kapıdan döviz satışı yapılıyor. Dövizle alakalı yavaş yavaş karaborsa oluşmaya başladı. Sayın Erdoğan ikinci turu kazanırsa döviz karaborsa olacaktır. Resmi kurdan değil piyasadan çok daha pahalı döviz almak zorunda kalacaksınız. Özal'la beraber başlayan teşebbüs, vicdan, ifade hürriyeti şu anda üçü de engelleniyor.

"YÜZDE 40'A DÜŞMESİNİ BAŞARI OLARAK GÖRÜYORLAR"

Enflasyonla mücadelede şu anda gelinen noktda çok tehlikeli. Enflasyon bu ülkede yıllarca tek hanede gitti. Yüzde 10'u bile bulmadı. Yüzde 40'a düşmesi başarı olarak sunuyorlar. Ne kadar vahim durum. Vatandaşın yüzde kaçı şu anda otomobil alabilirim diye hayal kurabiliyor? Ekonominin iyi olduğu günlerde vatandaşlarımızın büyük kısmı taksitlerle otomobil alabiliyordu. 2013 yılında otomobil aldığınız fiyata bugün iyi bir telefon alamıyorsunuz. Kabaca ölçü bu. İnsanların satın alma gücünde çok düşüş var. Ömrü boyunca sahip oluğu evde oturması hayal. Bu kafayla devam ederlerse yakın akaryakıt bulamadığımız günler gelir. Ameliyathanelerde acil malzeme kullanamadığımız günler geli.

"SAYIN ERDOĞAN KAZANIRSA EKONOMİ DAHA KÖTÜ OLACAK"

Sayın Şimşek'i Londra'da Erdoğan'la tanıştıran benim. Daha sonra Mehmet Bey'i sisteme kattık. Her ne kadar donanımı olsa da etki ayrı bir şey. Sayın Şimşek'in yapmak istediklerinin hiçbirini yaptırmadılar. Ne kadar irrasyonel politikalar varsa Erdoğan, Şimşek'i pas geçerek uyguladı. Bir yandan bakan olmuş ama bir yandan iş yaptırmıyorsunuz. İktidar değişikliği olmadan bu ekonomi düzelmez. 18 Mayıs'ta sayın Erdoğan'ın kazanması halinde bu ülkenin ekonomisi daha kötü olacak. Ekonomi meselesi kadro meselesidir. Bir kahraman gelsin, kurtarsın, buna inanmıyorum. Biz kazanırsak ilk 1 ayda kurumlar ayağa kalkar. 2 yıl içerisinde enflasyonu tek haneye düşürürüz. 6 ayda kriz iklimi ortadan kalkar.

Habertürk

Haber Ara