BAE'nin Washington Büyükelçisi'nin sızdırılan mailleri yine gündemde
Katar krizi öncesi yaşanan en önemli olaylardan biri de Birleşik Arap Emirlikleri Washington Büyükelçisi Yusuf Uteybe’nin e-posta hesabının hacklenmesiydi. İddiaya göre hacklenen e-postalardan biri BAE'nin Uteybe üzerinden 'ABD'de para saçtığını' ortaya koyuyor...

Oluşturma Tarihi: 2017-08-02 12:11:58

Güncelleme Tarihi: 2017-08-02 12:11:58

TIMETURK | HABER MERKEZİ

Uteybe'nin sızdırılan eposta yazışmalarından BAE'nin Füze Teknolojisi Kontrol Rejimi'nden (FTKR) yüksek teknoloji silah alım iznini kolaylaştırma iddiasıyla kaleme alınan bir araştırmanın faturası çıktı.

MASABAŞI RAPORA 250 BİN DOLAR

FTKR, eski Başkan Barack Obama döneminde ABD'nin en yakın müttefiklerinin dışında füze ve insansız araç satışlarını yasaklamıştı. FTKR anlaşması, üye ülkelerin, menzili 300 km'yi geçen ve 500 kilonun üstünde başlık taşıyan füzeleri ve bunların teknolojisi ile aksamlarını transfer etmelerini veya satın almalarını yasaklıyor. Yeni Amerikan Güvenliği Merkezi (YAGM) adlı düşünce kuruluşu, BAE'nin bu tür silahları satın alabilmesinin önünü açmak için yürütülen kampanyanın parçası oldu. YAGM, “askeri İHA'ların ihracını düzenleyen yasal rejim” hakkında hazırlanmış rapor için BAE elçiliğine 250 bin dolarlık fatura gönderdi.

ELÇİDEN ABD'Lİ ŞİRKETE 'KOLAYLIK'

Yenişafak'ın haberine göre Obama döneminde ABD Savunma Bakanlığı'nda çalışan üst düzey isimlerden Michele Flournoy, 24 Haziran 2016 tarihinde Uteybe'ye eposta göndererek şunları yazdı: “Yusuf, daha önce ele aldığımız üzere, BAE'nin Füze Teknolojisi Kontrol Rejimi'ne katılmasınin potansitel getirileri ve maliyetleriyle ilgili YAGM'nin proje teklifi burada. Sizin aklınızdakiyle örtüşüp örtüşmediğini bildirmenizi rica ederim.”

Flournoy'a iki hafta sonra dönüş yapan Uteybe “Rapor için teşekkür ederim. Sanırım tartışmayı doğru yönde götürmeye yardım edecektir” ifadelerini kullandı. Flournoy, diğer yazışmalarda Uteybe'den BAE içişleri bakanlığına müdahale ederek Polaris Wireless adlı ABD'li şirketin ülkesine elektronik izleme teknolojisi satışına yardım etmesini istedi.

TALİBAN BÜROSU İÇİN ÇABALADI

Katar'ı terörizm destekçisi olarak suçlayan BAE'nin topraklarında Taliban'a ait bir bürosu açtırmak için çaba gösterdiği ortaya çıktı. BAE Washington Büyükelçisi Yusuf Uteybe'nin sızdırılan maillerinde ortaya çıkan bilgilere göre Taliban bürosuna yönelik ilk e-posta 12 Eylül 2011'de kendisine ulaşıyor. Diplomat Mahmud el-Khaja'dan gönderilen e-postada “ABD'nin Doha'da bir Taliban elçiliği kurulmasına destek verdiğinden” bahsediliyor.

BAE'li diplomat Haja taratından BM Afganistan elçisine yazılan epostada ise “Abu Dabi'nin Taliban elçiliği için ilk tercih olması yönünde istekli olduğu” belirtiliyor. 28 Ocak 2012 tarihinde başka bir e-postada ise Büyükelçi Uteybe bir ABD'li yetkiliye BAE Prensi bin Zayed'in konuya ilişkin şikayetlerini iletiyor. Uteybe yazdığı e-postada Prens bin Zayed'in Taliban elçiliğinin ülkesine gelmemesinden dolayı “öfkeli” olduğunu ifade ediyor.

'KATAR ve TÜRKİYE' E-POSTALARDA

Bin Zayed, Katar'a atıfta bulunarak, “Bu adamlar herşeyin ortasında olmak istiyor” şeklinde tepkisini gösteriyor. 

E-postalarda El-Uteybe'nin İsrail yanlısı FDD'nin CEO'su Mark Dubowitz ve Kıdemli Danışmanı John Hannah ile sık sık yazıştıkları görülüyor.

Bu yazışmalarda iki tarafın da Arap Baharından endişe ettikleri, Katar'ın Müslüman Kardeşler ve Hamas'a verdiği desteği "teröre destek" olarak yorumladıkları ve bunun için önlem alma ve Amerikan politikalarını etkileme hedefi güttükleri belirtiliyor.

KATAR KRİZİ

Mayıs ayı sonunda Katar'ın resmi haber ajansı QNA, Emir Şeyh Tamim Bin Hamid es-Sani'nin askeri okul mezuniyet töreninde yaptığı bir konuşma yayımlandı. İddiaya göre Temim, bu konuşmasında İran ve Körfez ülkeleri arasında artan gerilimi eleştirdi ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'da uzun süre kalamayacağını söyledi. Katar, haberin QNA sunucularına sızan hackerlar tarafından yapıldığını ve Katar Emiri'nin böyle ifadeler kullanmadığını belirtti.

BAE Washington Büyükelçisi Yusuf Uteybe'nin e-posta hesabı da bu olaydan bir kaç gün sonra 3 Haziran'da hacklenmiş, Körfez ülkelerinin hamleleri ile başlayan diplomatik kriz ise 5 Haziran'da başlamıştı.