Sabah gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu, medyada öne çıkan provokasyonların, sığınmacılara şiddet ve çeşitli silahlı saldırı vakalarının adeta düğmeye basılmış gibi arttığına dikkat çekti. Babaoğlu, bu manzarada sosyal medyanın payının büyük olduğunu vurguladığı yazısında, olaylarda dış istihbarat servislerinin de parmağı olduğuna işaret etti.
ÇALIŞILMIŞ, ÇALIŞILMIŞ HAREKETLER
Hep gücenik... İçi hınç dolu... Şiddete meftun... Mavi gözlü ve sarışın olmayan yabancılara karşı ırkçı, ayrımcı...
Her anlaşmazlıkta çeteleşiveren... Ve sevgisi yan gelip yatan, nefreti ortalığı karıştıran bir toplum...
İçine düşürüldüğümüz manzara bu!
"HER KESİMDEN İNSANLAR BİRBİRİNE KARŞI DÜŞMANLAŞTIRILIYOR"
"Yok, doğru değil, abartı canım bütün bunlar!" diyecekseniz, derdinizi gidin de sokaktaki insana anlatın, bakalım ne diyecek...
Tamam, sosyal medyanın bu manzarada payı büyük.
Sosyal medya büyütüyor, odaklandırıyor, yayıyor; doğru!
Ancak sokakta eline her bıçak alanın birinin arkasından koşturduğu gerçek...
Trafik kavgaları artık itişip kakışmakla bitmiyor, silahlar çekiliyor, bu da gerçek...
Arap turistlerin itilip kakılması, horlanması açık gerçek...
Mültecileri otobüsten atanlar, peşlerine takılıp evlerine kadar kovalayanlar "sanal hikayeler"in kahramanları değiller, gerçek kişiler.
Toplumun her kesimini birbirine karşı düşmanlaştırmayı hedefleyen kışkırtıcı söylemler ve eylemler gerçek...
"SEÇİM BİTTİ DÜĞMEYE BASILDI"
Zamanlama manidar. Seçimlerden önce, muhalefete yakın marjinal kesimlere bakarak böyle bir tablonun "mayalandırıldığı"nı az çok sezmiştik...
Seçim bitti ve sanki düğmeye basıldı. Hiç tesadüf falan değil, olamaz!
Sokak hayvanları meselesinden, halkın inanç dünyasına dair saçma sapan atıp tutmalara kadar geniş bir yelpazede huzursuzluk üretimi var.
"ÇALIŞILMIŞ PLANLAR"
Bir odak bunun için çalışıyor, besbelli.
Öyle gizemli, karanlık veya bulanık bir şeyden bahsetmiyorum.
Bir "odak" derken direk olarak "dışarısı"nı kastediyorum... Bana öyle geliyor ki... Avrupa'nın ve Orta Doğu'daki bir iki malum ülkenin istihbarat güçleri yeniden çalışmaya başladılar.
Bu tablo açık biçimde üzerinde "çalışılmış" planlara ve hareketlere dayanıyor.
"DEVLETİN ELİNİ SOKAKTA GÖRMELİYİZ"
O halde... Her şeyden önce aile büyükleri gençlere göz kulak olup uyarmalı.. Halk sakin kalmalı ama devlet aktif olmalı...
Şu net! Devletin elini sokakta görmeliyiz. "Bir görelim bakalım, ne oluyor?" diyerek vakit kaybedemeyiz.