Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, Avusturya büyükelçisi olarak atanan Ozan Ceyhun üzerinden yaşanan tartışmalarla ilgili olarak "Atamayla ilgili sorumluluk hükümettedir. Bu tuzağa bazı milletvekillerimiz ve parti yönetimimizden isimlerin de düşmesi ibretlik bir vakadır" ifadelerini kullandı.
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
Cumhuriyet savcıları, HDP'nin bölücü kongresiyle ilgili gecikmeksizin soruşturma açmalıdır. HDP, Türksüz anayasa diyor, aynı şeyi CHP de istiyor. Ha HDP ha CHP. Ha Serok ha Babacan. Alayı birdir, hepsi aynı alçak ve karanlık yolun yolcularıdır...
MHP, Cumhur İttifakı'nın bir parçasıdır. Biz hükümet ortağı değiliz, yönetimde siyasi sorumluluğumuz da bulunmuyor. İdari tasarruflar tamamen hükümtin tekelindedir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın onayıyla Avusturya'ya büyükelçi tayin edilmiştir. Atamayla büyük bir eleştiri sağanağı başlamıştır. Ahlaksız bir süreç devreye alınmıştır. Büyükelçinin ülkücü katili olduğu iddiası gündeme taşınmıştır.
(1 Mart 1977'de yaşananlar) Mustafa Erol şehit olmuştur... Şehit naaşının resmedildiği fotoğraf gözümüzün önünde gitmemiştir. Merhum şehidimizin katilinin kim ya da kimler olduğu resmi olarak tam bilinmeden, sosyal medyada provokasyon yapan, bize dava öğretmeye çalışanların varlığı da teker teker açığa çıkmıştır... Atamayla ilgili sorumluluk hükümettedir...
Bu tuzağa bazı milletvekillerimiz ve parti yönetimimizden isimlerin de düşmesi ibretlik bir vakadır. Şehidimizi de, söyleyeceğimizi de biliriz. Bize, sosyal medya yolcusu değil davamızın hancısı lazımdır.
İdlib deyim yerindeyse fokur fokur kaynayan kanlı kazana dönüşmüştür. Rusya destekli rejim güçlerinin saldırıları devam etmektedir. Şehitlerimiz vatan topraklarına emanet edilmiştir. Hüznümüz tarif edilemez...Elbette şehitler ölmez, kanlarının yerde kalmayacağını biliyor, bunu sabırsızlıla bekliyoruz... Kahramanlarımızz haklarını ödememiz mümkün değildir. Hepsiyle övünüyor, alınlarından öpüyorum.
İdlib'le ilgili altı çizilmesi gereken muamma, rejim güçlerinin bu ayın sonuna kadar gözlem noktalarının gerisine çekilip çekilmeyeceğidir... Bütün ihtimalleri hesaba katmak, sahada ve masada yer tutmak hayati ve zaruridir... İdlib pekçok şeye gebedir. Türk askeri tek taraflı işgal amaçlı değil, Astana ve Soçi ruhuna uygun şekilde orada bulunmaktadır... Türkiye'nin geri adımı düşünelemeyek, zalim Esad döktüğü kanların hesabını damla damla ödeyecektir. Putin'in ikili oynaması, önde Sayın Erdoğan'a sarılırken arkada Esad'ı kucaklaması tam bir çelişkidir.
Türkiye ile Rusya stratejik ortak değildir, müttefik değildir. İki ülke arasında siyasi, ticari ve ekonomik ilişki ağları güçlenmiştir. İdlib'deki gerilim, domates yüklü tırlarımızın Rusya sınırında beklemesine neden oluyorsa, samimiyetsizlik zirve yapmış demektir... Biz kuzu olup baş eğmeyiz, bozkurt olur zalimleri tepeleriz.