Bahçeli’den Bülent Arınç’a tepki: Kozmik Oda’ya FETÖ’yü sokan kimdir?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bir grup gazeteciyle yemekli bir toplantıda bir araya gelerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bahçeli, Bülent Arınç'ın son açıklamalarına tepki göstererek 'Kozmik Oda’ya FETÖ’yü sokan kimdir?' diye sordu.

Oluşturma Tarihi: 2019-09-12 12:53:32

Güncelleme Tarihi: 2019-09-12 12:53:32

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bir grup gazeteciyle yemekli bir toplantıda bir araya geldi. Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Sistemi, kabinede revizyon tartışmaları, Bülent Arınç'ın açıklamaları, siyasetteki yeni parti girişimleri, HDP İl binası önünde Diyarbakılı ailelerin sürdürdüğü eylem, "Susamam" klibiyle gündeme gelen rapçiler ve daha birçok konuya ilişkin değerlendirmelere yer verildi.

İşte Bahçeli'nin açıklamaları:

BÜLENT ARINÇ'A TEPKİ: KENDİSİNE OLAN SAYGIMI YİTİRDİĞİMİ İFADE EDİYORUM

Türkiye'nin bu kritik süreçte Yeni parti çalışmaları başlarken Bülent Arınç'ın çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yine kritik bir dönem ve yine Bülent Arınç ortaya çıktı…Ahmet Türk ve Canan Kaftancıoğlu değerlendirmeleri de var...

"Eğer çok farklı özel bilgilere sahip veya özel bilgiler çerçevesindeki kurum ve kişilerle ilişkili değilse nefsiyle hareket eden bir siyasal yapı gözüküyor karşımızda. Biz Bülent Arınç Bey'e saygı duyarız ama Bülent Arınç Bey'i kabulde zorlanıyoruz. Neden saygı duyarız: 12 Eylül sonrasında önemli mağduriyetler yaşadığımız süre içinde özellikle Manisa'da kendilerini savunacak imkanı arayıp bulamadılar. Avukatlar davalarını kabul etmediler, bizim camiamızın yetiştirdiği avukatlar olmadığı için önemli sıkıntıların çekildiği bir dönemde Bülent Arınç Bey Manisa'da avukatlık yaparken bazı arkadaşlarımızın davasıyla ilgilenmişlerdir. O yüzden ben kendilerine zaman zaman teşekkür ettim. O bizim davamıza gönül vermiş arkadaşların sıkıntılarını aşmada ortaya koymuş olduğu bir davranıştı. Buna saygı duyuyoruz. Ama Türkiye'yi sıkıntıya koyacak davranışlarda artık Bülent Arınç Bey bir kenara oturmalı ya Bursa'ya ya Manisa'ya yerleşmeli. Şunu da söylüyorum Yüksek İstişare Kurulu üyesi ise Yüksek İstişare kavramına uygun hareket etmeli. Yoksa konuşmaları şuan için tartışılacak bir konuşma metni değil. Hukukçu hukuku reddediyor, siyasetçi olarak da kapsam dışı davranışlarla siyaseti tıkıyor. Şimdi herkes günü saati geldiği zaman sorar: Kozmik Oda'ya FETÖ'yü sokan kimdir? Hangi gerekçelerle, hangi rollerle kim neyi üstlendi oraya soktu. Ondan sonra Türkiye ne hale geldi. Genelkurmay'ın kozmik odasına girildiği dönemde üzerinde bunun tartışması yapılan bir kişinin bu davranışlarını tasvip etmiyorum, doğru bulmuyorum. Kendisine zarar vermenin ötesinde terörle mücadelede önemli katkılar sağlandığı bir süreçte AKP'yi baltalıyor. Bunu doğru bulmuyorum. Yani pençe 1, Pençe2 Pençe 3, Kıran 1, Kıran 2'nin olduğu bir dönemde kala kala bir İstanbul İl Başkanı olan hanımefendinin 9 yıllık cezası konusunda siyaset üretip öbürüne sessiz kalmasını anlamak mümkün değil. Onun için kendisine olan saygımı yitirdiğimi ifade ediyorum."

