Babaoğlu'nun “2021'de karar verilmişti” başlıklı son yazısından önemli bir bölüm:
Hatırlıyor musunuz?
Sputnik aşısı alıyorduk hani... 30 Nisan 2021... Öyle böyle değil, 6 ayda 50 milyon doz teslim edilecekti. Anlaşmalar yapılmıştı, ilk parti mayısta gelmişti... Yalnız biz mi?
Unutmuşsunuzdur, unutturuyorlar çünkü... Almanya da tedarik sıkıntısını Sputnik aşısıyla aşmayı düşünmüştü. Hatta Macron, Merkel ve Putin, Sputnik aşısının kullanımı konusunu masaya yatırıp uzlaşmışlardı. Kimsenin tıbbi bir çekincesi yoktu, aşı testlerden geçmişti; Merkel, aşıyı AB'den bağımsız olarak alabileceklerini açıklamıştı.
Sonra?
Bir el sanki "Sakın ha!" dedi ve (bana sorarsanız) yakın tarihte olacakları hatırlattı devletlere... Haziran ayında ne Avrupa'da, ne de bizde Rusların Sputnik aşısından söz eden kalmadı. Bir daha bu konuda çıt çıkmadı.
Şimdi bugünden bakınca "Neden?" diye sorar mısınız?
Bu sürecin, bir yıl sonra "Soğuktan donsanız da doğalgazlarını bile almayacaksınız" döneminin;
Z harfinin yasaklanacağı, Dostoyevski'ye bile yan bakılacağı günlerin başlangıcına işaret ettiğini düşünmez misiniz?
“Putin bir katil”Yine 2021 Mart'ına dönelim mi?
Biden, koltukta yeni ama elinin altına konulan planlar eski... Yeterince "brief" verilmiş, "kısa koşular"a başlamış bir Başkan.
ABC televizyonuna ilk mülakatını veriyor. Biden'ın hali tavrı bir tuhaf. "Putin'e telefonda birbirimizi iyi tanıyoruz dedim ve olacaklara hazır olması için uyardım" diye anlatıyor.
Stüdyoda şaşkınlık... Sunucu iyice sert bir hamle yapıyor: "Putin bir katil mi?" Biden ikiletmiyor: "Evet, öyle düşünüyorum." Bizler tabii ki, "Bu da ne!" demedik, bu sözlerdeki tuhaflığı Biden'ın ihtiyarlığına özgü asabiliğine verdik Peki, şimdi, tam bir yıl sonra ne olduğunu anlıyor muyuz?
Sabah