Dolar

34,6406

Euro

36,6803

Altın

2.936,93

Bist

9.639,77

'Bahçeli'nin yaptığı bel altı vuruş'

Star yazarı Ahmet Taşgetiren, Bahçeli'nin Abdülkadir Selvi'ye yönelik eleştirilerine tepki gösterdi.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-03-02 19:29:42

'Bahçeli'nin yaptığı bel altı vuruş'

Star yazarı Ahmet Taşgetiren, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'ye yönelik olarak kullandığı "Kılıç artığı" ifadesine tepki gösterdi.

"Bahçeli'ye birisi böyle bir hakarette bulunsa, o da dedelerinin hangi savaşta hangi kahramanlığı gösterdiğini mi anlatacak?" diyen Taşgetiren, "Belki de içinizden geçiyordur: Abdülkadir Selvi senin neyin olur ki, ona böylesine sahip çıkıyorsun? Cevabı çok kısa: “İnsan kardeşim” olur sadece. Ve tepkim 'haysiyet cellatlığı'nı, 'bel altı vuruşlar'ı hiç kimse için olağan kabul etmemekle ilgili" ifadesini kullandı.

Bahçeli, Selvi'nin "AK Parti önemli oranda Kürt seçmene sahip olduğu için MHP ile mesafesinde dikkatli olması lazım" ifadesiyle ilgili olarak "Bu zatın şuursuz ve ucube sözleri bizim nezdimizde küçücük kalmaya, ufalanmaya, çiğnenmeye mahkûmdur" demişti.

"MHP, Kürt kardeşlerimizi karşımızda gösteren, kaleminden zehir damlayan her kim varsa hem bölücü hem de su katılmamış bir Türkiye düşmanıdır" görüşünü dile getiren Bahçeli, Selvi'ye yönelik olarak "Bu kalem ve kılıç artığı şahsın MHP'ye tutumu bellidir. Peki AKP'ye dost mu, yoksa hasım mıdır?" ifadesini kullanmıştı.

Selvi, dün (1 Mart 2017) Hürriyet'te yayımlanan yazısında, Bahçeli'ye tepki gösteren Selvi, "Şerefin ne olduğunu Bahçeli'den öğrenecek değilim" diye yazmıştı.

Abdulkadir Selvi'nin yazısından ilgili kısım şöyle;

"Eleştiriyi “Kılıç artığı” gibi bir hakarete vardırmak kabul edilebilir mi?

Hayır. Belki olay, “Bahçeli boyutu”nda kaldığı için kamuoyunda yeterli tepkiyi görmemiş olabilir.

Ne demek “Bahçeli boyutu”?

“Bahçeli boyutu”işte.

Benzeri bir sözü, mesela Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın bir gazeteci için kullandığını düşünün. Ne olurdu?

Bahçeli belki “kendi boyutu”nu dikkate aldığı için böyle bir hakareti fütursuzca kullanıyor. Ama hayır, bu tepki görmeli.

Bu siyasetçi - gazeteci ilişkisi değil.

Bu, siyasetçinin birbiri ile ilişkisi bile değil.

Bir partinin TV'lerden canlı verilen bir grup toplantısında parti başkanının kullanabileceği hak çerçevesinde değil bu hakaretler. Ağzına geleni söyle. Hatta böyle “Kılıç artığı” gibi insafsızca, haysiyet cellatlığı niteliğindeki lafları da söyle.

"ÖZEL OLARAK SEÇİLMİŞ BİR İFADE"

“Kılıç artığı”ifadesinin özel bir hakaret olsun diye seçildiğini görüyoruz. Bu “Yalancı, şu bu...” gibi bir hakaret değil bu. “İhanet” suçlamaları bile kullanıla kullanıla yalama olmuş haliyle, bu “seçilmiş” hakaretten daha masum kalıyor. Bu, gazetecinin düşüncesinden yola çıkılarak yapılmış bir hakaret de değil. Hani hiçbir türü kabul edilmez hakaretin ama orada bile bir sınır olmalı, diye düşünüyor insan.

Bu, Abdülkadir Selvi'ye yönelik bir “ön yargı”nın, siyaset kürsüsünden seslendirilmesi.

“Kılıç artığı”ifadesinin anlamına bakın. “Düşman” bellediğiniz bir varlığı (bir toplumu, bir inanç grubunu, bir orduyu) kırıyorsunuz, geriye kılıçlardan kurtulan ve size boyun eğen bir insan topluluğu kalıyor. Onlar kılıç artığı.

Bahçeli'ye birisi böyle bir hakarette bulunsa - ki siyaset - medya ortamımız bu tür haysiyet cellatlığının olağan hale geldiği bir seyri yaşıyor- o da dedelerinin hangi savaşta hangi kahramanlığı gösterdiğini mi anlatacak?

Belki de içinizden geçiyordur: Abdülkadir Selvi senin neyin olur ki, ona böylesine sahip çıkıyorsun?

"BEL ALTI VURUŞLAR BUNLAR"

Cevabı çok kısa: “İnsan kardeşim” olur sadece. Ve tepkim “haysiyet cellatlığı”nı, “bel altı vuruşlar”ı hiç kimse için olağan kabul etmemekle ilgili.

Yazıyı yine benim çok naif olarak algılanmama yol açacak bir soru ile bitireyim:

Bahçeli yarın Abdülkadir Selvi'nin yüzüne nasıl bakacak?"

 

Haber Ara