HÜKÜMET SİSTEMİ TARTIŞMALARI

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın koordinasyonunda kurulan kurul Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çalışmalarını tamamladı. Size bununla ilgili gelen bir rapor var mı?

Bizim AKP'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çerçevesindeki bir yıllık uygulamaları üzerinde yapmış olduğu çalışmalardan bize henüz bilgi, doküman gelmiş değildir. Ama siyaseti yakından takip eden bir siyasi parti olarak nerede ne kadar fayda var, uygulamalardan ne gibi sonuçlar elde edilmiştir, arkadaşlarımız bunların üzerinde çok yönlü olarak çalışıyorlar. MHP 1 Ekim'de üçüncü yasama yılı açıldığı vakit Türkiye'nin gündemine taşınabilecek Meclis faaliyetlerinde hangi konu gelirse gelsin bir ön hazırlığı vardır. Yeri geldiği zaman tartışabilir, katkı sağlayabilir, bazılarını yanlış buluyorsa bunu da söyleyebilir. Ama bize gelmiş olan bir doküman yok.

Sistemle ilgili sizden destek istediler mi veya sizin katkı sunmak istediğiniz bölümler var mı?

İstemeseler de biz anlatırız. Madem Cumhur İttifakı kapsamında bir çalışma içerisinde bulunuyoruz biz de gördüğümüz eksiklikleri yeri ve saati geldiğinde söyleriz. Ama uygulanır ama uygulanmaz. 49 milletvekili ile TBMM'deyiz ne kadar netice alırız onlara bakarız.

HDP ÖNÜNDEKİ BEKLEYİŞ

Cumhurbaşkanı büyükşehir belediye başkanları ile toplantı yaptı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Gayet olumlu havada geçtiği belirtiliyor. Diyarbakır'da çocukları kaçırılan aileler var. İmamoğlu'nun gidişi tartışılıyor ama İYİ Parti'den şu açıklama geldi, "Gideceği kapı devlet kapısı olmalı bir partinin il binası değil" diye...

Buna yorum yapmak bile gereksizdir. Devlet nerede? İP partisine bakarsan Devlet MHP'de.. Pençe-1 de kim var, Penrçe-2'de Pençe-3'te, Kıran-1, Kıran-2'de kim var? Mehmetçikler dağın başında ne yapar? Sınırda bu kadar asker niye bulunur? Bunları arıyorsan devlet oralarda. Kalkıp HDP'nin kapısında "Bunlar devletin yanına varsın" diyorsun. Şimdi soruyorum, devlet olmasaydı HDP'nin kapısında hangi anne bulunabilirdi. Devlet olmasa başlarına ne gelirdi? Kendileri o devletin dolaştığı yerleri dolaşıyorlar mı? Annelerin mücadelesi herkes tarafından anlaşılır hale geldi ve destek buluyor. Bunun bana göre tercümesi şudur: HDP'nin önündeki her anne terörün bitmek üzere olduğu bir mücadelenin cesaretlendirdiği analardır. HDP'nin önünde evlatlarını istiyorlar. Bugün evladını isteyen yarın milletini ister, yarın devletini ister. Bunu böyle yorumlamak lazım. bunları bu polemiklerden çıkarmak lazımdır. Bu siyaset değildir. Bundan da iktidar yıpranmaz. Bu tür lafları söyledikçe insan iktidarı daha fazla sevmeye başlıyor.

Belediye başkanları toplantısı çok isabetli olmuştur. Böyle bir toplantı olmamış olsaydı, 11 belediye başkanı televizyonlarda sürekli olarak tartışma zemini bulmuş olurlardı. Bana göre Cumhurbaşkanı çok sabırlı hareket ediyor. Hepsini bir araya getirdi, "taşları dökün" dedi. Kimin kucağında ne taş varsa oradaki 29 belediye hangi taşı kim attı gördüler. Bu siyasi bir birikim ve zekanın sonucudur. Önce 11 kişi olarak CHP'ye gidip, strateji belirleyip toplantıya gidenler açığa düşmüşlerdir. Kafalarında ne varsa açıkça söylemek durumunda kalmışlardır. Siyaseten iktidarda bugüne kadar ortaya koymuş olduğu görüşlerden de sarfı nazar etmişlerdir. Ümit Besen'in bir tane ayağı kırılmış tahta masa şarkısı vardı, şimdi zannediyorum kırık sandalye şarkısı dinleyeceğiz hep beraber.

