“Bağırmayan anneliği Allah söylüyor!”
Küçükçekmece Belediyesi’nin düzenlediği söyleşiye katılan Hatice Kübra Tongar, 'Peygamberleri kendine örnek alan bir anne, çocuğu bir şey yaptığında ona sevgiyle ve şükürle bakıyor. Bağırmayan anneliği ben söylemedim. Rabbimiz bunu yıllar önce söylemiş. Allah Hz. Musa’ya Firavun’la konuşmaya giderken , ‘Ona yumuşak söz söyleyin, belki düşünür veya saygı duyar’ diyor Taha suresinde...' dedi. Tongar, ailelerin son yıllarda artan çocuklara karşı cinsel istismara karşı almaları gereken önlemleri de

Oluşturma Tarihi: 2018-02-23 10:35:10

Güncelleme Tarihi: 2018-02-23 10:35:10

Küçükçekmece Belediyesi'nin düzenlediği söyleşiye katılan yazar, aile danışmanı Hatice Kübra Tongar, bağırmadan çocuk yetiştirmenin püf noktalarını anlattı.

Küçükçekmece Belediyesi Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi'nde Küçükçekmeceli anne ve babalarla buluşan Tongar, ailelere çocuk yetiştirme konusunda önemli tavsiyelerde bulundu.

“HAYATI KENDİMİZE ZEHREDİYORUZ”

Çocukları yetiştirirken peygamberlerin hayatından örnek alınması gerektiğini kaydeden Hatice Kübra Tongar, “Gelmiş, geçmiş ve gelecek tek pedagoji kitabı bence Kuran-ı Kerim. Eğer biz ‘Allah benim nasıl bir anne baba olmamı istiyor' diye sormazsak, ‘Elalem ne düşünür' diye soruyoruz. Bu dünyada milyarlarca insan var ve dolayısıyla milyarlarca fikir var. İşte o noktada hayatı kendimize ve çocuğumuza zehretmeye başlıyoruz. Çünkü biri iyi derken bir başkası kötü diyebiliyor. Elaleme yaranmak mümkün değil” dedi.

“BAĞIRMAYAN ANNELİĞİ ALLAH SÖYLÜYOR”

Allah'ın Kehf suresinde “Çocuklar dünyanın gülüdür” dediğini kaydeden Tongar, asıl meselenin anne ve babaların bakış açılarının yanlışlığından kaynaklandığını söyledi. Tongar, “Peygamberleri kendine örnek alan bir anne, çocuğu bir şey yaptığında ona sevgiyle ve şükürle bakıyor. Bağırmayan anneliği ben söylemedim. Rabbimiz bunu yıllar önce söylemiş. Allah Hz. Musa'ya Firavun'la konuşmaya giderken , ‘Ona yumuşak söz söyleyin, belki düşünür veya saygı duyar' diyor Taha suresinde. Günümüzde annelerin yaşadığı sorun da bu. Çocuğum beni takmıyor, dinlemiyor diyorlar. Bu şekilde konuşun bakalım ne yapıyor?” diye konuştu.

“ÇOCUĞUNUZA BAĞIRDIĞINIZDA OTONOM SİSTEM DEVREYE GİRİYOR”

Bilim dünyasının bir korku anında insan beyninde otonom sistemin devreye girdiğini söylediğini belirten Hatice Kübra Tongar, “Burada insan kendini korumak amaçlı, düşünmeden, refleksle hareket ediyor. Düşünün bir  köpek size saldırsa köpeğin büyüklüğüne göre ya kaçıyor ya da taş atıyorsunuz vs. kalıp onunla savaşıyorsunuz. İşte çocuk da siz ona bağırdığınızda düşünmeyi bırakıyor ve refleksle ya kendini savunmaya alıyor ya da içine kapanıyor. Düşünün sizin bedeniniz zaten çocuktan daha büyük. Bir de sinirlenince gözleriniz büyüyor, nasıl kötü görünüyorsunuz düşünün. Gergin ve kötü hissederse öğrenemez çocuk. Sonra çocuk size cevap verince terbiyesiz diyorlar çocuğa” dedi.

“MAHREMİYET SADECE GENİTAL ORGANLARIN KORUNMASI DEĞİLDİR”

Mahremiyetin sadece genital organların korunması olmadığını da sözlerine ekleyen Tongar, ailelerin çocuğa saygı duyması gerektiğini söyledi. Tongar bu konuda şu açıklamaları yaptı: “Mahremiyet bedensel bütünlüğün korunmasıdır. Çocuk tokum demesine rağmen ona zorla yemek yediriyorsan eğer mahremiyetine halel getiriyorsun. Mahremiyetini bozuyorsun. Mide onun midesi, beden onun bedeni o karar verir. Sen karar veremezsin. Zorla yedirirsen, senden güçlü birine boyun emek zorundasın demiş olursun

AİLELER CİNSEL İSTİSMARA KARŞI ÇOCUKLARINI NASIL KORUMALI?

Cinsel istismarların önüne geçebilecek mahremiyet eğitimi hakkında önemli bilgiler de veren Hatice Kübra Tongar, mahremiyet eğitiminde ailenin davranışlarıyla çocuğa örnek olması gerektiğini belirtti. Tongar, ailelere şu tavsiyelerde bulundu: “Çocuğumuzun daha bebeklik çağından itibaren genital bölgelerine, bedensel bütünlüğüne saygı duyarak başlayacağız. Altını değiştirirken ulu orta değiştirmeyeceğiz. Üstünü başını çıkartırken ulu orta çıkartmayacağız. Bu konuda kız çocuk erkek çocuk ayrımı yapmayacağız. Mesela çocuğumuzu yıkıyoruz iki yaşından sonra çocuk da çırılçıplak olmasın. Yanına gelen yetişkin de o da bir şekilde mahremiyetine uygun bir kıyafet giyinsin. Çocuğun Taharetine yardım ederken ulu orta bakıyor gibi değil de bak ben annenin ben bile bakmıyorum bu konuda hassasiyet gösteriyorum hissini çocuğa vermemiz lazım. Git teyzenin kucağına, hadi otur, bırak öpsün, neden kaçıyorsun kendini sevdirmiyorsun gibi, zorla çocuk istememesine rağmen o bedensel teması sağlatmaya çalışmamalıyız. Çünkü çocuklar aynı bir yetişkin gibi hissediyorlar. Çocuğumuzda eğer normalin dışında bir hal görüyorsak, burada ne var diye düşünmemiz gerekiyor. Çocuklar çünkü haliyle bize o mesajı verirler. Her zaman gelip söylemezler.”