KABİNE REVİZYONU TARTIŞMALARI

Bakanla Kurulu'nun da değişeceği söyleniyor. Kanaatiniz nedir ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yerleşmesi için de değişiklik yapılacağı söyleniyor.

Ben uygun bulmuyorum. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi 9 Temmuz 2018'de başlamıştır. Bir yılı da çok az bir süre aşmıştır. Böyle bir ortamda yeni bir sistemi yerleştirmek, kökleştirmek ve bununla ilgili uygulamaları hayata geçirmek için çaba sarf edileceği yerde, "Bakanlar Kurulu'nda şunlar değişsin" gündemini taşırsanız muhalefet unsurları olarak, siz de "Muhalefetin bu isteğine cevap veriyorum" der iseniz iki yanlışı birlikte yaparsınız. İki yanlıştan da bir doğru çıkmaz. Bir, daha hizmeti yeni kavrayan bakanları bir senede kaldırıp atamazsınız. İkincisi böyle bir yola girdiğiniz vakit aynen Yeniçeri Ocağı gibi "İstemezük" derler. Hangi bakan bir şey söylemişse muhalefet "İstemezük" der. Ne yapacağız her gün bakan mı değiştireceğiz? Onun için kararlı olmak lazım. İki yanlıştan bir doğru çıkmıyorsa tek doğru üzerinde yürümekte yarar vardır. Bu kadar net. Ama bu bizim işimiz değil. Biz sözümüzü söylüyoruz. Buna karar verecek olan siyasi iktidardır. Yapar yapmaz onların bileceği iş. Bana göre yanlış olur. Bakanlardan hangilerini niye beğenmiyorsunuz? Herkes bir şey söylüyor. Kimisi damat kimisi bilmem nedir diyor. Bunlardan bakan değişir mi? ABD damatları nerede, İngiltere Başbakanı'nın kardeşi nerede? Orada olduğu zaman demokrasi dorukta bizde olduğu zaman rezillikte böyle şey olur mu? Onun için sabırlı ve kalıcı olmak lazım. Eleştiriler varsa yapın. Eleştirilerden netice çıkartamıyorsa ve bunda da ısrarcı oluyorsa zaten sorumlu olan kişinin gereğini yapması lazım. Onun da gereğini yapacağı kanaatindeyim. Bunun gibi şeyleri biz parti yönetiminde yapıyoruz. Onun için şu şöyle olsun bu böyle olsun demeyi yanlış buluyorum. Bir yönetim şekli vardır. Arar, inceler, bakar ne yaparsa yapar. Günü saati geldiğinde de kararı millet verir. Ama CHP'den Faik Öztrak istedi diye bakan değiştirilecekse biz hep beraber olarak toplanırız CHP'nin önünde, "Faik'i istemiyoruz" deriz. Ne yapacak Faik Öztrak?

SUSAMAM ŞARKISI

Rap şarkısı vurgusu yaptınız. Dinliyor musunuz rap şarkılarını?

Ben her şeyi takip ederim. Paragraf paragraf orada ne amaçlandığını biliyorum. Eğer o rapi yeni yetişen nesil bütünüyle parça parça kabul ederse her parçayı yönlendiren çevre, grup veya kişiler dış destek bulanlar Türkiye'yi karma karışık hale getirirler. Rap adına Türkiye'de darbe yapmaya heveslenen insanlar türer. O rapi iyi okumak lazım. Yazacak başka şey mi bulamadılar. Hadi söylemede becerileri var, yazmadaki becerinin onlardan olduğu kanaatinde değilim. O kadar sosyolog, psikolog, sosyal ve ekonomik yönden birikimi olan insanlar o kavramları yan yana getiremez. Birileri hazırlamış vermiş. Sen de rap okuyorsun al oku demiş. Yarın herkes okuyacak. Onlar çok tehlikeli şeyler. Bazıları sanat uğruna Türkiye'yi kurban etmeye çalışıyorlar. Onlara dikkat etmek lazım.